Bolu Mengen ilçesi Avşar köyünde ise mezarın üzeri, mezar tamamen kapanacak hatta kaybolacak şekilde, çam dalları ve pürleri ile örtülmektedir. Aynı şekil. Adana ve Mersin taraflarında Mersin dalları ile yapılmaktadır.
En güzel türküsüne gelir sıra, "Kalktı göç eyledi Avşar elleri" diye başlar Dadaloğlu. Uzun Yayla'ya gitmesi yasaklanmıştır Avşarların. Padişah fermanı çıkmıştır. Ama Avşarlar'ı ve Dadaloğlu'nu padişah fermanı engelleyebilir mi:
"Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın dağlar bizimdir. "
der Dadaloğlu. Yol dağlaradır ve dağları Osmanlı askerleri beklemektedir. Kavga yine kaçınılmazdır ve kavgaya doğru giderken Dadaloğlu son şiirlerinden biri olan bu ünlü şiirinin son dörtlüğünü söyler:
"Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koç yiğitler yere serilir
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.”
Bütün iskân oldu Avşarlar Kürtler
Yürekten mi çıkar ol acı dertler
Mezada döküldü boyn’uzun atlar
At vermemiz iskânlıktan zor oldu
Sana derim sana Hasankalesi
Alt yanında dövüş oldu cenk oldu
Yiğit olan yiğit çıktı meydana
HALK OZANLARINI SUSTURMA VE SANSÜRLEME GAYRETLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’nun Akçağ Yayınlarından çıkan ve bir hayli pahalı, pahalı olduğu kadar da hacimli olan (1032 sayfa) Karacaoğlan kitabını araştırırken rastladım ve aldım onun Dadaloğlu kitabını.
Sakaoğlu bu kitabında derleme yapmıyor ama Yalgın, Öztelli, Okay, Işık, Paşabeyoğlu, Makal, Pehlivan, Özdemir gibi neredeyse bütün Dadaloğlu
Avşarlar'a oyun edip sürdüler
Döneklere rütbe geldi duydun mu
Türkmenleri top - tüfek kırdılar
Ermeni'den casus oldu duydun mu
Boş kaldı yaylalar sürüsüz dağlar
Yıkıldı obalar analar ağlar
Bozoklu denilen yerdeki beyler
Göçmenleri soyuyormuş duydun mu
Cerit Avşar birleşip de göçelim
Seyfe gölün soğuk suyun içelim
Kalmış ise dost ve yaren seçelim
Her bir taraf düşman olmuş duydun mu
Aşa aşa Çiçekdağı yol ettim
Kırşehir'geçip vadiye girdim
Yeşiller içinde bir belde gördüm
Muhaciri seviyorlar duydun mu
Dadaloğlu der ki dağıldık bittik
Gurbet ellerinde perişan olduk
Atları- sürüyü söyleyin nittik
Bomboş geldik şu Kaman'a duydun mu
Not: Sakaoğlu çok önemli bu şiiri kitabına almamış. Oysa tarama yaptığı kitaplarda bu şiir var.
Selam söylen Reyhanlı'da Arap'a
Hesap etsin yaz ayına ne kaldı
Nevruz biter sümbül biter gül biter
Top top edip dermemize ne kaldı
Seçin ağalar da kötüyü seçin
Yiğitin üstüne kemhalar biçin
Yavuz at besleyen el malı için
Bölük bölük bölmemize ne kaldı
Ulam ulam olmuş galan yazılar
Ceren avlar gök boncuklu tazılar
Altı, Arap atlı şahbaz gaziler
Cıda vurup binmemize ne kaldı
Babına da Dadaloğlu'm babına
Koç yiğitler sığmaz oldu kabına
Kamalağın kar'ardıcın dibine
Silah çatıp yatmamıza ne kaldı
Avşarlar, Yozgat-Bozok yöresinde sürgündeyken Tecirliler ile Ceritler, Reyhanlı oymağının hayvanlarını sürüp kaçırıyorlar.
Reyhanlı ileri gelenleri Tecirliler'den ve Ceritler'den hayvanlarını geri istiyorlarsa da onlar: "Hayvanlarınızı sürüp kaçıranlar biz değiliz, Avşarlar'dır" diyorlar.
Bunun üzerine Reyhanlı beylerinden Arap adlı bir bey, Avşarlar'a atıp tutuyor: "Yaz gelince Avşarlar'dan öcümüzü alacağız, onlar hazır olsunlar" diye bu tarafa haber gönderiyor.
Ve işte Dadaloğlu’da bu şiirle, “sürgünden dönmelerine ve hesap sormalarına az kaldığını” ifade etmek istiyor, Arap'a cevap veriyor: