Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Esken çağı öncesi aile
Musa'dan önceki bu İbraniler çadırda yaşayan, hayvan yetiştiren gö çebe Semitlerdi. Kabilelere ayrılmış bulunmaktaydılar. Her kabile de birkaç aileyi içeren klanlara bölünmüş durumdaydı. Önceleri soy, ana tarafına bağlıydı: Çocuklar analarının klanına giriyorlardı. Yüzyıllar boyunca ana, çocuklarının adını seçmek hakkını elinde tuttu. Çoğu kez kadın ana babasının yanında oturuyor, kocası da ara sıra gelip onu görüyordu. Örneğin, Kutsal Kitap'ın Çıkış bölü- münde yazılı olduğuna göre Musa, Midyanlı bir kadınla evliydi, kadın da oğullarıyla birlikte kendi ülkesinde kalmıştı. Kesin olan şu ki, çadırın sahibi kadındı; kocası da onun yanına gelip oturabilirdi. Nitekim Tek- vin'in Yehova Metni'ne göre "Erkek anası ile babasını bırakacak ve karısına bağlanacaktır."
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Evrim Konusunda 20 Değişim Noktası veya Kitabın Özeti
Kitabımda, 20 farklı değişim noktasından bahsettim. Bunlara “değişim noktası” adını vermemin sebebi, şu anda yaşadığımız hayata dair görüşlerimizi, Evrimsel Biyoloji'nin bize gösterdiği gerçekler dâhilinde değiştirdiğimizde görebileceğimiz ihtişamını anlayabilmenizi sağlamak ve sizi, bu gerçeklere alıştırmaktı. Tekrar göz atmak isteyenler
Sayfa 265-268
Evrim Çok Yavaş Gelişen Bir Süreçtir
Evrim, bir canlının tamamen farklı bir canlıya, bir anda dönüşüvermesi demek değildir. Örneğin bir insanın bir kuşa dönüşüp uçmaya başlaması, bir kedinin timsaha dönüşüp suya dalması demek değildir! Bu abartılı örneklerde anlatmak istediğimiz, evrimsel süreçler sonucunda, göreceli olarak kısa bir zaman diliminde evrimleşen bir tür, atasal türünden çok da farklı olmayacaktır. Örneğin bir bitkinin ya da bir kuşun evrimi gözlendiğinde, bu kuşun kendisinden bir önceki atasının, kendisinden aşırı farklı olmadığı; ancak bilim eğitimi almış kişilerce kolayca görülebilecek belirgin farkları bulunduğu görülecektir. Ancak nesiller takip edilirse görülür ki, zaman içerisinde ilerledikçe canlıların birbirlerine olan benzerlikleri azalmakta, farklılıkları ise artmaktadır. Sonunda, aynı kuş türünün 100.000 nesil sonraki bireyi ile 100.000 nesil önceki bireyi arasındaki fark, ciddi miktarda olacak ve bu fark kimi zaman denizel bir canlının artık karada yaşayabilir adaptasyonlar geçirmiş olmasıyla, karasal bir canlının uçma yetisini kazanmasıyla, görme yetisine sahip bir canlının gözlerinin tamamen işlevsiz hale gelmesiyle, vs. sonuçlanabilecektir. Yani evrim çok yavaş gelişen bir süreçtir ve ömrü 70-80 yıl olan bir canlı tarafından gözlenemez. Ancak ömrü 1 milyon yıl olan zeki bir canlı var olsaydı, birçok türün evrimsel değişimini tek bir ömür içerisinde gözleyebilirdi.
Sayfa 162
Irz düşmanı Hüveytat Aşiretinin Yaptıkları
Hüveytat aşireti, Hıreyşe aşiretinden sonra gelen altı bin çadırlık bir seyyar aşiretti. Disiplini gevşek, halkı sert, yırtıcı, en adi şeylere kadar tenezzül eden hırsızlardandı. Arap aşi­retleri içinde kadınlara el atan ve alçakça soyan yegâne aşi­retti. Bu vahşi ve saldırgan aşiretten gerek Urban-ı Badiye (Çöl Göçerleri) ve gerekse yerli
Ne sahralarda unutulduk, ne de kurda kuşa terkedildik... Hiç bir şey zayi olmaz bu âlemde. Açlık da, susuzluk da, hayat da, ölüm de ilahî takdire göre tezâhür eder. Her şeyin bir eceli var ve hiç bir varlık iki defa ölmez. Ölüm aynı, sadece sebepleri farklı. Kimi sarayda, kimi çadırda; kimi çok yediğinden, kimi de aç kaldığından ölür. Kimi düşer, kimi üşür, kimi düşünür de ölür. Ölüm üzerine düşünen de, ölümsüzlük üzerine çalışan da ölür. Mesele nerede ölmek değil, nasıl bir halde ölmek.
