Cuma yüzünü Eritre topraklarına gömdü, yolculuğu acı bir şekilde son bulmuştu. Ay, utançtan saklandı ve Omhajer'i karanlıklar içinde bıraktı. Cuma'nın hayatının çevresinde döndüğü gezegenler teker teker ortadan kaybolmuşlardı. Cuma yıldızsız bir karanlığın içinde yüzüyordu.
Sayfa 146
Of! çekmeden duramadım buna..
Boş yere yorma Daha nice fırtınalar bekleyen yüreğini Dile getirmeye destanların yetmediği Umut ırmaklarında bile Bir susuzluktan başka bir susuzluğa Koşarak yaşamak var ya hani Dağları tutup yakalarından Yol ederek yürürken doludizgin Bir çakıl taşına takılmanın Sancılarıyla kıvranmak var ya Of çekme işte o kıvamda Of
Reklam
Biz şelalenin önündeki balık Biz kafesin içindeki böcek. Biz büyük dalgaların yıkıntıları Asadaki kafatası Güç akıntısı ve onu içen balinalar. Biz 5 boynuzlu boğa Biz ateş üfleyen canavar Ağlayan çocuk. Evet ay ışığı Bizi zehirliyor.
Tevrat - Mısır'dan Çıkış
Musa: Daha sonra Mısır'ın başına, Yusuf hakkında bilgisi olmayan bir kral geçti. İsrailoğullarının, sayıca ve güçce çoğalmalarını tehlikeli görerek onlara baskı yapmaya başladı. Ama İsrailliler, gittikçe çoğalıp yayıldılar. Firavun, o ana dek uyguladığı tedbirlerle İsrailoğullarıyla başa çıkamayacağını anlayınca doğan bütün erkek çocukların Nil nehrine atılarak öldürülmesini buyurdu (Çıkış, 1: 8-12,22). * Musa'nın nehirde bulunuşu: Levi evinden bir adam, kendi kabilesinden bir kadınla evlendi. Kadının bir çocuğu oldu. Çok güzel olan bu çocuğu, üç ay saklamayı başardı. Daha fazla gizlemenin olanaksızlığını görünce, hasırdan bir sepet yaptı, dışını katran ve ziftle kapladı, çocuğu içine koyarak Nil nehri kıyısındaki bir sazlığa bıraktı. Firavunun kızı, nehre banyo yapmaya gittiğinde, sazlıktaki sepeti gördü. Açınca, içinde bir bebek buldu. Çocuğun bir İbrani olduğunu anladığı halde, ona acıdı, o sırada, olanları görmüş olan, bebeğin kızkardeşi, ''Çocuğu emzirecek İbrani bir kadın ister misiniz.?'' diye sordu. Firavunun kızının bu öneriyi kabul etmesi üzerine, kız gidip annesini çağırdı. Çocuk büyüdüğünde, adına ''Sudan çıkarılmış'' anlamında Musa dediler (2: 1-10).
Sayfa 122Kitabı okudu
Yer üstünde neler gördüm: Bir çocuk gördüm ay kokluyordu. Kapısız bir kafes gördüm, içinde, aydınlık kanat çırpıyordu. Bir merdiven gördüm, üzerinde aşk melekler alemine çıkıyordu. Bir kadın gördüm, havanda ışık dövüyordu. Öğle, onların sofrasında ekmekti, Sebzeydi, şebnem tepsisiydi, Sıcak sevda kasesiydi.
Gökyüzünde pırıl pırıl bir ay ışığı vardı. Ay, sanki tüm çılgınlıkların kendi adına yapıldığını bilirmiş gibi, olabildiğince parlak ve güzel bir görünüm içindeydi. Kendisine gelecek kişileri aydınlık dünyasına çağırır gibiydi.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.