Bir kaç konu ve karakter üzerinden anlatacağım.Ben de bıraktığı izler üzerinden ...
İnsan alıştığı şeyin tutsağı oluyor farkında olmadan bunu Firs karakterinde görebiliyoruz.Firs yaşlı bir uşak, Rusya da kölelere özgürlük tanındığında yine de gitmiyor, efendisinin hizmetinde kalıyor ve bir annenin çocuğunu düşünmesi gibi efendisini düşünüyor ,her zaman yaptığı ,bildiği işin tutsağı oluyor belki son anında anlıyor ama. (Yasam geçip gitti hiç yaşamışım gibi...) Lubov burjuva düzenine geçişte çalkantılar yaşayan ,mal varlığıni kaybeden acılar yaşamış,savurgan bir kadın .Bize acı verse de vazgeçemeyişlerimizin simgesi sanki Lubov.(Boynumda bir taş bu , kendisiyle dibe doğru çekiyor beni, fakat seviyorum bu taşı,onsuz yapamam.)
Çocukluğumuzun,anılarımızın ruhumuzun ana vatanı olduğunu Lubov ve Gayev kardeşlerin konuşmalarından anlayabiliyoruz.
Lopain burjuvanin zenginleştirdigi karakter, bir zamanlar aşağılanıp sahip olamadığı şeyleri satın alıyor.Lupoin ne kadar zengin olmuş olsa da bir türlü sevgisini ifade edemiyor Varya ya. Varya da ona ..Evet her şey satın alınamıyor Lupoin.Sevgiler yarım kalıyor ,ifade edilemiyor.Ve ne zaman bir şey yarım kalsa hep havadan ,sudan bahsediliyor. Gerçek hayatta da öyle değil mi?İşte o noktadan hep kaçasım gelir .Vişne bahcesinde de onu hissettim,sonu geliyor bu aşkın diye.(Zaten bizim termometre kırıldı)
Anton Çehov'un eserlerinde bir imge vardır.Ara ara ortaya çıkar size bir şeyi çağrıştırır, donuk gibidir ama gözünüzde canlanır.Bu kitabın adı Vişne Bahçesi olmasaydı kopan tel olabilirdi gibi .
Keyifli okumalar dilerim.