Sisler Bulvarı

Attila İlhan
Düşlenen, tümüyle düşsel olan sevgililer, topu topu üç geceye sığdırılan, doyasıya yaşanamayan aşklar, gözlerinden yıldız rüzgarları geçen sevgililer, Paris sokakları, limanlar, yolculuklar, deniz insanları… ve Anadolu; uzun havalar, halk türküleri… Sisler Bulvarı‘yla başka dünyalara doğru yolculuğa çıkacağız biz de şimdi; Emperyal Oteli’nde üç gece kalacağız, biraz mehtabı içeceğiz, içimizde isyanlar çıkacak ve Sisler Bulvarı‘nda öleceğiz… İçindekiler; başka yerde olmak şâhâne serseri başka adam bir, üç ve beş eski deniz halkı liman tatyos’un kahrı cinayet saati başka yerde olmak kaptan la donna e mobili mırç kaptan emperyal oteli pia sisler bulvarı yeraltı ordusu bence malûmdur yeraltı ordusu silezya dağları’nda uzakta bursa’dan yaylımateş tarz-ı kadim kirli yüzlü melekler ümitten ümit kesilmez hu ölüler ihtiyarladı eskimiş bir saban korkuyor istanbul şehri ağlıyor bursa’dan yaylımateş barakmuslu mezarlığı dilekçe cazgır öküz barakmuslu mezarlığı batı tütünkeş rinna-rinnan-nay iskeletler dansı buğda uzun hava derecikviran mustafa kemal hayır dokuz eylül meraklısı için notlar şâhâne serseri yolumdan çekil yavrum bağlasalar duramam demir âsâ demir çarık dedim neyleyim! yolculuk dedim ağaçlara tünedi yine akşam kargalarla bir rüzgâr kendini yerden yere vuruyor kırık dökük yıldızlar belirdi uzaktan….
172 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1954
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

172 syf.
8/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Sisler Bulvarı-A. İLHAN/Bir trene binmek, rastgele defolup gitmek istiyorum!
Bazı cümleler vardır, okuduğun kitabın önüne geçerler. Bu cümle de öyle oldu benim için. İnsan duyguları içe atılmak için var sanırım. Ya da dile getirilmek ama gerçekleştirilmemek için. Zira hepimizin dilinde "gitmek" oysa her geçen gün kök salıyoruz kaldığımız yere. Kocaman dünyada bir noktaya sabitleşiyor ve ömrümüzü orada
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,580 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Ben hiç böylesini görmemiştim
Sisler Bulvarı'yla başka dünyalara doğru yolculuğa çıkacağız biz de, Emperyal Oteli'nde üç gece kalacağız, biraz mehtabı içeceğiz, içimizde isyanlar çıkacak ve Sisler Bulvarı'nda öleceğiz...
Sisler Bulvarı
Sisler Bulvarı
,
Attila İlhan
Attila İlhan
'dan okuduğum beşinci şiir kitabı. Kendisi Çok sevdiğim bir şairdir. Attila İlhan şiirleri hep duygu yüklü, bazen
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,580 okunma
172 syf.
3/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Okuması benim için işkence olan bir şiir yolculuğu oldu. Ne kendimi bulabildim. Ne de kendime katacak edebi bir fayda bulabildim. Bir baktım satırları atlıyorum derken sayfa atlamaya başlamışım. Pek böyle olmam aslında. Zamanı mı değildi ? Olabilir. Belki de direk bu şair benlik değildir.
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,580 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
“son yolcunun adı attila ilhan’dı miyoptu kısa boylu bir adamdı dostu yoktu yalnızlığı vardı” Diyerek geçiriyor adını “Tatyos’un Kahrı” şiirinde Attila İlhan. Okuduğum bir şiir kitabı daha oldu. Usta şair
Attila İlhan
Attila İlhan
’ın okuduğum ilk şiir kitabı. Sitede paylaşılan alıntıları, mısraları beğendim ve bu kitabı okumaya karar verdim. Yani şiir kitaplarını
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,580 okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
İntihar etmiş kötümser yapraklar öksürüklü aksırıklı bu takvim ben hiç böylesini görmemiştim vurdun kanıma girdin itirazım var.. Sevgili Atilla İlhan'ın tatlı sert üslubu yine ön planda. Neden bilmem bu kitap ben de diğer kitaplarından daha çok etki bıraktı. Bu kitapta şiirler daha romantik geldi belki bundan.. keyifle okuyun.
