İkinci Dünya Harbi sonrası, kadınların siyasal haklan için verilen mücadelede, seçme ve seçilme haklannın elde edilmesi gibi somut başarılar kazanmıştır.
·
Puan vermedi
Geçtiğimiz yaz Dokunduğun Sen Bana ile tanıştığım D.H.Lawrence 'n Lady Chatterley 'in Sevgilisi romanını 
MLS ile birlikte okuduk. Ondan aldığım motivasyon olmasa yarım bırakabilirdim çünkü başta çok sıkıldım. Yarısından sonra merak ve keyifle devam ettim neyseki
.
Toprak ve kömür ocakları sahibi, üst tabakaya mensup Clifford
Notlar:
Davranışı nörobiyolojik süreçlerle açıklayanlar, kişinin salgı bezinin çalışmasını, kanın kimyasal yapısını ve bireyin beslenme düzenini de açıklamalarına temel etken olarak ele alırlar.
***
Korteks adı verilen beyin- kabuğu bölgesi, saldırgan eğilimleri sınırlama ve ket vurma gibi bir işlev görür. Beyin kabuğu, entelektül faaliyet içinde bulunan kişilerde daha çok gelişir ve bu nedenle yüksek eğitim görmüş kişilerde saldırgan davranış daha azdır.
***
Davranışsal yaklaşım, (Watson), uyarı-davranış psikolojisi olarak da bilinir. Uyarıcının cinsi, şiddeti ve tekrarı ile davranışın türü, kuvveti ve frekansı arasındaki ilişkiyi inceler. U-D yaklaşımı, 1930-1960 arasında ABD ve Avrupa'da yaygın olmuştur.
***
Psikonalatik yaklaşım, davranışsalcı pozitivist yöntem yerine vaka-calısmasi yöntemini kullanır. Freuda'a göre iki temel dürtü vardır: Cinsellik ve saldırganlık.
***
Fenomen, kendini ve dış dünyayı kendine özgü bir biçimde algılayan kişinin öznel yaşantısına verilen isimdir. Bilişsel yaklaşım, bireyin bilişsel süreçlerini (duyum, algılama, bellek vs.) deneylerle tespit edip insan zihninin fonksiyonel bir modelini oluşturmaya çalışırken, fenomenoloji bireyin öznel yaşantısı dışında hiçbir veri almaz.
İfade edilmeli ki, modernleşmenin etkisiyle aynen Batı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiyede de evlenme yaşı. yükselirken boşanma oranları artmakta, aynı zamanda yalnız yaşama veya nikâhsız beraberlikleri kapsayan alternatif hayat tarzları ortaya çıkmakta ve doğum oranları düşmektedir. Geleneksel ailevi değerlerin Türkiye'de giderek aşındığı ve
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
1960-1970 Yılları Arasında Yabancı Sinemada Erotik-Korku Unsuru
Altmışlar ve yetmişler boyunca Avrupalı korku sinemacıları tamamen çıldırmış gibiydi. Erotizm ve dehşeti iç içe katarak yeni bir sinema türü oluşturuyor ve giderek daha da müstehcenleşmeye başlıyorlardı. Son derece başarılı olan bu çarpıcı karışım, İngiltere ve ABD gibi ülkeleri vurduğunda dehşetengiz bir tekinsizlik dalgası yaratacaktı. Cinsellik içeren daha önceki Avrupa filmlerinin aksine bunlar pazara 'sanat' kisvesi altında sunulamazdı; bunun için fazlasıyla acayip ve saygınlıktan uzaktılar. Sonuç olarak içlerinden çoğu sansür mekanizmasına takılırken en önemli sahneleri de makaslanarak sansür odalarının zeminine saçılıyordu.Ama günümüzde, o dönem için karanlıkta kalmış bu filmlerin büyük bölümü artık kesintisiz olarak video kaset pazarında yeniden gösterime sürülmüş ve geçmişin düğüm düğüm olup karışmış seks ve korku filmleri yeniden değerlendirmeye açılmıştır.