224 syf.
7/10 puan verdi
İSTER İSEN MARİFETTE OLASIN ÂLİ‐CENAB
İster isen marifette olasın âli‐cenab,
Ehl‐i irfan eşiğinde yüzünü eyle türâb.
Çok da verme kendini dünyâya bir dem çek elin,
Döndüremezsin beğim katî ağırdır bu dolâb.
Bu harâbı niceler çalıştı ma’mur etmeğe,
Bir yanın ta’mir ederken bir yanı oldu harâb.
Çok seğirtti gaflet ehli bu serâbı su
Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır..Ve sınıflarında 'Muazzez Akkaya' isminde bir de kız varmış..İkisi de bu kızı gizliden gizliye severlermiş..Sınıfta gün boyu aynı kıza duydukları ilgiyi birbirlerine anlatırlarmış..Hatta Muazzez'e yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlarmış..Sonra bu aşk, zamanla kızışmış ve birbirlerine
HAKK DİYOR Kİ ASLA DÖN!
Her geçen gün eskiyi arar olduk.Neden?
Aşk,dünya,para mutlu kılmaz oldu.Neden?
Kırıldı dünyanın işleyişi tam ortadan!
Kalbi kırılan Mazlumların Ah'ından...
Depremler,seller,hastalıklar,ruhsal sıkıntılar,
En çok gafilleri tedirgin eder, korkutur, sıkar.
Yaradan dememişmiydi Elbet Dönüş Bana!!!
Uğraşma boşuna Dünya'yla hakkını ver Mazluma.
Adalet,şeref,haysiyet,edep,hayâ kimde var!
Sadece dünyaya,ranta,çıkara rağbet var.
Lazım olunca herkes arar kendine merhamet,
ALLAH etmesin güçlüyken Mazlumu ezene Râhmet.
De ki sadece benle olmaz etmez dünya bunlara riâyet,
Örümcek,karınca değilmiydi safını belli eden sirayet.
Nasıl olsa belli olacak Mahşerde yaşanılan İslâmiyet,
Ne olursa olsun Kurtarır HAKK'a gerçek teslimiyet...
Samet Semih ŞAHİN
AŞK ASLA PAYLAŞILMAYAN SIR
Leyla'ya sordular:
"Sen mi Kays'ı daha çok sevdin; yoksa o mu seni?"
Kara gözlü, kara saçlı, kara benli Leyla iç geçirdi, üzüldü:
"Dostlar, bu nasıl bir soru, bana böyle bir soruyu nasıl sorarsınız ki?!.. Elbette ben onu daha çok sevdim, onun beni sevdiğinden..."
"İyi ama Leyla, o senin için deliye döndü, çöllere düştü. adı Mecnun'a çıktı ve kurtlarla, kuşlarla konuşur oldu..."
"İşte bakın, o gitti, bana olan aşkını ona buna anlattı. ben ise aha şuracığımda, kalbimin içinde onun aşkını saklayıp durdum, hiç kimse ile ne paylaştım, ne kimseye dert yandım. Şimdi siz karar verin, o mu beni daha çok sevmiş; ben mi onu?!.."
Sayfa 79Kitabı okudu
Bayezit Bistami
Kadı Ebu Yusuf tam yetmiş yıl Zühd ve takva yolunda ilerledi. 70 yıl boyunca, en sıcak günlerde bile oruç tuttu, gece namazları kıldı, zikir ve riyazetle uğraştı. Bir gün, bir de baktılar ki Kadı Ebu Yusuf peştemale sarınmış, çıplak bir halde, tepelerden birine çıkmış şarap içiyor. Çehresi değişmiş, cinnet geçiriyordu. Sana ne oldu ki bu hale geldin ve ilahi mükellefiyetleri terk ettin, diye sordular. Ebu Yusuf şöyle cevap verdi: Yaşlı köleyi esaretten azad ederler. Ben 70 yıldır Allah'a kulluk ediyorum Allah ise efendilerden muhakkak ki daha kerimdir. Allah'a yalvardım ve bu 70 yıllık kulunda ne yapacağını sordum. Allah da seni azad ettim, kulluk iplerini kopardım, dedi. Artık Özgürüm ve kimseye kulluk etmiyorum. Ben aşığım. Aşığa yükümlülük yoktur Aşk şeriata sığmaz ve kölelik kabul etmez. Ben derisini değiştiren yılan gibi, Ebu Yusuf'tan dışarı çıktım.
Sayfa 16Kitabı okudu
