Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
181 syf.
·
Puan vermedi
Kendi karanlığında kaybolan bekçinin, okyanusun engin sularına aydınlık olmasının hikâyesi #fenerbekçisi Denizlerden gelen babası yeniden oraya dönmüş, annesinin ona “Gümüş” adını verdiği çocukla (ki oldukça manidar) yolu kesişen Pew’in hikâye içindeki hikâyesi usta bir kalemle anlatılır. #jeanettewinterson Sürükleyici… Melankolik… Zaman zaman bilinen karakterler dahil olur anlatıya… mitler girer işin içerisine… Her bölüm kendi içerisinde şekillenirken sembollerle sarmallar oluşur, pek çok detay kendine yer bulur büyüleyici metinde. Pew ve Gümüş hikâye anlatırken kendi öyküleri gerçeğin sarmalına sarılır. Labirentin yollarında çıkışı arayıp bulan okur, onları dinler, yol arladaşı olur kol kola gezinirken. Winterson temeline “sevgi”yi yerleştirdiği eserinde dünü ve bugünü muhteşem dehasıyla harmanlar. Muazzam…
Fener Bekçisi
Fener BekçisiJeanette Winterson · Sel Yayıncılık · 2021128 okunma
440 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Ön yargı ile yaklaştığım, geç tanıştığım yazarın iyi bir romanını daha bitirdim. Her romanından ayrı bir keyif aldığım yazar bu eserinde üniversite okuduğum şehrin sokaklarında gezdirdi adeta beni. Asırlar boyunca tartışma konusu olan Mevlana Şems ilişkisine farklı bir açıdan bakabildim. Türk babanın ve İngiliz bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Karen Kimya'nın gözünden anlatılıyor roman. Sigorta şirketinin bir işi için Konya'ya gelmek zorunda olan Karen Kimya geçmişiyle ve bilinçaltına hapsettiği duygularıyla hesaplaşma yolculuğuna çıkmaktadır aslında. Yazarın diğer romanlarında da benzerlerini gördüğümüz üzere olaylar iki farklı zamanda ilerliyor. Tarihi gereceklikler ve şehrin tarihi dokusu kurmacanın içine ustaca yerleştiriliyor. Aslında yazar diğer romanlarından farklı olarak bu romanda farklı bir teknik deniyor. Bir cinayetin sonucunu merak ederek olayların akışına bırakmıyorsunuz kendinizi bu kez Türk tasavvuf geleneğinin önemli mihenk taşını oluşturan Şems ve Mevlana ilişkisi ve tasavvuf geleneği romanın akıcılığını sağlayan ana unsuru oluşturuyor. Modern dünyanın çıkmazındaki bireyin manevi dünyaya bir yolculuğuna şahitlik ediyoruz. Yazarın diğer romanlarında olduğu gibi usta bir kurmaca romanda bizi karşılıyor. Oldukça akıcı ve sürükleyici bir dil ve üslup bizlere eşlik ediyor. Tarih ve medeniyetimizin önemli noktalarından birini oluşturan Konya'da hem bugüne hem de geçmişe doğru açılıyoruz.
Bab-ı Esrar
Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201936,2bin okunma
Reklam
418 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Ahmet Ümit bu kitabında kitabın başlığının Beyoğlu’nun en güzel abisi olma sebebinin üzücü bir olaydan kaynaklandığını şöyle anlatıyor. Babasının evlendirmek istemediği biriyle kaçan kızı, Nevzat komiser babasını ikna ettiğini düşünüp baba evine kızını götürse bile yine de kızını öldüren bir babanın ona sürekli söylediği üzücü hatırası olan bir lakap… “İnsanlar o kadar korkunç ki, bizim merakımız onların vahşetinin yanında çok masum kalır” Bir cinayet, yılbaşı gecesi işleniyor. Uzaktan yapılan bir bıçak atışı ile Engin Akça öldürülüyor. Tarlabaşının o kötü, mafya babalarıyla dolu olan yüzü… Kara nizam ve Barbut ihsan arasındaki çilem mevzusu…Bu kötü mafya ortamına rağmen insanlara yardım etmeye çabalayan Nazlı… Tüm gün tiner çeken Pirana, Keto , Musti çocuklar… Kara Nizamın, Barbut ihsanın en yakın elemanlarını para ile satın alıp kumpas kurması… Pirana’nın Nevzat komiser için olaya dahil olup Nizam’a saldırma erdemliğini göstermesi ve Pirana ve Keto dahil bir sürü ölümün olduğu bir gün… Ancak asıl katil , Engin Akçanın kötü davrandığı konsomatris kıza bir şey yapmasın diye Roman Sadri’nin usta olduğu bıçakla tek hamlede engin’i öldürmesi… Güzel bir kitaptı ne diyelim Ahmet Ümit kendini sevdiren ve merakta tutan bir yazar. Fakat katili tahmin edebildiğim bir kitaptı.
