Yağmur Kaçağı

Attila İlhan
Yağmur Kaçağı, Attilâ İlhan’ın “inadına” yazdığı şiirleri kapsıyor. Aşk şiirleri yazdığı için eleştirildiğinden inadına aşkı, yolculuk şiirleri sanatçının toplumsal uğraştan kaçması olarak yorumlandığından inadına uzun yolculukları, limanları, farklı kentleri, kent insanlarını, fahişeleri, bıçkın denizcileri yazmış şair. Onun yarattığı engin imge okyanusunun çalkantılı sularında yelken açacak; her mısrada duygularınıza, düşüncelerinize, heyecanlarınıza, umutlarınıza eşsiz karşılıklar bulacaksınız… İçindekiler; fabrika durağı yağmur kaçağı suna su suna su için koşma büyük istifham üzerinde -1. şimdi sen olsan… -2. gözlerimi kapasam… -3. iki elin kızıl kanda olsa… -4. sen olmadığın vakit… -5. değil mi ki… üçüncü şahsın şiiri zehra kardelin zehra’nın hâli zehra beni eylül’de bekliyor birinci cuma smyrna blues rüzgâr gülü fabrika durağı yangın gecesi bulvardia bukvardia hannelise bonaparte sokağı fu hi çen maria missakian acı ninni kadınlar havası ibrahim’in yıldızı şaşı rıdvan tartımaklı adam bir kırmızı bir yeşil müçteba kulunuz eyi muz eyi ibrahim’lerin evi berber salih hikâyesi deli asâf hammal şakir’e ketenhelvacı mânileri acı ninni meraklısı için notlar
90 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1955
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

90 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bazen şiir de okumalı insan... Ruha dokunan her satır sizi alıp bir yerden başka bir yere götürür... Mısralar arasına saklanmış bir gizli bahçede bulursunuz kendinizi... Bu bahçede birbirinden farklı ağaçlar ile karşılaşırsınız. Bu ağaçlar da kimi kavuşmayı yansıtır, kimi ayrılığı, kimi aşkı yansıtır, kimi ulaşılamaz sevdayı, içerisinde buram
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,034 okunma
90 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Yağmur Kaçağı - A. İLHAN (Bir gece vakti aklına gelsem!)
Ezbere şiir bilir misiniz hiç? İnsan en azından bir şiiri ezbere bilmeli ve hakkını vere vere okuyabilmeli diye düşünürüm hep. Hayatım şiiriydi: Üçüncü Şahsın Şiiri... Meğerse bu kitabın içindeymiş. Şimdi ben bu incelemeyi yazarken açtım dinliyorum. Siz de okurken dinlemeye ne dersiniz? (YouTube'da Kerem Alışık oldukça başarılı
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,034 okunma
100 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Okuduğum ilk Attilâ İlhan kitabı.Kitabı bitirdikten sonra tüh keşke tersten okusaydım dedim. “Meraklısı İçin notlar” bölümü var yaklaşık son 10 sayfayı kapsıyor.Yazar orda şiirlerin duygularından, hayatındaki öneminden hangi şiiri ne amaçla yazdığından bahsediyor.Onları okuduktan sonra şiiri okumak daha anlamlı.Genel olarak beğendim ve diğer kitaplarını da alıp okurum mutlaka. “Gözlerin gözlerime değince Felâketim olurdu ağlardım Beni sevmiyordun bilirdim Bir sevdiğin vardı duyardım...” “Ellerini saçlarıma dolaştırma Parmakların dudaklarıma değmesin Bu ağaçlar böyle yeşil giyiyorlar Bu yıldızlar gözlerine doğuyorlar Ellerini saçlarıma dolaştırma Nefesin avuçlarıma esmesin Yoksa yine yolcuyum...”
