Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. Trt'de yayınlanan Uyanış Selçuklu dizisinde Hasan Sabbah ismini duyunca yıllar önce bu kitabı okumak istediğim ama daha sonra okumayı unuttuğum aklıma geldi ve alıp okudum. Okurken de çok keyif aldım.
Gençlik yıllarında, Selçuklu'ya itaat etmek istemeyen Hasan Sabbah aynı
“Hani bu ayın apartman kitabı?” diyenler; işte nisan ayının apartman kitabı Kozmonot Apartmanı.Üstelik çok da ilginç bir davet düzenleniyor bu apartmanda. Kozmonot apartmanı 13 numarada oturan Zeki Bey düzenliyor daveti. Siz de davetlisiniz ama şunu söyleyeyim davet edildiğinize pişman olma ihtimaliniz yüksek. Yine apartman kitaplarının peşine
Zülfü Livaneli okumayı çok seviyorum.En çok da okurken kulağıma o kadife sesinin gelmesinden ötürü sanırım.Gerçeklerin üzerine inşa edilmiş etkileyici romanlarının yanı sıra çok değerli yazıları ile de bizi edebiyata doyuran bir isim #zülfülivaneli Çizgisini hiç bozmadan, efendiliğinden ödün vermeden tırmanmış zirvenin merdivenlerini ve
KARAMAZOV KARDEŞLER
“Dönün. Kendinize bakın. En masum olanınızın içindeki kötülüğü de görün. Kendi içinizde bile böylesine kötülük varken, sadece dışardan gördüklerinizle bir insanı yargılamaya ve suçlamaya utanmıyor musunuz?”
Yeni yılın ilk kitabıyla herkese selamlar sevgiler …️
Bence yeni yıla yakışır bir kitap okudum diye düşünüyorum. 1025
Merhaba arkadaşlar. Tutunamayanlar'ı en son beş sene önce okumuştum. O zamanlar bitirmekte zorlanmıştım ama ona rağmen yine de çok beğenmiştim. Şimdi ikinci kez okudum ve ikinci okumamda su gibi aktığını söyleyebilirim.
Türk edebiyatının ilk postmodern romanı Tutunamayanlar. 1970 TRT roman ödülü almasına rağmen yayınlandıktan sonra pek ilgi
Kitap birbirinden güzel ve etkileyici sekiz öyküden oluşuyor. Hikâyelerde bol bol yalnızlıklar, umutsuzluklar, toplumdan kopuş hâkim ayrıca Oğuz Atayın kendine has üslubu ile topluma, yönetime eleştirilerini fark etmek mümkün. Oğuz Atay okumaya başlamak için uygun bir eser olduğunu düşünüyorum. Okurken dili farklı gelse de zor gelmedi.
Başta da söylediğim gibi hikâyeler çok etkileyici. Korkuyu beklerken evinden çıkamayan kahramanın gözünden tedirgin oluyorsunuz, ölen babaya mektup yazarak içinizi döküyorsunuz, tahta atlara binip özgürlük ülkesine kanatlanıyor, adını bilmediğiniz bir tren istasyonunda bir barakada hikâyeler yazıyorsunuz. Bu gerçekçilik biraz ürpertse de okuması çok keyifli. Hikâyeler hakkında birkaç inceleme okuma fırsatı buldum ve incelemelerle birlikte kaçırdığım birçok noktayı fark ettim, hepsi için ayrı ayrı sayfalarca yazı yazmak mümkün. Beni en çok, içinde yaşadığımız toplumun insani nasıl bir kukla gibi kullandığını vurgulayan Beyaz Mantolu Adam hikâyesi etkiledi. Hikâyede yaşanan komik olayların gerçeğe yansıması çok acı vericiydi.
Kitabı Atay’ın “Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?” cümlesi ile sonlandırmak, kitabın üzerimdeki etkisini kalıcı hale getirdi. Zamanında hak ettiği değeri görmemiş olması gerçeği çok üzücü. Oğuz Atay hakkında daha fazla okuma ve araştırma yapmak yeni yıl hedeflerim arasında. Oğuz Atay burada arkadaşlar, siz neredesiniz?
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.