İslâm Tarihi
8. CILT
Leone Caotani,
Mütercimi: Hüseyin Cahit Yalçın
Ebubekir, herkesin suskunluk ve dikkatle izlediği konuşmasına başlayarak dedi ki:
«Ey insanlar! kim Muhammet'e tapıyorsa, bilsin ki Muhammet ölmüştür. Kim, tersine, Tanrıya tapıyorsa bilsin ki Tanrı her zaman yaşamakta ve hiç bir zaman ölmeyecektir!
Muhammet son hastalığında Ayşe'ye dedi ki: «Tanrı, Yahudilere lanet etti, çünkü peygamberlerinin mezarlarını tapınak durumuna getirdiler.»
İslâm Tarihi
5. CILT
Leone Caotani,
Mütercimi: Hüseyin Cahit Yalçın
Tarih, ilerisini göremeyenler için acımasızdır. Yahudiler işte bu ilerisini göremeyenlerin kaçınılmaz sonuna uğradılar.
Çorak Arabistan çölleri, dinsel kuramlar için, pek verimsiz bir alandır. Büyük bir servetin maddi yardımı ve bu servetin Peygambere verdiği askeri ve manevi güç olmasaydı, İslamiyet hiçbir zaman eski putataparlığa üstün gelemezdi.
İslâm Tarihi
3. CILT
Leone Caotani,
Mütercimi: Hüseyin Cahit Yalçın
(Putataparlardan, başlangıçta karşı çıkanlar olmuştu. Ama bunlar, hiçbir zaman, gerektiği gibi ortaya çıkmamışlardır. Her zaman güçsüz davrandılar. Putataparlığı diriltmeye, yerleştirmeye yönelik hiçbir eylemde bulunmadılar. Yitirilen özgürlüğe üzüldüler, o kadar.) ... Muhammet'in siyasasinin, madli yararlari ortaya çıkar çıkmaz, muhalefet dağıldı. Çünkü, açıktan açığa Müslümanlığını ilan etmek ve Muhammet'e bağlı bulunmak kârlı bir kurgu olduğuna ilişkin, kendiliğinden bir görüş oluştu.
İslamlık ancak, Arap Yarımadası'nın sınırlarını aştığı, Arap olmayan halkları, boyunduruğu altına aldığı gün, gerçek bir din ve inanç sistemi durumuna gelmiştir.
Muhammet, bir zaman bunları, Yahudilerin yaptığı gibi boruyla çağırmayı düşündü. Ama sonra bu düşünceyi bırakıp, Hıristiyanlar gibi can çalmayı tasarladı. Hatta, çan döküldü, Muhammet bu çanın dayanacağı iki sınığın yapılmasına da karar vermişti. Ama, bu yenilik Müslümanların hoşuna gitmedi. Muhammet de düşüncesini değiştirdi.
İslâm Tarihi
2. CILT
Leone Caotani,
Mütercimi: Hüseyin Cahit Yalçın
«Nebi» sözcüğünün köken olarak Arapça olmadığını tanıtlamak için benim uzun ayrıntılı açıklamalara girmeme gerek yoktur. Çünkü, şimdiye dek pekçok incelemeye konu olmuştur.
Birgin oldu ki, Muharmmet, kendi düşüncelerini «vahiy» biçiminde gösterdi. Hadisçilerin saptamak istedikleri tarih bu. Ama hiç kuşku yok ki, bu tarihi andan önce uzun bir hazırlık dönemi geçmişti. Bu dönemi ise, Muhammet, unutturmanın yoğun karanlıkları arasına gömmek için, elinden geleni yapmıştır.
Her günkü namazın esası, biçimi ve sayısı hakkında Kuran'da kesin buyruğun olmaması, insanı çok düşündürecek bir eksikliktir.
Gerçek şudur ki: Müslümanlığın ibadete ilişkin, biçim ve hükümleri, Muhammet'in yaşamı döneminde açık biçimde saptanmamistir.
İslâm Tarihi
1. CILT
Leone Caotani,
Mütercimi: Hüseyin Cahit Yalçın
Dinler incelendiği zaman en çok önem taşıyan konu, yalnız ve yalniz Hristiyanliktir. Fakat İslamlik'in ikinci dereceyi kazandığını, yadsımak olanaksızdır.
Bütün bunlardan daha garip olmak üzere, Muhammet adının da Peygamber'in asıl adı olmayıp bir şan olması ve asıl adının unutulmuş bulunması gibi garip bir olay karşısındayız.
Bütün kaynaklar, Muhammet'in babasının Abdullah bin Abdülmuttalip olduğu konusunda birleşirler. Böyle bir birleşme bir güvence belgesi gibi sayılmak ve peygamberin babasını tarihi bir kişi gibi kabul etmek gerektiğini gösterir sanılabilir. Oysa iş böyle değildir. Spenger'in belli belirsiz bir biçimde ortaya koyduğu kuşkular, sorunu daha titizce incelersek, doğrulanır.
