-Bugün, benim için pek bir umut kalmadığını söyledi doktor. İçten içe bunu hep bilsem de, çok üzüldüm. Öleceğim gerçeğinden ziyade, öldüğümde hiç yaşamamış gibi olacak olmam üzdü beni. Ben gittikten sonra kimsenin hafızasında bana dair bir anı olmayacak. Buhar olup göğe yükseleciğim. İçinde yaşadığım dünya, benim dünyam değil. hiç olmadı. Keşke bu dünyaya dair birkaç güzel anım olsaydı.
-Annemle babam o kadar erken ölmeseydi, acaba ben de uzun yaşar mıydım? Ya da, içinde boğulduğum bu yalnızlık… Onlar hayatta olsaydı yine böyle hisseder miydim?
-Bazen kendime kızıyorum. İnsanlardan korkup aralarına giremiyorum. Ama yalnız kaldığımda da üzülüyorum.
-Bugün internette bir ilan gördüm. Bir fotoğrafçının ilanı… Aklıma bir fikir geldi, yaşadığımı kanıtlayacak fotoğraflar olsa…
-Bugün öğle yemeğimi kocaman bir oyuncak ayı ile yedim. Fotoğraflarımı çeken defne hanım, bana süpriz yapmış. Uzun zaman sonra aldığım ilk hediyeydi. Çok mutlu oldum. Keşke bir oyuncak ayı konuşabilseydi. Belki o zaman, ev bu kadar sessiz olmazdı.