Adımı unuttum, kaç yıldır isimsizlerdenim.
Sorsalar suçumu yalansız ama söylerdim
Sana unutulanları, derdimi.
Aşkla baktın, aşksız bıraktın!
Sensiz ben şimdi isimsiz kaldıysam
Suçlusu ben miyim?
Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza.
Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz.
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız.
Ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak?
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.
Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek
Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz, bir başka bahara...
Ceyhun “İşte aşk budur Simru” dedi. “Aşk iki insanı yakarak birleştirir ve iki aşık, onları yakan aşkla bir olurlar. İki aşık birlikteyken hiçbir şey onları yakmaz. Çünkü ikiside küldür.Kendinde saklı ve yeri değişmez olanı aşık olmadan bilemezsin. Onu güzellik buldurur sana.”