“Kaba adamların kalın sesi örtmüştü ülkeyi. Güzellik, insanların gelecek düşlerinden çoktan çıkmıştı. Kimsenin ortak türküsü yoktu ve kimse türküsünü bir başına söyleyemiyordu. Bir yere gitmeden, gelecek birisini bekliyordu herkes. Koro halinde susuluyordu ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar. İncelik yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti. Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi.”
Bir kış gecesi
Ormanda karşılaştım bir adamla
Adam yanıma çağırdı beni
Bir baktım bohça dolusu eşya
Benden üç dilek dilememi istedi
Ben de istedim ondan güzellik, aşk ve para
Ve adam beni oracıkta taşa çevirdi.
"Selvi Geçidi'nin Açgözlü Hayaleti” - Bir halk türküsü