uyanmaz çarpıntılı telaşlı uykularında
akrepten yelkovana gidip geldikçe gözlerin
silahlar çatladıkça kulaklarında
sen hep böyle düşün taşın
beni düşün hep
unutma ki sevmek
yalnız kelam değil, gerçek manada bir faaliyettir
bir tutmak korumak ve kurtarmak faaliyeti
ve bunların her birinden
aynı miktarda sorumlusun
sen kimsenin bilmediği bir yıldız gibisin
istersen derya düşünür kahrolur kederinden
istersen dağ yürür yağmur olur bulut olur
bir rüzgarın koynundan çıkar gelirsin
gözlerin iki siyah karanfil gibi
gözlerini alsalar yakama taksam
zehra kardelin
gözlerine baktığım zaman
sonsuzluğu görebilmeliyim
parmaklarım dudaklarında dolaşırken
sonsuzluğa dokunmalı
konuştuğun zaman
sonsuzluğun sesini dinlemeliyim
bir istifham gibi eğilip
seni bir istifham gibi öpmeliyim
elimden ne gelirse yapmalıyım
bir tevrat bir incil bırakmalıyım
beni bir dağbaşına koymalılar
başıma bir dağ koymalılar
anama avradıma sövmeliler
sen duymalısın
iki elin kızıl kanda olsa
gelmelisin
gözlerimi kapasam
senin için bir mısra tasarlasam
bir renk düşünsem
başımı senin dizine koyduğumu uyuduğumu düşünsem
çocuğunmuşum gibi saçlarımı okşadığını
kocanmışım gibi yakama çiçek taktığını
bir yağmur şehrin bütün seslerini öldürse
sen ve ben günün yirmi dört saatını öldürsek
boğazlasak
ellerin göğsüme girse avuçlayıp kalbimi koparsa
sımsıcak
ben senin kanına girsem
kalbine kurulup otursam...