Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
·
Puan vermedi
#JanPhilippSenker #HerKalpKendiŞarkısınıSöyler " Ne kadar yaşar ki insan? Bin gün mü, tek bir gün mü? Bir hafta mı, yüzyıllar mı? Ne kadar sürer insanın ölmesi? Ne demektir "sonsuza kadar"? " “ Mi Mi’nin kalbini ve kendi kalbini duydu. Ritimleri yavaş yavaş, her atışta bütünleşip birbirine ayak uyduruyordu ve ona çok
Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler
Her Kalp Kendi Şarkısını SöylerJan-Philipp Sendker · Arkadya Yayınları · 20192,282 okunma
472 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Merhaba ! Spoiler... Kitabın asıl olayı Saye' in gece yarısı kaza yapmasından sonra başlıyor. Kaza kısmına kadar yer yer kızdım karaktere çünkü gerçekten hiç birşey umurunda değilmiş havası vardı. Ama sonra olaylar akıp gidiyor yazar Saye nin duygusunu o kadar iyi yansıtmış ki bir ara gerçekten babası olduğunu düşündürecek kadar yaşadığı duygu karmaşası korkuları fazlasıyla etkileyiciydi hele ki işin içine Penny girince duygular 2 katına çıktı karanlık korkusu olan biri olarak kiler kısımlarında ruhum daraldı beni etkiledi sonlara doğru Evan'ın desteğiyle toparladı derken eskisi gibi olacak korkusu sardı ama Garrett ı pataklayınca içimin yağları eridi yaşadığı acı onu çok daha iyi biri yaptı ki kitapta bunu fazlasıyla gösterdi eğer türü seviyorsanız kitaplığınızda bulunması gereken türden.
Karanlık Oda Kuralları
Karanlık Oda KurallarıRobin Roe · Artemis Milenyum · 202396 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Tavşanlara bakabilirim ben yine de, öyle değil mi?” Uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Bazı kitaplar vardır, insanın kalbine dokunur, içine çeker, sanki bir parçasıymışsınız gibi hissettirir. Fareler ve İnsanlar bana bunları yaşattı. Çiftliklerde beş kuruş kazanmak için kilolarca arpa çuvallarını sırtlanmak; pis yatakhanelerde
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023172,2bin okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
Çok sevdiğim yazarlardan biri olan Jack London'ın distopik eseri Kızıl Veba, orijinal adı ile The Scarlet Plague ilk kez 1912 yılında tefrika olarak yayımlanmaya başlamış. Tekrar ediyorum 1912… O tarihte böyle bir eser ancak Jack London’ın kaleminden çıkardı... Pandemi döneminde popülaritesi artmıştı bu kitabın ki benim okumam da o aslında tarihlere denk gelmekte... Ülkemizde 2020 yılında İthaki yayınevindeki basımında bir diğer bilimkurgu öyküsü olan ‘’Görülmemiş İstila’’ da yer almakta. . Kitabın konusu kısaca şu şekilde; 2013 yılında başlayan bir salgın nedeniyle milyonlarca insan ölmüş ve insanlık büyük bir yok oluşla karşı karşıya kalmıştır. Yıl 2073‘ü gösterdiğinde ise medeni dünyayı hatırlayan sadece Profesör James Howard Smith kalmış ve vebanın ortaya çıkışından itibaren tüm olanları beraberce yaşam mücadelesi verdiği torunlarına -Edwin, Hoo Hoo ve Tavşan Dudak- anlatmaktadır. Yiyecek bulmanın ve hayatta kalmanın güç olduğu bu dünyada insanlığın tekrardan var olması asıl hedef olur. Profesörün tek isteği gelecek neslin yeni ve medeni bir dünya yaratmasıdır.
Jack London
Jack London
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,5bin okunma
572 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Merhabalar, Notre Dame’ın Kamburu kitabının yorumuyla geldim Önce kitabın yazılma amacına değinmek istiyorum. Victor Hugo’nun bu kitabı yazma amacı; katedralin bakımsız olması nedeniyle şehir planlamacılarının bu yapıyı yıkmak istemeleriydi. Bu kitabı yazarken özellikle halkın ilgisini çekmek istemiş ve katedralin kurtarılması için başlatılan
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · İş Bankası Kültür Yayınları · 202132,8bin okunma
392 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Maddie dünyanın nasıl bir yer olduğunu, kadınların bu dünyada nereye ait olduklarını çok geç anlamıştı. Gizli olduğu sürece erkeklerin kızlarla takılma hakkı vardı anlaşılan. Erkeklerin, bazı erkeklerin, ilgilerine cevap vermeyen kızları öldürme hakları da vardı." Herkese selamlar @arkadya_kitap tan çıkan taptaze, gizem türünde
Göldeki Kadın
Göldeki KadınLaura Lippman · Arkadya Yayınları · 20246 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tokat gibi insanın yüzüne hayatın acımasızlığını, kötülüğünü, çirkinliğini vuran bir kitap. Fahişe diye kınanan insanları, o noktaya getiren olayları ve insanları çok güzel anlatıyor. Ve asıl kınanması gerekenlerin, ayıplanmasını gerekenin onlar olmadığını sade, samimi ve acı bir şekilde anlatıyor.
