Belki de hiç şükretmiyoruz. Aklınız sürekli sizde olmayıp başkasında olanda olunca sahip olduklarınız size hep az ve yetersiz geliyor. Oysa yürüyebilecek bacaklarınız, başınızı sokabilecek bir eviniz, gören gözleriniz, duyan kulaklarınız, istediğinizi yiyebilmenize olanak sağlayan sağlığınız, bunları anlayabilecek zekânız ve bilgi birikiminiz var. Üstelik sevebilme yeteneğine sahipsiniz. Mutlu hissetmek için yapmanız gereken, sizin için önemli değerlere odaklanıp, sahip olduğunuz şeylere şükredip, onların tadına vara vara yaşamaktır.
Değer duygunuzu dışınızdaki şeylerde aramayın. Sakın olduğunuz kişinin yetersiz ve değersiz olduğunu düşünmeyin. Değerli olduğunuzu hissetmek için başkalarının onayına, sevgisine ve doğrulamasına ihtiyacınız yok. Dış koşullar, yerler ve insanlar sizin değerinizi belirlemez. Siz bunlardan bağımsız kendi öz benliğinize tutunarak değerli hissetmelisiniz, kimlik ve kişiliğinizi insanların ihtiyaç, fikir ve söylemleri doğrultusunda değiştirmemeli, öz değerinize inanmalısınız. Sizi değerli kılan şey dışarıdan nasıl göründüğünüz değil, içinizde kim olduğunuzdur.
ne olduysa oldu. sonuçta yapmak istediği şeyi yaparak öldü değil mi? bence şanslıydı. herkesin yaşamı elbet bir gün sona erecek. ve bir savaş alanının ortasında zaferle ölmek daha iyi.