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,034 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
NOT : Samimi şiir severleri buraya alalım :) Şükrü Erbaş ve Didem Madak gibi şairlerden sonra Atilla İlhan pek tatmin etmedi diyebilirim. Ama çok güzel şiirleri var elbette, şahsi kanaatimi dile getirdim. " büyük istihfam üzerinde" başlığı altındaki şiirleri çok hoşuma gitti diyebilirim. Aşk şiirleriyle başlıyor kitabımız özlemle devam ediyor. Argoyu kullandığı şiirleri de var içerisinde. Bazıları güzel bazıları ise ne gereği vardı ki dedirten cinstendi. Hasan Ali Toptaş, Şükrü Erbaş, Didem Madak gibi şairlere yönelip denemek için okuyabileceğiniz bir kitaptır. Keyifli okumalar dilerim :)
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,034 okunma
90 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Her insanın bir dinlenme ,huzura kavuşma zamanı olmuştur.Kimisi bu zamanı gezerek,kimisi müzik dinleyerek kimisi de şiirlerle yeni dünyalara yolculuğa çıkarak karşılamıştır zamanı.Böyle bir anda Yağmur Kaçağı bana yoldaşlık etmiştir.Attila İlhan okumayı seviyorsanız mutlaka bu kitaba şans vermenizi öneriyorum.Size duygu derinliğini yaşatacağına inanıyorum.
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,034 okunma
90 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Sevgili Attila ilhan’ın güzel dizelerinin yer aldığı enfes bir şiir kitabı. Ben sana mecburum şiirinin şairi. Benim için kıymetli olan bu şairin kitap incelemesini yapmasaydım ayıp etmiş olurdum.Onu bu kadar çok sevmemin nedeni yazmış olduğu dizelerde bir parça olsa kendimi bulmuş olmam. Üçüncü şahsın şiiri mesela; Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu Ağlardım Beni sevmiyordun bilirdim Bir sevdiğin vardı duyardım En çok kendimi bulduğum ve asla hafızamdan çıkmayan dizeler diyebilirim. Ben çok severek okudum umarım sizler de okurken kendinizi bulabileceğiniz sözlerle karşılaşırsınız. Keyifle okuyun.:)
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,034 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Gözlerin gözlerime değince Felâketim olurdu ağlardım Beni sevmiyordun bilirdim Bir sevdiğin vardı duyardım...” “Ellerini saçlarıma dolaştırma Parmakların dudaklarıma değmesin Bu ağaçlar böyle yeşil giyiyorlar Bu yıldızlar gözlerine doğuyorlar Ellerini saçlarıma dolaştırma Nefesin avuçlarıma esmesin Yoksa yine yolcuyum...”
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20234,034 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
Kaptan'a ...
Sisler Bulvarı, Üçüncü Şahsın Şiiri, Ben Sana Mecburum, Yağmur Kaçağı, Ağustos Çıkmazı gibi pek çok şiirinin dillere pelesenk olduğu şair, nam-ı diğer "Kaptan", Attilâ İlhan'ın kitabını bitirmenin burukluğunu yaşıyorum. İlginçtir ki birçok şiirini sevmeme rağmen kitaplığımda hiç Attilâ İlhan eserinin olmadığını fark ettim. Muhtemelen
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,034 okunma
100 syf.
8/10 puan verdi
Attila İlhan'ın şiirlerini ilk gençlik yıllarında okur, içten içe çok beğensem de "piyasaya" uyarak eleştirirdim, şimdi bu durumum çok komik geliyor. Kitap, yazarın 1950'li yıllarda yazdığı az sayıda, tartışmalı şiir barındırıyor. Kitabın ikinci bölümünde de meraklısına yazarın şiir eleştirilerine cevapları ve şiirlerin hangi duygudurumlarında yazıldıkları var. YAĞMUR KAÇAĞI "Elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek..."
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,034 okunma
100 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
“Ayrılık Sevdaya Dahil”den daha çok sevdim bu kitabını... Sevene kadar okuyacağım Attila İlhan’ı. Şiirsel insanların anlaşılması kolay değil, anlaşılsa da hissedilmesi kolay değil... Herkes şiir sevmez mesela... Herkes her şairi sevmez... Her aşk, her insanla yaşanmaz...