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,5bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
13 saatte okudu
"En ideal kale, insanların nefretini kazanmamak olacaktır. Kalelerinizi elinizde tutsanız bile, sizi nefret edenlerden koruyamazlar." Günümüzden yaklaşık 500 yıl önce yazılmış olmasına rağmen, politik yönden halen yöneticilere ışık tutan fikirleri beni fazlasıyla etkiledi. Yazarın kitabındaki düşüncesi “Korkulan” ama nefret edilmeyen bir hükümdar olmaktır. Machiavelli’e göre ahlaki ilkeler her özel durumun ihtiyaçlarına tamamen teslim olmalıdır. Bu yüzden, Prens gücünü koruyabilmek için gerekirse her şeyi yapmaktan çekinmemelidir. Machiavelli, bir hükümdarın asıl gücünü sevilmekten çok korkutmaktan alması gerektiğini söylerken gene de kendinden nefret ettirmemesini öğütler.
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Kapra Yayıncılık · 202114,8bin okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yalnızlık
Ateşler
Ateşler
Yalnızlık... onların inandığı gibi inanmıyorum, onların yaşadığı gibi yaşamıyorum, onların sevdiği gibi sevmiyorum... Onların öldüğü gibi öleceğim... ... UÇAKTA, senin yanındayken, tehlikeden korkmuyorum artık. İnsan tek başına ölür ancak. ... Ve bi de Pyrrhus'un Andromakhe'ye söylediği ünlü söz var: "Yaktığımdan daha büyük ateşlerde yandım..." Yorgun bir hayvanım, alevden bir kırbaç böğrüme iniyor. Şairlerin metaforlarının asıl anlamını buldum. Her gece kendi kanımın yangınında uyanıyorum.
Ateşler
AteşlerMarguerite Yourcenar · Metis Yayınları · 2021218 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
BİR DÖNGÜNÜN İÇİNDE YAŞIYORUZ
Kaptan'ın anasından yüz elli lira geldi ve olan o zaman oldu. İlk başlarda 72.Koğuş'a Yemek mi, çay mı, yatak yorgan mı, giysi mi desem bunları geçtim koğuşun pisliğine badana yapmış Kaptan' ın sonu böyle mi olacaktı? 72.Koğuştakiler paranın kokusunu aldılar mı Kaptan artık koğuşun ağası olmuştu. Asıl bu kadarı hangi parayla yapıldı? Köyünden anasından gelen para, Berbat'ın Kaptan'ın elinden tutup kumara oturtmasıyla parayı kat kat topladılar. Sonradan da Kaptan'ın artık o sessiz yalnızlığı seven adamdan bir kırıntı bile kalmadı. Tabii 72.Koğuşun Kaptan'ı karasevdaya tutuldu! Hiç görmediği kıza aşık oldu. (Bobi denilen üçkağıtçının hem erkek koğuşlarında hem de kadın koğuşlarına laf taşıyıp Kaptan'ı deli gibi göstererek, bir o kadar da çirkin olduğunu sadece paralı olduğunu söyledi ve Fatma'da başladı adam çirkin olduğunu söylemesi.) Artık günler birbirini takip ederek geçti, Fatma'nın cezası bitti ve gidiş o gidiş... Tabii Kaptan'ın da haberi oldu ve Fatma'nın elbet yanına uğrayacağını deliler gibi inanarak bir yandan da 72.Koğuş meşhur pis, çöplerden karnını doyurmaya çalışan koğuşa geri döndü. Bir soğukla da 72.Koğuş kışın soğukluğuna dayanamadan donarak öldüler. Tabii hikayede Kaya Ali ve Tavukçu'nun nankörlüğü temsil etmeleriyle Kaptan'a takındıkları tavırlar bunlarda hikayenin bir diğer penceresiydi.
72. Koğuş
72. KoğuşOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,5bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.