Biyoloji, antropoloji ve arkeoloji hep aynı yönde işaret ediyor : İnsanlar dostlarına karşı sevecen ama yabancılara karşı acımasızlar .
Şurası bir gerçektir ki, Arkeoloji Müzesi'nin bahçesine "Muradiye'yi ziyaret ediniz" tabelasını diktirmek hâlâ çok zor. Türk Edebiyatı, 1985
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Arkeoloji" terimi Foucault'nun eselerinin -Kliniğin Doğuşu, Tıbbî Bakışın Bir Arkeolojisi (1963); Kelimeler ve Şeyler, İnsan Bilimlerinin Bir Arkeolojisi (1966) ve Bilginin Arkeolojisi (1969)- başlıklarında üç kez görünür ve 70'li yılların başına kadar filozofun araştırma yöntemini belirler. Tarihsel bir alanı yeniden kurmak söz konusu olduğunda, belirli bir dönemin bilgisine ilişkin söylemlerin doğuş koşullarını genellikle elde et mek için, aslında, Foucault'nun farklı boyutları (felsefî, ekonomik, bilimsel, siyasal vb.) oyuna soktuğu ölçüde Arkeoloji bir tarih olmaz. Belirli bir anda doğmuş bulunan yeni nesnelerin kuruluşundan hareketle, farklı yerel bilgilerin kendilerine belirginlik kazandıkları biçimi değil yalnız, fakat onların nasıl birbirlerine karşılık gel diklerini ve tutarlı bir epistemik görünüşü yatay bir biçimde nasıl resmettiklerini de betimlemek için, düşüncelerin tarihini evrimleri içerisinde incelemek yerine o, sonuçta, belirli tarihsel kopuş ların -özellikle Klasik Çağ ve 19. yüzyılın başı— üzerinde yoğunlaşır
Ruhu kıvansın (Önsöz)
❝ Bize, İstanbul Arkeoloji Müzelerinde bulunan ve kendi topraklarımızdan yığınlarla çıkmakta olan çiviyazılı belgeler üzerinde araştırma yapmayı, birçok geleneğimizin, inançlarımızın, bilgilerimizin kaynağını arayıp bulma olanağını sağlayan Ulu Atamızı burada şükranla anmayı bir borç biliyorum. Ruhu kıvansın. ❞ Muazzez İlmiye Çığ
Herhangi bir coğrafyayı yönetmek üzere tayin edilen İngiliz bir görevlinin tarih, arkeoloji, güzel sanatlar gibi çeşitli alanlarda derinlemesine vukûfunun bulunması, nadirattan değildir. Bu durum, özellikle karmaşık dönemlerde İngiliz bürokratlarının çok yönlü çalışmasını ve sahayı daha etraflı kavramasını sağlamıştır. Osmanlı'nın dağılmaya doğru ilerlediği zaman diliminde bütün coğrafyayı baştanbaşa kat eden ünlü İngiliz seyyah Gertrude Margaret Lowthian Bell'in (1868-1926) aynı zamanda hem istihbaratçı, hem arkeolog, hem antropolog, hem fotoğrafçı, hem arşivci, hem de tarihçi olması, Osmanlı sonrası dönemde Irak'ın oluşturulmasında kritik bir önem arz etmiştir. "Ajan” denilerek adeta misyonu önemsizleştirilen ve tek boyuta indirgenen Thomas Edward Lawrence (1888-1935) da, Şerif Hüseyin ve ailesinin Osmanlı'ya karşı kışkırtılması sürecinde sahip olduğu entelektüel altyapıdan faydalanmıştır.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.