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
Beyoğlu'nun En Güzel AbisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,7bin okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Yazarla tanışmam #Satranç kitabı ile olmuştu. Kısa hikayeler ve ince kitaplar olmas özellikleı yolculuklarda tercih etmeme sebep oldu. Benim gibi yükünüz hafif olsun ama kitapsız da olmasın diyorsanız kesinlikle tavsiyedir. Kitabın Arka Kapağından: Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan #Satranç 'ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte ile birlikte göç ettiği Brezilya'da yaşamaktaydı. Satranç'ta da, olay yeri olarak New York'tan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi; yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış olan Dr. B. , öykünün aktörleridir. Az kelamla çok şey anlatabilme sanatını en iyi icra eden yazarlardan biridir #stefanzweig Psikoloji, insan ruhu denince ilk akla gelenlerdendir. Satranç oyununa kitapla birlikte özel bir ilgi duymaya başladım. Oyuna ilgisi olanlara özellikle tavsiyedir.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,3bin okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Yazarla tanışma kitabım...
Şık romanı, yazarla tanışmak için iyi bir kitaptı. Yazarın edebiyat dünyasına attığı ilk adım olan bu romandan yazar şöyle bahsetmektedir: "Şimdiki Hüseyin Rahmi'nin acemi, nahif, cılız fakat ileride bolca meyve vermeye yetenekli bir fidanını göreceklerdir. (...) Okuyunuz efendim, okuyunuz. Gençliğimin ihtiyarlığımdan çok neşeli ve daha
Şık
ŞıkHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,037 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Satranç, Zweig’in psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür. Bu metninde, Goerhe’nin “klasik öykü kuramı”an bağlı kalan ve “duyulmadık bir olayın sanatsal düzlemde işlenmesi” ilkesi doğrultusunda bir anlatı mimarisi oluşturan yazar, olay yeri olarak New York’tan Buenos Aires’e girmekte olan yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,3bin okunma
Reklam
382 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Hayri Irdal ve Halit Ayarcı
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
'dan okuduğum ilk kitap. Ana karakterimiz Hayri Irdal, dayısının ona yaş gününde saat hediye etmesiyle saatlere karşı ilgi duymaya başlar. Sonrasında yaşlı bir saatçinin yanında çırak olarak işe başlar. Burada saatlerle ilgili çok fazla şey öğrenir. 1. Dünya Savaşı’nda askere gider sonra tekrar İstanbul’a döner.Abdüsselam Efendi’nin kızı Zehra’yla evlenir ancak Zehra ölür. İspiritizma Cemiyeti’ne gidip gelir. Orada ikinci karısı olacak olan Pakize Hanım’la tanışarak evlenir.Bir gün bir arkadaşı onunla Halit Ayarcı’yı tanıştırır ve bu tanışma Hayri İrdal’ın hayatında bir dönüm noktası olur. Halit Ayarcı, Hayri İrdal’ın parasızlığına çözüm olsun diye Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı bir kurum oluşturur ve başına da Hayri İrdal’ı getirir. Ben hayatımda bu kadar üçkağıtçı bir karakter tanımadım. Halit Ayarcı önüne çıkan fırsatları asla kaçırmadan fırsata çevirmekten usta birisidir. Hayri İrdal ile birlikte o meşhur
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
'nü kurarlar. Uzun bir süre be Enstitu çok fazla ilgi görür. Ama kitabı okurken Halit Ayarcı'nın devletin imkanlarını nasıl sonuna kadar hakkıymış gibi kullandığını okumak... Hiçbir vasfı olmayan bir kurumu nasıl da çok önemliymiş gibi göstermesi... Halit Ayarcı en saçma uğraşı bile süsleyerek satan bir tiptir. Yani reklam yapmasını çok iyi bilir .Pazarlama ve ikna kabiliyeti çok iyidir. Farklı ve okuduğum en zon kitaplardan diyebilirim.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,6bin okunma
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Zaferden sonra!
