Biliyor musunuz Sedef, Tolstoy çiftinin ilişkileri de çok uzun ömürlü bir birliktelikmiş. Hastalıklı bir alışkanlık da denilebilir belki. Aşk, sizce de tutkulu alışkanlıklardan vaz geçememek midir yoksa saplantılı bir kölelik mi?” “Burada köle olarak nitelediğiniz tutkulu aşkın sahibi ise evet. Evet, bir tür köleliktir, önünü arkasını düşünmeden adamaktır belki de kendini karşındaki insana. Ama sevginin dozu aynı değilse iki taraf da birbirinin kölesi olmuyorsa tek taraflı bir aşksa söz konusu olan... İşte o zaman acırım aşığın aşkına.” #Modern Zamanlar Dervişi
Sayfa 45 - KDYKitabı okudu
“Hakikat aşktır ayan görsün ol şebih beyan Hakikat donun giyen ağır hil'at içinde” Gerçeğin giysisini giyinen, onun ağır sorumluluğunu ve yükümlülüğünü taşımayı da göze almıştır ve esasen doğası ve sınırları da onu taşımaya elverişlidir. Ahmed Cevdet Paşa, Mecelle'de, örneğin hakimin niteliklerini sayarken onu aşkın şeyden söz eder: “Hâkim, hakim olmalı, hikmet sahibi olmalı, her şeyi ölçüp biçmeli, tartmalı, kılı kırk yarmalı; âdil olmalı, âlim olmalı, müşfik olmalı, rahim olmalı.” Bir giysiyi giymek- Bu; askeri, bilimsel, hukuki, idari, örfi veya sivil olabilir- giysinin ima veya temsil ettiği sımı taşımak demektir. Bilim, hukuk veya siyaset, hangi tür giysı giyersek giyelim, adil, nesnel, ahlaki ve vicdani bir ilkeye dayanmaksızın o giysinin hakkını vermemiz mümkün değildir.
Reklam
Şems...
Ey ahali, avareler topluluğu! Duydum ki benim hakkımda orada burada arkamdan asılsızca ileri geri konuşuyorsunuz. Şems mezhepsizin teki demişsiniz. Haklısınız. Her mezhebi okudum, hiçbir mezhebe bağlı değilim. Her çiçeği kokladım, hiçbir çiçeğe yaprak olmadım. Meşk adamıyım; ama meşrebsizim. Konuşurum; ama yazmam. Okurum ama kitap kölesi değilim. Kâğıtlardan, derilerden değil gönülden okuyanım. Beni dilenci sandınız. Varın öyle sanın. Sizden para pul istemem. Benim ödülümü veren verecek nasıl olsa. Tiridiniz, kebabınız sizin olsun. Lokmanızı değil; ama sultanınızı elinizden alacağım. Tenekeleşen, pas tutan, küf kokan gözleriniz elmastan habersiz. Kirletmeyin kandilimi. Açın yolumu. Zıkkımlanın sofranızda. Kitap, kadın, kahır ve kapristen iğrenirim. Aşka aç olanı doyurmaya geldim. Et ile kemikle oyalanın siz.
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Yusuf müşfik bir sesle ona der ki; sen evli ve ben kocanın kölesi iken seni sevemezdim. Ama şimdi seninle evlenmekte serbestim ve senin bana olan sevginden dolayı bunu seve seve yapacağım. Züleyha parlayan gözlerle dedi ki; "Hayır Yusuf, benim sana olan aşkım bir perde idi. O zamandan bu yana Sevgiliyi doğrudan sevmeyi öğrendim. Artık bu dünyada hiçbir şeye ve hiç kimseye ihtiyacım yok." Züleyha'nın Yusuf a olan aşkı onun gönlünü açmıştı.
Sonra da, "işte" dedin, "onca savaştan sonra aşkın son kalesi belki bu kadın, bu kadının yaşadığı bu hayat!
"Bir şarkının cidden olağanüstü olduğunu nasıl anlarsın, biliyor musun?" diye soruyor. "Bu işin sırrı gözlerdedir. Eğer sözleri, gözlerin açık halde hissedemiyorsan -içinde tutamayacağın kadar büyük şeyler hissediyorsan- o zaman şarkının iyi olduğunu anlarsın. Gerçekten iyi olduğunu." "Hiç böyle düşünmemiştim. Yorumlarını bu şekilde mi yazıyorsun sen?" "Ah, hayır," diyor. "Ben yazarken çoook profesyonel ve planlıyımdır." "Ya. Özür dilerim, ben öyle demek..." "Tek gözümü kapattıran bir şarkı, yorumu hak eder," diye araya giriyor, sırıtıp tek parmağını kaldırarak. "İki tanesi kapanırsa sonsuza kadar onun kölesi olurum."
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
796 öğeden 381 ile 390 arasındakiler gösteriliyor.