-Ne o, ölecek misin yoksa?
-Ne olmuş? Hep yaşayacak mıydık da? Bir gün ölmek de gerek.
Yüreğinde söz dinleyip bu dünyada kimseyi gücendirmediği zaman insanın ne kadar iyi yaşadığını hissediyordu, demek ki öteki dünyada da her şey iyi olacaktı.
paris’te ölünün başında üç, hatta bazen dört gün beklenirmiş. buradaysa öyle bir vakit yokmuş, daha ölüm fikrine alışamadan cenaze arabasının peşine takılmak gerekiyormuş.
Ne Kur'an, ne şeriat aslında ilerlemeye muhalif değildir; yalnız onların taşıyıcısı olan şeyhler ve âlimler, kişisel menfaatleri uğruna Kur'an ve şeriata medeniyetle uyuşmayan bir şekil vermeye uğraşmışlardır. Bunu pekâlâ bilen Mısır müceddidi Mehmet Ali, Mısır'ın şeyh ve âlimlerini sarayına toplayarak, etrafını kendisine tamamen sadık üç sıra askerle kuşandıktan sonra, yaptığı yenilik ve ıslahatları, ölüm tehdidi altında onlara onaylatıp imzalattırdı.
Romanın Hazırlanması ve Yayını
Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor.
Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Romanın Hazırlanması ve Yayını
Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor.
Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Büyük imparatorluklar, büyük tanrılar ve büyük dinler gerektirir. Üç bin yıl önce Mezopotamya ve Mısır şehirleri için yeterli olan ilk tanrılar (doğa güçleri, yaşam ve ölüm tanrıları) pek çok etnik gruba mensup, milyonlarca insandan oluşan imparatorluklar oluştuğunda artık yeterli gelmiyordu. Yönetimin yeni dünya düzenini kapsayacak şekilde sistemleştirilmesi zorunluydu.Aynı şekilde böylesi bir yönetimin ayrılmaz bir parçası oldukları için tanrıların ve dinlerin de sistemli hâle getirilmesi gerekiyordu.
DEVLET UĞRUNA KENDİNİ FEDA EDEN KAHRAMAN: URUNGU (BOZKURTLAR DİRİLİYOR)
Olay Örgüsü
İncelemeye geçmeden önce yine uzunca bir özet verelim
Kür Şad ihtilali, Çin Kağanı Tay-tsung'u korku ve endişeye kaptırmıştır. Ne yapılacağını görüşmek üzere nazırlarını sarayda toplar. Çeşitli fikirler ileri sürülür. Sonunda Gök Türklerin Çin'den
Ölüm cezasının yerine getirilmesi bir “kanun “ ile olmaktadır.Bu nedenle.
a)CHP’nin Mahkemesine iptal için başvurmasında bir usulsüzlük yoktur
b) Cumhurbaşkanımızın yetkileri ise
iki bakımdan mütalaa olunmalıdır.
aa)Cumhurbaşkanımızın yetkiler
cezaların affı bakımından üç belli sebeple bağlı olduğu Anayasamızda
açıklanmış bulunduğundan,bu yol ka
kapalı bulunmaktadır.
bb)Cumhurbaşkanımızın bahis konusu tasarının usulüne uygun.
hazırlanmadığı,ivedilik ve öncelik ka
tatlarının isabetli görülmediği, böylesi
ne önemli bir tasarrufta bütün düşüncelerin ortaya atılmasına olanak sağlanmasındaki zaruret ve uygun mütalaa buyuracakları sair gerekçelerle tekrar görüşme istemin
de bulunmaları mümkün görülmektedir.
Bu dünyada üç nesneden korkarım
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Hiç birinden asla gönlüm hoş değil
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.
Beğim düştük bu yerlere göçülmez
Avuç ile kirli sular içilmez
Uç derdim var birbirinden geçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.
Pınar, senin ne belalı başın var
Baş ucunda elvan elvan taşın var
Onüçünde kızlar ile işin var
Yandım kızlar bir su verin Pınar'dan.