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,580 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
şiir gibi yaşam... yaşam gibi şiir...
Kitabın sonunda yazar, meraklısı için şiirlerinin yazılış nedeni ve onda uyandırdığı duygu yoğunluğunu kaleme almış. Bu pek rastlanan bir şey değildir şiir kitaplarında ve yazar bunu her kitabı için yapmış sanırım. En azından benim okuduklarımda vardı. Aslında bir yönüyle bunun kaleme alınması okuyucu için de şiirin gizemli dünyasına girmeye, yani şiire şair gözüyle de bakmaya imkan oluşturuyor. Şiirle pek aram olmasa da seviyorum
Attila İlhan
Attila İlhan
kalemini. İlk kitabından sonra ikinci kitabını yayınlamasının çok uzun zaman aldığından bahseder. Dönemin şartlarına dem vurarak yayın için solcu kesimin nasıl sıkıntı çektiğinden de bahseder. Okuduğum bazı sağcı yazarlar da kendileri için aynı sıkıntıyı dile getirmişlerdir, bu da demek oluyor ki insan, beyninin içinde dönen fikrin yansımasını hayatında hep yaşıyor ve yaşayacak. Bulunduğu dönem için tehlike olduğu, belki de halkı kitlesel bir bilince yönelteceği ama en önemlisi kimsenin söylemeye cesaret edemediği çürümüşlüğü dile getirenlere her türlü sıkıntıyı reva görmek ve sonraki dönemlerde de edebiyatçı ödülleri verip, anma törenleri düzenlemek bizim huyumuzdur. Ne diyebilirim ki... "Şiiri yaşamaktan yayımlamaya vakit kalmıyordu" der bir yerde. Bana hayatımızın aslında bir edebiyat, bir şiir, bir tarih ve hatta bir polisiyeden oluşan harman olduğu izlenimi verdi. Yalan da değil, hayat hepsini içinde barındıran bir çorba misali. Sadece bizim neresinden baktığımıza bağlı ona yüklenen anlamlar. Güzel anlamlar yüklediğim güzel bir deneyimdi. Şiirseverler zaten mutlaka okuyacaktır ama benim gibi sevmeye çalışanlar için
Attila İlhan
Attila İlhan
okunmaya değer...
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · Bilgi Yayınevi · 19914,580 okunma
172 syf.
10/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Ben Sana Mecburum ile birlikte Attila İlhan'ın en güzel kitabı. Şiirlerinin kendine has müzikal bir havası var. Hiç büyük harf kullanmaması Attila İlhan'ın kendine has tarzı . Kitaplarının sonunda şiirleri neden yazdığını meraklısına not olarak düşmüş. Şiirlerinde onunla beraber gemi seyahatleri yapacak, beraber vatanı sevecek, beraber acı çekecek, beraber içeceksiniz.
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,580 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Sisler Bulvarı’nda Kaybolmak
Attila İlhan’dan okuduğum üçüncü şiir kitabı. Sanırım geçen zaman içerisinde şairin hislerine daha samimi tanık olabildiğimi düşünüyorum. İlk okuduğum kitabında kendisine çok yabancıydım fakat şimdi Fransa sahillerinde birlikte geziyor, vapur turlarında birlikte insanları gözlemliyormuş gibi bir hisle yaklaşıyorum şiirlerine. Şiirlerindeki üstü kapalılığın herkese hitap etmediğini düşünüyorum. Bazı şiirler o kadar iyi ki en başa dönüp aynı şiiri tekrar tekrar okuyorum. Her defasında farklı bir şey keşfediyorum sanki. “Emperyal oteli”, “Pia”, “Sisler Bulvarı” şiirleri bile bu kitabın değerini en üstte tutmaya yeter. Toplumcu şiir olmasından dolayı yazdığı bazı Anadolu şiirleri bana çok hitap etmese de kitabın sonlarına doğru oldukça yer edinmiş İş Bankası Kültür yayınlarından çıkan kitabı ciltli bir şekilde satın almıştım. İyi ki de bu kararı vermişim. Herkese bol şiirli günler:)
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,580 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Atilla İlhan hakkında ne kadar okursak okuyalım sürekli bir taraf eksik kalır. Atilla İlhan bu kitabında 40-50li yılların toplumsal içeriklerini yazmış ama öyle bir üslubu var ki anlamak için onlarca defa okumak lazım o sıralar siyasi baskıyı da yazdığı bu kitap okunmaya değer :) ayrıca içinde en beğendiğim şiir olan emperyal oteli iki gencin bir birini sevildiği bir aşk hikayesiymiş daha sonra bir daha okuyunca çok daha anlamlı geldi.
