ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT
Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Atatürk'ün sofrasında yalnız yemek-içmekle değil, tartışılarak zaman geçirilirdi. Bu bir çeşit sempozyumdu. Ama, Yakup Kadri'nin dediği gibi, Sokratvari bir sempozyumdu. Yani içkiyi böyle yudumlayarak, söyleyerek, münakaşalar yaparak, bilim den söz ederek zaman geçirilirdi. Orada bir karatahta vardı, orada tahliller yapardık. Atatürk bizden şiir isterdi. En çok sevdiği şair Tevfik Fikret'ti. Besteler geçilirdi. Askerler gelirdi Muhafız Alayı'ndan, güreşirlerdi. Daha birçok şeyler yapılırdı sabaha kadar. Böyle şeylerle geçerdi Atatürk'ün sofrası.
Agop DİLAÇAR
(Gazi Üniversitesi, Ziya Gökalp Sempozyumu,
Ankara, 8 Mart 2004)
Seksen dört yıl önce, 25 Ekim 1924 tarihinde, Büyükada'daki
evinden sedyeyle getirildiği Taksim-Harbiye arasındaki Fransız
Hastanesi'nde öldü. Kesin bir tanı konulamamıştı, bir süredir devam
eden hastalığına aksi olsaydı bile ülkenin ve adı geçen sağlık
kurumunun o günkü