Bu topraklarda var olmamızı sağlayan Milli Mücadelemizin romanı usta işi bir kurmaca ve tarihi gerçeklik dengesinde kaleme alınmış. Yazarın milli mücadeleyi anlatan belgesel roman serisinden sonra muazzam bir milli mücadele romanı ortaya çıkmış. Tarihi gerçeklik ve kurmaca sağlam bir üslup dahilinde ele alınmıştır. Romanın başkarakteri Ahmet Muhtar, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı'nın travmasıyla inandığı bütün değerlere sırtını dönmüştür. İttihatçı olan Ahmet Muhtar savaştan sonra yurdu terk eden İttihadçı kadronun üst düzey yöneticilerine kırgındır hatta onlardan nefret etmektedir. Büyük savrulma yaşayan Ahmet Muhtar Anadolu'ya geçip Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı bir görüşme sonunda çok ağır, taşıması çok güç bir vazife alır ve bu vazifesini gerçekleştirmek için İstanbul'a geri döner. Kasım 1918'den 1923 Ekim'ine kadar işgal altında bulunan İstanbul'da yaşananlar birçok tarihçi tarafından anlatılmak istenmemiştir. Tarihimizin bu utanç yıllarında yaşananları anlatan tarihi gerçekliğin şekillendirdiği bir çalışma olmuş. Anadolu'daki varlık- yokluk mücadelesine ışık tutuluyor. Bu topraklarda devlet olarak özgür bir ulus olarak yaşamımızı sağlayan milli mücadele gelecek kuşaklara aktarılmalı ve onlar tarafından içselleştirilmesi sağlanmalıdır. Bu tür romanların yeni nesillerce okunmasının sağlanması yurtseverlerin en büyük görevidir.
Hain
HainSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2023163 okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitabın adı: Musa'nın Gecekondusu Yazarın adı: Hasan İzzettin Dinamo Sayfa sayısı:352 Yazarımız severek okuduğum kalemlerden Türkiye'de gecekonduların kurulmaya başladığı 1950'li yıllardan 27 Mayıs 1960 darbesine kadar halkın siyasi partiler etrafındaki gruplaşmalarını ve Musa'nın gecekondusunu anlatıyor. Ben yine tersten okumuşum bu kitaptan önce Musa'nın mapushanesini okumam gerekiyormuş ele verir talkımı kendi yer salkımı hesabı anneme sıralamayı doğru yapmışım ben okurken yanılmışım neyse canım sağ olsun. Gelelim kitabımıza Musa karısız Arife ile gecekondu Mahallesi'nde bir gecekondu el denir amacı bahçesinde tavukçuluk yapmaktır ama... Gecekondu Mahallesi'nde demokrat parti ocağı kurulmuştur ve demokrat partili olmayanlar dışlanmıştır (Ahmet usta ve Musa gibi ) Ne mi oluyor seriye devam . Eğer okuyacak olursanız sıralaması şu şekilde : 1- Savaş ve Açlar 2-Öksüz Musa 3-Açlık 4-Koyun Baba 5-Musa'nın Mapushanesi 6-Musa'nın Gecekondusu Kitapla kalın.
Musa'nın Gecekondusu
Musa'nın GecekondusuHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 2012104 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Güclü şahmat oyunçusu olmaq üçün nə lazımdır? Yüksək zəka və ya sürətli düşünmə qabiliyyəti? Ya anadangəlmə fitri istedad? Bəlkə o qədər çox boş vaxtın olmalıdır ki, şahmatın bütün incəliklərinə və strategiyalarına dərindən yiyələnəsən? Qarşı-qarşıya gələn iki şahmat oyunçusu. Biri dünya şampiyonudur, professional olaraq şahmat oynayır, digəri isə
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,3bin okunma
Reklam
364 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Tanpınarı anlamakta zorlanma
Belkide gören olursa bu yazının ne kadar acemi düşüncelerle yazıldığını düşünecektir, Evet doğru bu düşüncelerim kendi şahsi düşüncemdir, Tanpınarın okuduğum ilk kitabı, kendisini Edebiyat hocam çok severdi o zamanda derslerde gördüğüm kadarıyla bu yazarımızın betimlemeleri ve imgelemeleri meşhur ve usta bir yazar olduğu yönündeydi (kendisi Yahya Kemalin öğrencisi olduğu ve etkinlendiği kişiydi) açıkçası okuduktan sonra anladım ki ben bu deneme kitabında o anlatılan o şehri kafamda canlandırmıyordum bazı kelimeler çok uçuk ve konuşma dilinden uzak imgelerle doluydu, diyebilirsin ki senin kelime haznen ve hayal dünyan gelişmemiş olabilir, evet belkide budur ama yinede bu durum benim kitabı anlamama etki olan bir durumdu, kitabı yazılan dönemlerdeki konuşma diline göre yargılayayım desem de o zaman Tanpınar ile aynı dönemde ki halka daha yakın yazı diline sahip yazarlara ayıp etmiş olurum, evet belki Tanpınarın kendi imajı budur anlaşılmamak veya kendisini entelektüel kişilerin anlaması için yazı dilini kasan ve kendini kastıran bir yazardır saygım sonsuz ama bana göre halktan uzakta kalan halkın sevgisinden de uzakta kalacaktır.