Yağmur Kaçağı
Yağmur KaçağıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,034 okunma

Yazar Hakkında

Attila İlhan
Attila İlhanYazar · 61 kitap
Attilâ İlhan (15 Haziran 1925 - 10 Ekim 2005), Türk şair, romancı, düşünür, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen. Aydın çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur. 15 Haziran 1925'te İzmir, Menemen'de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi'nin birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözaltında kaldı. İki ay hapiste yattı. Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi'ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanında Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü pek çok ünlü şairi geride bırakarak aldı. 1946'da mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlanmaya başladı. 1948'de ilk şiir kitabı Duvar'ı kendi imkânlarıyla yayımladı. Paris yılları 1948 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris'e gitti. Bu harekette faal olarak yer aldı. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye'ye geri dönüşünde başı sık sık polisle derde girdi. Sansaryan Han'daki sorgulamalar ölüm, tehlike, gerilim temalarının işlendiği eserlerinde önemli rol oynamıştır. Şair bu gerilim havasını ilk şiirlerinde olmasa da özellikle Bela Çiçeği gibi kitaplarında eski günlerini yâd ettiği ya da eleştirdiği şiirlerini yayımladı. Birkaç kez gözaltına alındı. Attilâ İlhan, "Kaptan" lakabının kendisine Paris yıllarında bir dönem sakal bırakması üzerine arkadaşları tarafından yakıştırıldığını belirtmiştir. Lakabın yayılmasında beş bölümden oluşan Kaptan şiiri etkili olmuştur. İstanbul-İzmir-Paris üçgeni 1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı soruşturmaya uğrayınca Paris'e tekrar gitti. Fransa'daki bu dönem, Attilâ İlhan'ın Fransızcayı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır. 1950'li yılları İstanbul-İzmir-Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini yavaş yavaş Türkiye çapında duyurmaya başladı. Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953'te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlamıştır. Sanatta Çok Yönlülük 1957'de gittiği Erzincan'da askerliğini yaptıktan sonra İstanbul'a dönüş yapan Attilâ İlhan, sinema çalışmalarına ağırlık verdi. On beşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı. Sinemada aradığını bulamayınca, 1960'ta Paris'e geri döndü. Sosyalizmin geldiği aşamaları ve televizyonculuğu incelediği bu dönem, babasının ölmesiyle birlikte yazarın İzmir dönemini başlattı. Sekiz yıl İzmir'de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler dizisinden Bıçağın Ucu yayımlandı. 1968'de Biket İlhan ile evlendi, 15 yıl evli kaldı. İstanbul'a dönüş 1973'te Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak'ı Ankara'da yazdı. 1981'e kadar Ankara'da kalan yazar Fena Halde Leman adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul'a yerleşti. İstanbul'da gazetecilik serüveni Milliyet (2 Mart 1982 - 15 Kasım 1987) ve Gelişim Yayınları ile devam etti. Bir süre Güneş gazetesinde yazan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından 2005 yılına kadar köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesinde sürdürdü. 1970'lerde Türkiye'de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da senaryo yazmaya geri döndü. Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar ve Yarın Artık Bugündür halk tarafından beğeniyle izlenilen diziler oldu. İlk romanı Sokaktaki Adam yayımlandığında 10 roman yazmıştı. Bunlar hiç gün ışığına çıkmadı. Attilâ İlhan bunun sebebini bir söyleşide şöyle açıklıyor: "... birçok roman yazdım daha önceden. Ama neden yayınlamadım? Çok akıllıca bir sebebi vardı. Çünkü biliyorum ki yazarlar ilk romanlarında kendilerini anlatırlar. O da romancılık değildir. Günlük tutmaktır." (Düşün, Haziran 1996). Roman serüvenine başladığında döneminin diğer yazarları daha çok yerel ve kırsal olayları, kişileri işlerken Attilâ İlhan şehir insanını Türkiye'nin yakın dönem tarihini siyasal, ekonomik