️“Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, evrenin ruhunda bu istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir.”
️“Değeri bilinmeyen her lütuf felakete dönüşüyor...”
️“Sabırsız olma” diye tekrarladı, kendi kendine. “Devecinin dediği gibi, yemek zamanı gelince yemeğini ye. Yürüme zamanı gelince yürü.”
️Ertesi gün ölecek olursa gözleri açık gitmezdi, çünkü gözleri öteki çobanların gözlerinden çok daha fazlasını görmüştü ve bundan gurur duyuyordu.
️Simyacı bir şişe açıp konuğunun bardağını kırmızı renkli bir sıvı koydu. Şaraptı ve ömrü boyunca hiç içmediği en güzel şaraplardan biri. Ama şarabı şeriat yasaklamıştı. “Kötülük,” dedi Simyacı, “insanın ağzından giren şeyde değildir. Kötülük oradan çıkandadır.”
️“Aşkın, bir erkeğin kendi kişisel menkıbesinin peşinden gitmesine engel olmadığını anlaman gerekiyor. Böyle bir şey söz konusu olduğu zaman bil ki evrenin dilini konuşan aşk değildir bu, yani gerçek aşk değildir.”
️”Biraz şikâyet edecek olursam,” diyordu yüreği, “bu yalnızca benim bir insan yüreği olmamdandır ve insanların yürekleri böyle olur...”
️”Bir kere olan bir daha asla tekrarlamaz. Amma velakin iki kere olan mutlaka üçüncü defa da olacaktır.”
️”Kim ve ne olursa olsun,” dedi, “yeryüzünde her insan, her zaman, dünya tarihinde başrol oynar. Ve doğal olarak o bilmez bunu.”