“ Sana, beni asla tanımamış olan sana” şeklinde başlıyor hayat boyu süren karşılıksız aşkın mektubu... Küçük bir kız çocuğunun saplantılı aşkın ve bunun, hayatını getirdiği nokta Zweig’in bu kısacık ve oldukça dokunaklı öyküsünü muhteşem bir şekilde anlatıyor. Bana saplantıların gücünü, hayatlarımıza yön veren tesadüfler ve onların nasılda tüm hayatlarımızı, arzu, hayal ve geleceğimizi şekillendire bildiğini düşündürüyor. Karşılıksız aşk hikayelerine zaafı olan benim için çok etkileyici, çok güçlü bir öykü. Tüm Zweig öyküleri gibi “ Bilinmeyen bir Kadının Mektubu” da bir şah eser...