Bütün hareketleri durduran yerçekimiydi belki de. Değişimi engelleyen asıl güç. Yerçekimi. Bizi aşağı doğru, kendine doğru, giderek içine çeken bir yer vardı. Hayatın akışını değiştirmek de belki bu yüzden imkansız hale geliyordu.
Manhattan Sosyal Kulübü'ne sıkça gittiği zamanların birinde asıl adı Samuel Langhorne Clemens olan dünyaca ünlü yazar Mark Twain ile tanışır. Tom Sawyer ve Huckleberry Finn gibi çocuk kahramanlarıyla yaşadığı dönemde bile kendisine geniş bir okur kitlesi edinmiş olan Mark Twain için şöyle diyecektir Tesla: "Aslında onunla ilk tanışmam bu
İnsan bildiğini değil, asıl inandığını özlermiş. Varlığını bilip de varamamanın özlemi başkadır. İnsan, içimizde bekleyen boşlukların sahibini özler. Hiç gelmeyen biri özlenir mi? Belki de en çok onlar özlenir. Hiç gelmemiştir. Hatırlanacak bir duygu, bir iz bile yoktur ama onların yokluğu bir yanını yakar adamın!
Tarih. Ben tarihi takmam, tarihin canı cehenneme demeye kalkışırsan, bilesin ki asıl senin canın cehenneme yönelmiştir ve belki yarı yolu kat etmiştir bile.
Sayfa 34 - şûle yayınları, ikinci baskı, 2004, cağaloğlu
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı.
"Merhaba."
"Selam," dedi Julia uykulu ve
"Böylece beni bir sıkıntı bastı. Kalkıp gitmek istedim, akşamı düşündüm. Odanın serinliğini, gözlerimde sıkışmış güvercini, duvarların içindeki uğultuyu sonra. Uykunun adımlarını. Her şey çok yavaş. Kendimi havada asıl
kalmış bir toz... Işık azalıyor, karanlık bastırmadan, sıkıntı böyle zamanlarda başlıyor."
Çok vahimdir ki ; insanın hayatını değiştirememesinin asıl sebebi, bunu başaramayacağına kesin inanmış olmasıdır. Zira hayatımızın senaryosunu inançlarımız yazar.
Gerçekte sınırlar sadece bizim beynimizdedir. Bu sınırları kaldırabilirsek önümüz uçsuz bucaksız imkanlarla doludur. Asıl harika olan ise, bu fikrimizi artık sadece salt inançlarımıza veya tahminlere da yandırmak zorunda olmayışımızdır. Zira bilim, artık bu görüşe eşlik etmekte, bu fi kri destekle mekte ve onaylamaktadır. Hatta araştırmalar inançlarımızla sadece kendi hayatımızı değil, çevremizi de etkilediğimizi ortaya çıkarmıştır. Düşünce gücümüz ve hislerimizle hayatımızda olmasını arzuladıgımız tüm değişiklikleri yapabilme imkanına sahibiz.
“Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve metin bir bağımsızlık yoluna doğru koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibarıyla, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur. Seneler geçtikçe millî ideal verimleri güvenle çalışmada, ilerleme hevesinde, millî birlik ve millî irade şeklinde daha iyi gözlere çarpmaktadır. Bu, bizim için çok önemlidir; çünkü biz esasen millî varlığımızın temelini, millî bilinçte ve millî birlikte görmekteyiz.” Ankara, 1936
Biz burada ne yapıyoruz. İşte bütün olay bu, işte asıl bunu sorgulamalıyız. Bunu bilme şansımız var aslında. Evet, var tüm bu koskocaman karmaşanın içinde bile net olan bir şey var: Godot’un gelmesini bekliyoruz.
Sayfa 111 - Kabalcı Yayıncılık, Beşinci Basım, Çevirmenler: Pınar Aziz ve Volga Serin S.Kitabı okuyor
Kültürün sırrı, ister en ücra çiftlikteki fakirlik içinde, isterse şehir hayatının bolluğu içinde olsun, birkaç çarpıcı noktanın tekrar tekrar ortaya çıktığı ve asıl dikkate alınması gerekenin bunlar olduğudur. Tüm sahte bağlardan kurtulmak, kendi olma cesaretini göstermek, sade ve güzel olana sevgi duymak, bağımsız ve şen ilişkiler içinde olmak: bunlardır esas olan; bunlar ve hizmet etmek -insanın esenliği katkıda bulunmak.