dobloyu sattım lineaya biniyok
...”Doblo almış adamsın Umut, daha neyi açıklamaya çalışıyorsun?" dedi camdan kafasını çıkararak. Rüzgâr saçlarını uçuşturuyordu. Doblomdaydık, Assos'a doğru gidiyorduk. İnsan Doblo alınca artık sürekli "Doblo" diyor. İki kelimesinden biri “Doblo" oluyor. Bir yazar, bir karikatüristten çok bir toptancı gibi olmuştum Doblo'yu aldığımdan beri. "Doblo'ya yükleriz", "iki arabayla gitmeye gerek yok, Doblo'yla ben götürürüm onları". "benim Doblo'nun torpidosunda olacaktı" artık kanıksadığım cümlelerdi.
Sonunda hep sabah oluyordu Bütün horozlar bizden fazla horozdu Denizde her zamanki tavuk Tavuk her zamankinden toprak Topraksa her zamankinden yavşak Assos' tan indiğğmiz zaman Ölüm topraktan daha toprak
Reklam
artistler en güzel yalanlarını krismısa saklayacaklar yine. ne cihangir’de gül bitecek sorgusuz ne assos behramkale’de...
Akademi'nin başına Speusippos geçtikten sonra Akademi'den ayrılan Aristoteles, arkadaşları Ksenokratos ve Theophrastos ile bugün Biga Yarımadası olarak anılan Truva bölgesindeki Assos kentine gitti. Burası Aristoteles'in dayısının yaşadığı Atarneus'a çok yakın bir yerdi. Aristoteles, burada hüküm süren hükümdar Hermias'ın siyasi danışmanı ve dostu oldu.
Doğaçlamalar
Sonra dumanaltı oluyorsun artık Tumanyan'la ve ya köprü altında Çok ince bir kadını İnceden dilen trambonlarla Assos'a indimdi ben John McLaughlin'le Ortalık berbat mı berbat Korkunç güzeldi.
708 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Troya destanı (Hektor'un destanı demeliyiz bence)
Kuzey ege turundaydım ilk mitoloji Tanrılarıyla tanıştığımda. Assos'ta tanrıça Athene tapınağı, sonra muhteşem Troya antik kenti. Rehberimiz şöyle demişti: Troyayı görenler burayı insanlar yapmış olamaz olsa olsa tanrıların şehri olabilir inanışi ile Troyayı tanrilastirmistir. Tanrılar şehri olan Troya aynı zamanda bir hac yeridir. Çok kısa Troya destanından isimleriyle bahsetmiş ve tarih dolu topraklara sahip olduğumuzu söylemişti. Homeros'un destanlarını mutlaka okumalısınız diye de öğütlemişti bizi. Daha tur sonlanmadan almıştım İlyada ve Odysseia'yı. Okumak bugüne kısmetmiş. Açıkçası kitabı ne zaman açsam savaşın ortasında buldum kendimi, sanki ben de alandaydım ve herşeyi birebir yaşadım, onuru, gururu, kibiri, hırsı, küçük düşmeyi, acıyı, ağıtları ve daha bir sürü şey... Homeros'un anlatımı da harikaydı. Savaş alanlarından tutun, savaş araçlarına, kalkanlardan, kargılardan, tolga başlıklarından, zırhlardan. savaş atlarına, seyislere, ordu komutanlarına kadar, savaş anında yaşam tüm duygular ile beraber benzetmeler ile o kadar güzel anlatmış ki binlerce yıl öncesine gidiyorsunuz. Ve kadınlar... Kadınlar uğruna yapılan savaşlar... Ölen öldürülen binlerce yiğit... Ölümlüler ile ölümsüzler bir arada... Antik Yunan devletlerinde her türlü bilginin kaynağı sayılan Homeros destanları kutsal kitap niteliğinde okutulurmuş. Ben gerçekten çok severek okudum. Uzun uzun anlatmak isterdim ölümlü savaşçı yiğitlerin ve ölümsüz Tanrıların adlarıyla birlikte tüm destanı. Ve ben bir Homeros olmadığıma göre mitoloji meraklıları buyrun okumaya... #okudumbitti
İlyada
İlyadaHomeros · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20147,4bin okunma
Reklam
67 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.