244 syf.
5/10 puan verdi
·
9 günde okudu
İnsanın doğum tarihi, yaşadığı toplumun her yönü, kendisine sunulan fırsatlar ve bu fırsatları ne ölçüde değerlendirip - değerlendirmediği.. Bütün bunlar başarıyı etkiler mi? Ya da en fazla ne kadar etkileyebilir ki? Diye soracak olsak, sosyologlara göre bu mefhumların neredeyse tamamı başarıyı etkiliyor. Hokey oyuncuları, Beatles, Bill Joy ve
Outliers
OutliersMalcolm Gladwell · MediaCat Yayınları · 20228,1bin okunma
592 syf.
·
Puan vermedi
Sol ve Sağ
Gelişmiş demokrasilerde birbirine karşıt olan fikirler, dünya görüşleri ve bunların parlamentodaki yansımaları ile kararlar şekillenir ve politikalar yontulur. Bir kâğıdın yırtılmaması ve dik durması için bile farklı iki noktadan kuvvet uygulanması gerekirse, devletler gibi kolektif yapıların da dik durabilmeleri için farklı kuvvetlerce
Beşeri Coğrafya
Beşeri CoğrafyaErol Tümertekin · Çantay Yayınları · 199838 okunma
Reklam
Çalışmayan zenginlik ile yaşamak için çalışan yoksulluk arasındaki uzlaşmaz karşıtlık, ayrıca bilgi karşıtlığına da neden olur. Bilgi ve emek ayrışır. Bilgi, emeğin karşısına sermaye olarak çıkar.
Gelelim Mustafa'nın Deniz'ini kaybettiği denizden gelen bebeğe... Türkiye'nin içinden çıkamadığ göçmen meselesine esaslı bir dokunuş yapmışsınız. Televizyonlardan kıyaya vuran bebekleri, insanları gördük. Adına ne dersek diyelim, Aylan, Samir, Hamid... Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı.. İnsanlığın her anlamda can çekiştiği bir
"Biliyorsun ki sermaye işçiyi ezer - bizde işçiler köylüdür, emeğin bütün ağırlığını taşırlar ve ne kadar emek harcarlarsa harcasınlar o hayvani hayallerinden çıkamayacak hâle getirilirler. Kazanılan gelirin bütün kârı, onların durumlarını düzeltebilecek, onlara boş vakit ve bunun sonucunda eğitim getirebilecek olan kâr, bütün artı değer - kapitalistler tarafından ellerinden alınıyor. Ve toplum tam da onların daha çok çalışmasını, tüccarların, toprak sahiplerinin daha çok kazanmasını, onlarınsa hep hayvan işçiler olarak kalmasını sağlayacak şekilde şekillenmiştir. Bu düzenin değişmesi lazım."
İnsanlar,sahip oldukları tek şeyi-çalışma yeteneklerini-iş sahiplerine satmak zorundalar.Emek gücümüz bir kez satıldı mı işverenlerin malı haline geliyor.Pek çoğumuzun yaşamak için bir başkası için çalışmaktan başka çaresi bulunmadığından,işverenlerle son derece eşitsiz bir ilişki içine giriyoruz.İlişkinin eşitsiz oluşu,işverenlere üretimi kendi işlerine geldiği şekilde örgütleme imkanı veriyor.Bu sayede,bizi kendilerine bu iş icin yaptıkları masrafların üzerinde bir artı üretecek şekilde uzun saatler boyunca çalışmaya mecbur edebiliyorlar.Mal sahibi onlar olduğu için bu artı ürün onlarındır,ve bu artı ürünü sattıkları zaman,karşılığında aldıkları para,istedikleri gibi kullanacakları karlardır.Bu karın,paralarını ve işletme hünerlerini çalıştırmanın adil karşılığı olduğunu idda ederler.Ama karın esas kaynağı bizim zorunlu çalışmamızdır.
Reklam
335 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.