''Bir şiir kitabı gibiyim
cezaevinden çıkma
yeniden yazıldım da
giderek daha ağır, daha sessiz,
eski deyimle daha asude
orası burası işaretlene çizile''
Ya ben Gülten Akın;
Bir değişiklik yapmalı, karşı çıkmalı kedere dedim bu akşam kendime.. çekmek geçiyor içimden, çekilmek uzak diyarlara…
Adı konmamış bir şehre mesela.
En koyusundan
''O yoksa ellerin, dudakların hiçbir şeye yaramıyor mu?
Bütün gücün, bütün umutların yalnız onun için mi?
Gelmese de her yerde yine onu bekliyor musun?
Özlemin o kadar büyük mü, anlat, o kadar derin mi?
Seviyorsun , Seviyorsun, Seviyorsun''
Beklenmedik bir anda karşınıza çıkan yabancı, ama en yakın gelen ses tam da ortadan bölüyor
Yüzleşiyorum Mela.
Ben daha korkusuzca yürüyorum sensizliğe.
Sensizlik daha korkusuzca ürkütüyor beni.
Bomboş bir rüya,
Kurulamayan bir hayal
Asude bir şekilde karşımda seyreyliyor beni.
Hepsi bir parçasını bulmuş bende, seviniyor.
Sevindikçe eriyor maskesiz ruhum.
Hafta içi her zaman olduğu gibi Bay D yine sabahın köründe (daha karga botunu giymeden) dijital saatin klasik müzikli alarmıyla (Mozart’ın Son Zart’ıyla) uyanıp yatağından ivedilikle kalktı. Alelacele yaptığı sağlıksız bir kahvaltı sonrası ışık hızıyla sokağa fırladı.
Hava buz gibiydi. Zemheri soğukları hüküm sürmekte, dışarıda bir yerlere