Sayfa 217
Reklam
Tarih 16 Temmuz 1969 ve Apollo 11, onu taşıyan Saturn V roketiyle Kennedy Uzay Merkezi Fırlatma Kompleksi 39A'dan kalkış yaptı. Dünya'nın yörüngesinde 2 saat 33 dakika geçirdikten sonra yörüngeden kurtulabilmek için S-IVB motoru yeniden çalıştırıldı ve 20 Temmuz 1969 tarihinde, fırlatılışından 102 saat 45 dakika 40 saniye sonra LM (Ay Modülü) CM'den (Komuta Modülü) ayrıldı ve Ay yüzeyinin Mare Tranquillitatis bölgesine iniş yapılarak "Eagle iniş yapmıştır,” (İng.: “The Eagle has landed.”) sözü söylendi. Komutada bulunan Armstrong modülden çıktığı zaman üzerine televizyon kamerasının yerleştirildiği MESA (Modüler Ekipman İstifleme Ünitesi) serbest bırakıldı ve bütün dünya Armstrong'un yüzeye ilk adımını atmasını izledi, ardından "Bir insan için küçük bir adım, insanlık içinse büyük bir sıçrayış." şeklindeki meşhur sözlerini dinledi. Ardından Aldrin de Ay yüzeyine indi ve SWC (Solar Rüzgâr Kolektörü) ve LRRR (Lazer Mesafe Retroreflektörü) ile PSEP (Pasif Sismik Deney Paketi) kuruldu, bölgenin panoramik fotoğrafları çekildi, yüzeydeki materyallerin yakın görüntüleri çekildi ve yüzeyden örnekler toplandı. Armstrong'un Ay'ın yüzeyine adım attıktan sonra çektiği ilk fotoğraf AS11-40-5850 arşiv numaralı fotoğraftır.
Sayfa 201 - Ginko BilimKitabı okudu
“İlk olarak bu insanlar, türlerin birbirine evrimini bir farenin bir file bir anda dönüşüvermesi, bir ceylanın bir kaplana değişmesi, bir kurbağanın kanatlanıp uçması gibi düşünmekte, bu şekilde anlamak istemektedirler. Kitabımın bir önceki bölümünde, on birinci değişim noktasında izah ettiğim gibi, evrimsel süreçlerde asla böyle sıçramalar görülmez. Eski bir fare türü eğer ki evrim geçiriyorsa, muhtemelen yine kemirgen olan, fare benzeri bir diğer türe evrimleşecektir; bir kuşa, ata, file, ayıya, balığa değil. Ancak her ne kadar birbirlerine oldukça benzer olsalar da, nesiller geçtikçe bu iki yakın/benzer canlı arasında birbirleriyle çiftleşmelerine engel olacak kadar farklılık birikebilir. Çünkü her bir nesilde, iki farklı evrimsel süreçte oluşan değişimler, birikerek canlıların birbirinden giderek farklılaşmasına neden olur. Dolayısıyla eskiden tek bir türe ait popülasyonlar, nesiller içerisinde farklı iki (ya da daha fazla) türe evrimleşebilirler. Bu, kademeli olarak değişimler yaratan Doğal Seçilim ile ilgili anlaşılması gereken en önemli noktalardan biridir.”
Yıldırım, Yıldırım Han, Sultan Bayezid, Sultan Yıldırım Bayezid adlarıyla anılır. Kimi kaynaklarda “Yıldırım” lakabını, 1386'da Karamanoğullarıyla yapılan savaştaki çevikliği ve gözüpekliğiyle kazandığı, Tarih-i Saf'ta ise öfkeli ve kibirli olduğu için yıldırıma benzetildiği yazılı ise de olasılıkla Türkçe adıdır. (...) Kosova Meydan
Sayfa 56 - 4- Sultan Yıldırım (I.) BayezidKitabı okudu
92 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.