ve sosyal yanlarıyla ele alan bir yapı içerisinde işliyordu. Sadece İstanbul ve İzmir gibi Türkiye'nin büyük şehirlerini, işlediği dönemin yaşam tarzını, ekonomik ve sosyal sorunlarını kahramanlarının gözüyle yansıtmakla yetinmiyor; aynı zamanda, batı kültürünün Türkiye'ye ne şekilde yansıdığını, olumlu ve olumsuz etkilerini, çizdiği karakterlerle ve Avrupa'daki şehirlerle örtüşen bir yapı içerisinde inceleniyordu. Hazırlık ve arayış dönemi Romanda "hazırlık ve arayış dönemi" diye nitelendirilebilecek dönemde, yayımladığı Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez'de yazarın Paris'te yaşadığı yıllara ait deneyimlerinin ve gözlemlerinin karakterlere yansıdığı görülür. Yazıldığı yıllarda Türkiye'deki Batılılaşma uğruna toplumdan kopan kişilerin bocalamaları Sokaktaki Adam'da ele alınırken, Zenciler Birbirine Benzemez'de Avrupa'da komünist ve antikomünist mültecilerle karşılaşan, hayal kırıklığına uğramış bir devrimci anlatılır. Her bölümün farklı bir karakterin ağzından aktarıldığı Sokaktaki Adam, Attilâ İlhan'ın edebiyatımıza getirdiği yeni bir söylem olarak alınabilir. Daha sonraki romanlarında da görüleceği gibi, diyalektik bir yaklaşımla işlenen olaylarda kahramanlar güçlü ve zayıf yanlarıyla okura ulaşır; birbirlerini suçlamaz ve okuyucuda ön yargı oluşturmazlar. Attilâ İlhan, Zenciler Birbirine Benzemez için şunları söylemiştir: "Kitap 'soğuk savaş'ın en belalı döneminde yazıldı, yayınlandı. Çok ikircikli bir sorunu tartışıyordum. Romanın kahramanı, İstanbul'daki ve Paris'teki 'solcu' çevrelerle düşüp kalkıyor, bunlarla ilişkilerini ve tartışmalarını anlatıyordu, her şeyi olduğu gibi yazmak, romanın yayımlanmasından vazgeçmekle eşitti. Bu bakımdan, içeriğine hafif flu bir hava verdim." Romanın dilinin farklılığını ise yazıldığı dönem içerisinde yoğun Fransızca çalışmasına bağlayan yazar, bazı cümleleri Fransızca düşünüp Türkçe yazmıştır. Olgunluk dönemi Yazarın "olgunluk dönemi" diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası ile başlar. Sokaktaki Adam'da ne istediğini değil, ne istemediğini bilen biri anlatılırken; Zenciler Birbirine Benzemez'de Mehmed-Ali istedikleri ile istemedikleri arasında mütereddit bir karakteri yansıtmaktadır. Oysa Kurtlar Sofrası'nda Mahmud ne istediğini çok iyi bilen bir karakteri çizer. Bu üç romanıyla Attilâ İlhan Türk aydınına farklı açılardan bakar, fikirlerini diyalektik-materyalist bir sentez içinde derleyerek Türkiye için bir sentez önerir – ki sonradan yazdığı yedi kitaplık Aynanın İçindekiler serisi de bu zemine oturmaktadır. Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet'te Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz, Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa ve Gazi Paşa bu seriyi oluşturan romanlardır. Her romanda yer alan karakterler, Türkiye'nin tarihinde köşe başlarını oluşturmuş dönemlere ayna tutan aydınlardır. Tarihi olaylar, politik ve sosyal dengelerle ele alınır. Birbirleriyle bağlantısı olan karakterlerden her biri bir romanda ön plana çıkar ve olaylar onun gözlemleriyle aktarılır. Bu serinin bütünü irdelendiğinde yine, yazarın Türk aydınına yakın tarihimize bir bakma şansı tanıdığını ve kendi toplumcu-gerçekçi bakış açısıyla önergeler sunduğu görülür. Ölümü Attilâ İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden İlhan'ın 2004'ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 10 Ekim 2005'te İstanbul'daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı. Tiyatro ve sinema sanatçıları Çolpan İlhan'ın ağabeyi ve Kerem Alışık'ın dayısıdır. 2003 Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görülmüştür. 1946 CHP Şiir Yarışması İkinciliği, 1974 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Tutuklunun Günlüğü ile, 1974 Yunus Nadi Roman Armağanı Sırtlan Payı ile, vefatından sonra 2007 yılında kurulan Attilâ İlhan Bilim Sanat Kültür Vakfı çalışmalarına devam etmektedir. Kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Attilâ_İlhan
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.