Belki de en önemlisi, çocuklarınıza çeşitli sınırlar koymanızdır -hem de her konuda. Bu aşırı derecede canlı olan beyinlerinin kendi başına yapamadığı şeylerden biridir.
akat bu küçük ama askerî devletlerin belki de en dayanıklı mirası, doğmakta olan kapitalizme ait 'toplumsal alanı yapılandırması' konusundaki gösterdiği başarıdır. Orta çağ döneminin ekonomisi önemli ölçüde ulus aşırıydı: devlet sınırları ekonomik etkileşim açısından sınır değildi (aynı şekilde ide- olojik etkileşimler için de). Üstelik, feodal üretim tarzı ve kapitalist üretim tarzı da ulus aşırı kavramlardır millî devlet sınırları hakkında hiçbir şey ima etmez. Ama devletin kendi topraklarında cereyan eden ekonomik ilişkiler üzerindeki koordine etme rolünde bir artışa da şahit olduk. Bu önemli rol, bir yerde, mali hesaplardaki boşluklardan ortaya çıktı zira nispeten masrafsızdı. İngiltere'de devletin yürütme faaliyet alanının genişlemesi İngiltere'nin mali durumundaki büyük artıştan daha önce olmuştur; yani Stuarts döneminde değil Tudors döneminde. Bu, diğer ülkelerde de neredeyse aynı şe- kildedir. 'Modern devlet'in yükselişinin bu özel ve en önemli- boyutu yani tek bir merkezî devlet tarafından yerine getirilen yürütme ve yargı tekeli, doğrudan ve hemen askerî dönüşümlere bağlanamaz. Bunun sebebinin ne olduğunu soracak olursak cevap, muhtemelen sınıf ilişkilerinin feodal üretim süreçlerinden kapitalist üretim süreçlerine geçmesi diyebiliriz
Bu kitaba nasıl bir inceleme yazılır hiçbir fikrim yok ama çok sevdiğimi söyleyerek başlayabilirim. Prenses Gelin hem yazar hem de önemli bir senarist olan William Goldman tarafından 1973'te yazılmış kitabı ve 1987'de çekilmiş filmiyle aslında oldukça popüler olan bir eser. Ülkemizde ise pek bilinen bir yapıt değil ya da ben denk
Şairlerin yazdığı öykülerin diğer öykülerden duyumsattıklarıyla ayrıldığı söylenebilir. Çünkü imgenin dünyasından sıyrılıp yaşadığımız evrenin içine dahil olan bazı motiflerin hikayelere olumlu katkılar yaptığı görülür. Her öyküde görülmez ama kimi zaman şiirde olduğu gibi kelimeler akarken daha ahenkli ve uyumludurlar, söylenmek istenen duygular
Güzelliğe ihtiyacı var dünyanın. Az olsa da, azınlıkta kalsa da buna inananlar, var işte ihtiyacı. Başka türlü katlanılacak gibi değil hiçbir coğrafya. Elizabeth von Arnim, "Güzellik insanı âşık ediyor ve aşk insanı güzelleştiriyordu." diyor. Güzellikle, aşkla, sevgiyle sevgili okur. Güzel bir hafta olsun. Var olun.
Ne gerek vardı bu kadar yazmaya sayın Dosto?
Tamam anladık adam bir şekilde kendini işleyeceği suça inandırmış.Sonra kendi içinde bir takım çatışmalar yaşamış falan ama o Katerina İvanovnalar,o Sonyalar,o Svidrigaylovlar,o Lujinler falan ne öyle ya.Kitabın övülecek bazı kısımları olduğu doğru ama bunlar toplasan 200 sayfa ya tutar ya tutmaz.Gerisi laf kalabalığı.Belki dönemine göre değerlendirmek gerekiyordur falan ama şu dönemde uğruna ortalığı yangın yerine çevirmeye de gerek yok.Yıllardır Raskolnikov da Raskolnikov...
Merak ettik,gecemizi gündüzümüze kattık, dişe dokunur bir şeyler olacak diye nerdeyse 700 sayfa okuduk ama sonuçta elde var neredeyse sıfır.Bir katilin psikolojisini harika betimlemiş bunun için kendisini gerçekten tebrik ediyorum.Diyaloglar falan hele aşırı yapay ve gereksiz ve uzun.Raskolnikov'un buhranı dışında dişe dokunur bir şey yok.
Kitap güzel ama bu kadar uzun olmaması gerekiyordu bence.Okuyacaklara sabır diliyorum.
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,7bin okunma
Uzun zamandır kitap okuyamama sorunu yaşıyordum. O yüzden kısa bir kitap seçtim ve Küçük Prens'i okudum. İyi ki kısacık kitaplar yazılıyor da Reading Slump dönemlerinden çıkabiliyoruz.
Kitabı daha önce hiç okumamıştım. Çizgi filmlerini de izlemedim. Yani ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ara sıra denk geldiğim animasyon
Belki kitaplar da bu kadar bağlanmamı istemiyorlar kendilerine. Kitaplar da onlara karşı gösterdiğim aşırı ciddiyetimle alay ediyordur. Biliyorum,kitaplar da beni adamdan saymıyorlar.
Papatya Yakamoz'un yazdıklarından çok etkilenmişti. Bu nasıl sevmek böyle, Yarabbi, diyordu kendi kendine. Normal bir insan hiç böylesine bir yorumlama yapabilir miydi? Hoş, Yakamoz'a bunları yazdıran yegane güç, yegane ilham kendisinin de belirttiği üzere Aşktı. Zaten öyle değil midir, şiirden en çok nefret edenlerimiz bir kere