derinden sarsan, çarpıcı bir roman. yaşanmış gerçek bir olayın anlatıldığı kitapta, olay üç farklı kişinin gözünden anlatılıyor: yargıç, melek ve yalçın tarafından.
yargıcın önyargılarının, yargısız infazının, bir olayın iç yüzünü bilmeden yapılan ahkam kesmelerin ne kadar korkunç boyutlara varabileceği gözler önüne serilirken, aslında masum olan ama insanlıktan çıkarılmış melek'in olup biteni kavrayamaması ve çaresizliklikleri insanı üzüyor.
son bölümde ise yalçın'ın anlattıklarıyla taşlar yerine oturuyor ve cahilliğin geldiği inanılmaz noktayı görüyoruz. insanların vurdumduymazlığını, gözlerinin önünde yaşanan olaylara sessiz kalışlarını..
kitabın en sonunda ise, pınar kür'ün bir savunmasını okuyoruz. çünkü yapılan nice çirkinliklere göz yuman mahkeme, gerçek bir olayı cinselliğiyle beraber en soft haliyle anlattı diye yazarı acımasızca yargılamış ve kitaplarını yok etmeye çalışmaktan bir an bile geri durmamıştır..