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,580 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
"Eflâtun gözlerini bir gorg kadehinde unuttum" der şair öyle olmadık bir anda der ki unutulan sizmişsiniz gibi acır içiniz.Sahiden unutulan biz miyiz?
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,580 okunma

Yazar Hakkında

Attila İlhan
Attila İlhanYazar · 61 kitap
Attilâ İlhan (15 Haziran 1925 - 10 Ekim 2005), Türk şair, romancı, düşünür, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen. Aydın çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur. 15 Haziran 1925'te İzmir, Menemen'de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi'nin birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözaltında kaldı. İki ay hapiste yattı. Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi'ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanında Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü pek çok ünlü şairi geride bırakarak aldı. 1946'da mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlanmaya başladı. 1948'de ilk şiir kitabı Duvar'ı kendi imkânlarıyla yayımladı. Paris yılları 1948 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris'e gitti. Bu harekette faal olarak yer aldı. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye'ye geri dönüşünde başı sık sık polisle derde girdi. Sansaryan Han'daki sorgulamalar ölüm, tehlike, gerilim temalarının işlendiği eserlerinde önemli rol oynamıştır. Şair bu gerilim havasını ilk şiirlerinde olmasa da özellikle Bela Çiçeği gibi kitaplarında eski günlerini yâd ettiği ya da eleştirdiği şiirlerini yayımladı. Birkaç kez gözaltına alındı. Attilâ İlhan, "Kaptan" lakabının kendisine Paris yıllarında bir dönem sakal bırakması üzerine arkadaşları tarafından yakıştırıldığını belirtmiştir. Lakabın yayılmasında beş bölümden oluşan Kaptan şiiri etkili olmuştur. İstanbul-İzmir-Paris üçgeni 1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı soruşturmaya uğrayınca Paris'e tekrar gitti. Fransa'daki bu dönem, Attilâ İlhan'ın Fransızcayı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır. 1950'li yılları İstanbul-İzmir-Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini yavaş yavaş Türkiye çapında duyurmaya başladı. Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953'te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlamıştır. Sanatta Çok Yönlülük 1957'de gittiği Erzincan'da askerliğini yaptıktan sonra İstanbul'a dönüş yapan Attilâ İlhan, sinema çalışmalarına ağırlık verdi. On beşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı. Sinemada aradığını bulamayınca, 1960'ta Paris'e geri döndü. Sosyalizmin geldiği aşamaları ve televizyonculuğu incelediği bu dönem, babasının ölmesiyle birlikte yazarın İzmir dönemini başlattı. Sekiz yıl İzmir'de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler dizisinden Bıçağın Ucu yayımlandı. 1968'de Biket İlhan ile evlendi, 15 yıl evli kaldı. İstanbul'a dönüş 1973'te Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak'ı Ankara'da yazdı. 1981'e kadar Ankara'da kalan yazar Fena Halde Leman adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul'a yerleşti. İstanbul'da gazetecilik serüveni Milliyet (2 Mart 1982 - 15 Kasım 1987) ve Gelişim Yayınları ile devam etti. Bir süre Güneş gazetesinde yazan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından 2005 yılına kadar köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesinde sürdürdü. 1970'lerde Türkiye'de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da senaryo yazmaya geri döndü. Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar ve Yarın Artık Bugündür halk tarafından beğeniyle izlenilen diziler oldu. İlk romanı Sokaktaki Adam yayımlandığında 10 roman yazmıştı. Bunlar hiç gün ışığına çıkmadı. Attilâ İlhan bunun sebebini bir söyleşide şöyle açıklıyor: "... birçok roman yazdım daha önceden. Ama neden yayınlamadım? Çok akıllıca bir sebebi vardı. Çünkü biliyorum ki yazarlar ilk romanlarında kendilerini anlatırlar. O da romancılık değildir. Günlük tutmaktır." (Düşün, Haziran 1996). Roman serüvenine başladığında döneminin diğer yazarları daha çok yerel ve kırsal olayları, kişileri işlerken Attilâ İlhan şehir insanını Türkiye'nin yakın dönem tarihini siyasal, ekonomik ve sosyal yanlarıyla ele alan bir yapı içerisinde işliyordu. Sadece İstanbul ve İzmir gibi Türkiye'nin büyük şehirlerini, işlediği dönemin yaşam tarzını, ekonomik ve sosyal sorunlarını kahramanlarının gözüyle yansıtmakla yetinmiyor; aynı zamanda, batı kültürünün Türkiye'ye ne şekilde yansıdığını, olumlu ve olumsuz etkilerini, çizdiği karakterlerle ve Avrupa'daki şehirlerle örtüşen bir yapı içerisinde inceleniyordu. Hazırlık ve arayış dönemi Romanda "hazırlık ve arayış dönemi" diye nitelendirilebilecek dönemde, yayımladığı Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez'de yazarın Paris'te yaşadığı yıllara ait deneyimlerinin ve gözlemlerinin karakterlere yansıdığı görülür. Yazıldığı yıllarda Türkiye'deki Batılılaşma uğruna toplumdan kopan kişilerin bocalamaları Sokaktaki Adam'da ele alınırken, Zenciler Birbirine Benzemez'de Avrupa'da komünist ve antikomünist mültecilerle karşılaşan, hayal kırıklığına uğramış bir devrimci anlatılır. Her bölümün farklı bir karakterin ağzından aktarıldığı Sokaktaki Adam, Attilâ İlhan'ın edebiyatımıza getirdiği yeni bir söylem olarak alınabilir. Daha sonraki romanlarında da görüleceği gibi, diyalektik bir yaklaşımla işlenen olaylarda kahramanlar güçlü ve zayıf yanlarıyla okura ulaşır; birbirlerini suçlamaz ve okuyucuda ön yargı oluşturmazlar. Attilâ İlhan, Zenciler Birbirine Benzemez için şunları söylemiştir: "Kitap 'soğuk savaş'ın en belalı döneminde yazıldı, yayınlandı. Çok ikircikli bir sorunu tartışıyordum. Romanın kahramanı, İstanbul'daki ve Paris'teki 'solcu' çevrelerle düşüp kalkıyor, bunlarla ilişkilerini ve tartışmalarını anlatıyordu, her şeyi olduğu gibi yazmak, romanın yayımlanmasından vazgeçmekle eşitti. Bu bakımdan, içeriğine hafif flu bir hava verdim." Romanın dilinin farklılığını ise yazıldığı dönem içerisinde yoğun Fransızca çalışmasına bağlayan yazar, bazı cümleleri Fransızca düşünüp Türkçe yazmıştır. Olgunluk dönemi Yazarın "olgunluk dönemi" diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası ile başlar. Sokaktaki Adam'da ne istediğini değil, ne istemediğini bilen biri anlatılırken; Zenciler Birbirine Benzemez'de Mehmed-Ali istedikleri ile istemedikleri arasında mütereddit bir karakteri yansıtmaktadır. Oysa Kurtlar Sofrası'nda Mahmud ne istediğini çok iyi bilen bir karakteri çizer. Bu üç romanıyla Attilâ İlhan Türk aydınına farklı açılardan bakar, fikirlerini diyalektik-materyalist bir sentez içinde derleyerek Türkiye için bir sentez önerir – ki sonradan yazdığı yedi kitaplık Aynanın İçindekiler serisi de bu zemine oturmaktadır. Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet'te Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz, Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa ve Gazi Paşa bu seriyi oluşturan romanlardır. Her romanda yer alan karakterler, Türkiye'nin tarihinde köşe başlarını oluşturmuş dönemlere ayna tutan aydınlardır. Tarihi olaylar, politik ve sosyal dengelerle ele alınır. Birbirleriyle bağlantısı olan karakterlerden her biri bir romanda ön plana çıkar ve olaylar onun gözlemleriyle aktarılır. Bu serinin bütünü irdelendiğinde yine, yazarın Türk aydınına yakın tarihimize bir bakma şansı tanıdığını ve kendi toplumcu-gerçekçi bakış açısıyla önergeler sunduğu görülür. Ölümü Attilâ İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden İlhan'ın 2004'ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 10 Ekim 2005'te İstanbul'daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı. Tiyatro ve sinema sanatçıları Çolpan İlhan'ın ağabeyi ve Kerem Alışık'ın dayısıdır. 2003 Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görülmüştür. 1946 CHP Şiir Yarışması İkinciliği, 1974 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Tutuklunun Günlüğü ile, 1974 Yunus Nadi Roman Armağanı Sırtlan Payı ile, vefatından sonra 2007 yılında kurulan Attilâ İlhan Bilim Sanat Kültür Vakfı çalışmalarına devam etmektedir. Kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Attilâ_İlhan
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.