Renkli kâğıtlardan çıkıveren turnalar Uça uça gelir Konarlar evimize
Sayfa 44
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Reklam
• Turnalar gidiyor; ben kalıyorum..’
Sayfa 13 - Timaş
Artık görünmüyor mevsimde hüzün Bulutlar bir garip rüyaya dalmış Ufukta güneşi ağlatan yüzün Bir mülteci gibi tenhâda kalmış Toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir Kaç kere çağırdım seni öteden Turnalar uçurdum gittiğin yere Bin parça eyledin kalbimi neden Ruhum bir başına düştü göklere Bana tebessümle bakıyor
"Tanrı'nın ilk yarattığı bir Işık özüydü. Her şey Işık'la başladı. Kör karanlık ve yoğun kütlesinin dışındaki patlamadan. Bu yüzden hâlâ tapınaklarımızdaki ateşe tapıyor ve onu ebediyen canlı tutuyoruz. Ancak sonrasında Tanrı Güzellik'i, Aşk'ı yarattı... Farsçadaki adıyla Mihr... Adı dünyanın tüm dillerinde kutsansın... Nostalji. Biz ona üçlü diyoruz, unutma. "Güzellik, Aşk ve Nostalji kardeştiler, elbette. Henüz var olmayan bir gökyüzünde arka arkaya uçuşan turnalar ya da sığırcıklar gibi Tanrı'nın aklının ışık küresinin içinde uçarak, oynayarak, hep beraber mutlu mesut yaşıyorlardı. Sonra bir gün ayrıldılar. Güzellik, yani ilk doğan çocuk, kendine baktı ve gülümsedi. O gülümsemeden aniden doğdukları söylenir; yağmurdan sonra güneşin istila ettiği çayırdaki çiçekler gibi, binlerce ve binlerce melek. "Onun hizmetinde yaşayan, daima ona yakın ve daima onu izleyen Aşk'ın, o gülüşün ihtişamıyla gözleri kamaştı, şaşkınlığın ve deliliğin sersemliğine yakalandı ve kaçtı. "Nostalji, küçük kardeş, yalnız kalmaktan korkmuş bir hâlde Aşk'ın omuzlarına atladı; sıkıca sarılıp onu daima yanında tutması için yalvardı. "O zamandan beri Aşk, yani Mihr, yaşlı ama hâlâ genç, fakir ama yüksek mertebede, huzursuz bir şekilde dünyayı dolaşır, Nostalji ile yaşar ve onunla insanların ruhlarını ziyaret eder, kayıp Güzellik'e duyulan arzularını uyandırırlar."
Fikr-i Sabit
Ne bileyim ben Kimdi Amerika’yı keşfeden Ne eder beş kere beş Güneyden mi kuzeyden mi doğardı güneş Kaçıncı padişahtı Yavuz Aylardan nisan mı yoksa temmuz Ne bileyim nereye gider turnalar Şeftali ne zaman çıkar Bahçemde gül açmış ya karanfil Umurumda değil Sabahlara dek kadeh elde Aklım fikrim o güzelde.
Sayfa 138 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.