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Yapı Kredi Yayınları · 200011,4bin okunma
220 syf.
10/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Gerçekten mükemmel bir kitap. Elimden bırakamadım. Bir gecede bitti. İnsana dair derinlikli bir kitap. Ahmet Altan insanları gözlemlenmekte ve hissetmekte usta. Ve tabiki bunları yazıya geçirmekte de. Kitap çok farklı yönlerden okuyanda bir lezzet bırakıyor.
Hayat Hanım
Hayat HanımAhmet Altan · Everest Yayınları · 20211,855 okunma
68 syf.
5/10 puan verdi
Stefan Zweig, konu psikolojik drama hikayeleri dokumaya gelince genel olarak bir usta. Okuyucunun karakterlerinin zihnine yolculuk yapmasına olanak tanıyan güzel, açıklayıcı düzyazı. Bugüne kadar okuduğum Zweig romanlarında da durum böyle. Ne yazık ki bu kısa roman biraz hayal kırıklığı yarattı, baş kahramanı Zweig'in alışıldık psikolojik karmaşıklığından yoksundu ve oldukça öngörülebilir bir olay örgüsü sunuyordu. Bu hikayeyi okurken kahramanın sürekli abartılan duygularından rahatsız oldum. Bu kısa romanı bitirmek bir zevkten ziyade bir angarya gibi geldi. Ne Zweig'in en iyi hali, ne de benim her zamanki Zweig okuma deneyimim. Bu romanla ilgili deneyimlerimde azınlıktayım. Belki de doğru kitabın yanlış zamanlaması durumu? Emin değilim. Ancak derecelendirmelerin çoğu 4'lü ve 5'li olduğundan lütfen diğer yorumları okuyun ve ilginizi çekiyorsa bu kısa romanı okuyun.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,7bin okunma
415 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Huzur, Tanzimat'tan beri Doğu ve Batı kültürü arasında sıkışmış ve bocalamış bir milletin huzur arayışı içindeki huzursuzluğu dört ana karakterin kişilik tahlili üzerinden veriliyor. Tarih, Felsefe, Müzik, zaman ve rüya usta kurmaca içinde yoğruluyor. Şiirsel bir üslup okura eşlik ediyor. Yeni kurulan devletin yaşadığı yenileşme süreci, geçmişle olan sürtüşmesi, şark ve garp arasında yaşanan bocalama Tanpınar'ın derin bakış açısı ile ele alınıyor. Dört bölümden oluşuyor. Her bölüm bir karakterin ismiyle zikrolunuyor. Ayrıntılı ve derin kişilik tahlilleri ön plana çıkıyor. Tanpınar şiirde Paul Velery, romanda ise Marcel Proust'u örnek alıyor. Bu romanda da Proust'tan etkilenme ön plana çıkıyor. 1930'lu yılların Türkiye'si ve bir dünya savaşına daha hazırlanan dünyanın yaşadığı gerilim romanın altlığını oluşturuyor. Tabii romanda ana unsur şuphesiz ki musiki olarak karşımıza geliyor. Musiki üzerinden yapılan sohbetlerle geçmişe kültür ve medeniyet yolculuğu yapılıyor. Farklı zamanlar romanda bir arada ana kurmacanın çevresinde şekillendiriliyor. Rüya ise Tanpınar'ın eserlerinde vazgeçilmez bir unsur olarak ön plana çıkıyor. Romanın son bölümünde bu durum ön plana çıkıyor. Ahmet Hamdi Tanpınar zamana yayılarak sindirilerek okunması gereken bir isim. Farklı zamanlarda tekrardan okunması gerekiyor. Benim ikinci okuyuşum son da olmayacak. Her okuyuşta daha derinlemesine anlam çıkarıldığı bir gerçek. İyi okumalar dilerim...
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,4bin okunma
975 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.