Öncelikle, Muhammet'in babasının Abdullah olduğuna ilişkin sözler, belirsizdir, kesin değildir. Bu bilginin kimden çıktığına ilişkin yeterli açıklamalardan yoksundur.
Muhammet kendi ailesinden söz etmeğe hiçbir zaman özen göstermemiştir. Güvenebileceğimiz tek kaynak olan Kur'an da bu konuda suskundur.
Dahası var: Müslüman kaynaklarının da bildirdikleri gibi, Abdullah» adı Muhammet'ten önce hemen hemen bilinmiyordu.
Daha sonraki yüzyıllarda düzenlenen büyük soy kütüğünde bile, Muhammet'ten önceki kuşaklarda Abdullah adını güvenilir, belgeli bir biçimde göremiyoruz.
...
HUNLARIN, TÜRKLERİN, MOĞOLLARIN VE DAHA SAIR TATARLARIN TARİH-İ UMUMİYYESİ
Joseph Guignes,
6 cilt Mütercimi: Hüseyin Cahit Yalçın
3.cilt
(Selçuk kumandanı Tuğrul bey, ilk Malazgirt kuşatmasını sonuçlandıramayınca, Isfahan'ı ele geçirdi, burayı başkent yaptı. Kendisini Bağdat'a çağıran halifenin buyruklarına uymaktan, ötedenberi kaçınıyordu.
Amacı, önce çevre ülkelerinin tümünü buyruğu altına almaktı. Bağdat'a gittiği zaman, kendisine karşı bir muhalefet gurubunun oluşmasını istemiyordu. Irak'ın karışıklıklarla kaynadığını görerek, Bağdat'a girmeye karar verdi.) (...)
(Önce, Besasiri, Basra, Anbar gibi kentlerini ele geçirdi. Bağ dat'ı almaya hazırlanıyordu. Halife Kaimbiemrillah, Tuğrul Bey'in tümden tutsağı olmak için tekliflerini yineledi.) (...)
Halk, Tuğrul Bey'e karşı koymak istediyse de, sonunda başeğmek zorunda kaldı. Tuğrul Bey Bağdat kentine girdi. Her türlü güce ve yetkilere sahip oldu. (Hutbede Halifeden sonra adı anılıyordu.)
(Tuğrul Bey, üstüste yedi «hil'at» (bir tür kaftan) sonra, biri Arabistan, diğeri Acemistan için başına iki taç giydirdiler. Halife, ona ikinci bir kılıç daha armağan etti. İkisini de beline bağladı. Bu, iki devletin iyi duygularını (teveccühünü) simgeliyordu.) Sonunda Tuğrul Bey, Doğu ve Batı Hükümdarı ilan edildi. İşte Halife, bu suretle kendisine bir egemen tanımış oldu.
Haritaların kitaplarla bir ortak özelliği de, yol gösterici olmalarıdır. Yaşantısı haritalar ve kitaplar arasında geçen Mustafa Kemal Atatürk'ün, insanlığın elinde pusula olması gereken sözünü bir kez daha anımsayalım: "Hayatta tek doğru yol bilimdir."
İşgal güçleri mağlup edilip Cumhuriyet kurulduktan sonra, Atatürk bir gün, kitaplarını Ankara'dan İstanbul'a taşımak ister... Kütüphanecisi Nuri Ulusu'nun kitapları karton kutulara koyduğunu görünce, askerlere iki tane cephane sandığı getirtir... Nuri Ulusu şaşkınlık içindeyken kütüphanede Atatürk'ün sesi duyulur: "Savaşta bu sandıklarla cephane taşıdık... Şimdi o savaş bitti, yeni savaşımız başlıyor... O da kültür ve sanat savaşımızdır. Cephane taşıdığımız sandıklara kitaplarımı koy, cephanenin yerini artık kitaplar alsın."
Sayfa 101Kitabı okudu
".... Şimdi o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor... o da kültür ve sanat savaşımızdır ve okumakla, kitapla olur; işte şimdi, cephane taşıdığımız o sandıklara kitaplarımı koy, bu sandıklarda taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın. "
-Mustafa Kemal ATATÜRK
...
"Savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor... O da kültür ve sanat savaşımızdır ve okumakla, kitapla olur; işte şimdi, cephane taşıdığımız o sandıklara kitaplarımı koy, bu sandıklarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın."
ATATÜRK
Sayfa 15 - Destek yayınlarıKitabı okudu
AKP ve MHP'nin yönettiği Türkiye'de Nutuk yasaklı kitaplar listesine girdi
O halde, 'Ya Bağımsızlık Ya Ölüm! İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır.”
