Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Tanzimat aydınını Batılı aydından ayıran en önemli özelliği, ümmet aydını olmasıdır. (…) Pan-Osmanlıcı olan bu aydın gurubu aynı zamanda modern İslamcıdır. Bu nedenledir ki Tanzimat’ın bu müsavat (eşitlik) yapısına en keskin eleştiriler onlardan gelmiştir. Namık Kemal Islahat Fermanı ile sağlanan gayrimüslimlerin askerlik durumlarıyla ilgili
Filistin asrın Endülüs'üdür. Tarihe yalnız bırakılan bir medeniyet olarak geçecek. Halk olarak Gazze konusunda yöneticilerimizden şikayetçiyiz. Ne gariptir ki yöneticilerimiz de Gazze konusunda bizden şikayetçi. Siyasetçi seçmenden şikayetçi. Sanatçı siyasetçiden şikayetçi. Bizimkiler öbür devletlerden şikayetçi, öbür devletler bizim
Reklam
20. Yüzyılda Devrimler, İşçiler, Partiler ve Liderler
XX. yüzyılın tarihi, devrimci önermelerin geçerliğine, özellikle de dünyanın yazgısını işçi sınıfının çizeceği yolundaki görüşe, en hafif deyimiyle, gölge düşürdü. Öte yandan, bu yüzyıldaki tarihsel değişmeleri işçi sınıfının tek başına belirlediğini de artık savunamayız. Çağımızın büyük devrimleri hep geri kalmış ülkelerde oldu. Bu ülkelerdeki
Sayfa 205-208
608 syf.
·
Puan vermedi
Geniş Özet
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.  Armstrong'un bir kaç eserini daha
Tanrı'nın Tarihi
Tanrı'nın TarihiKaren Armstrong · Pegasus Yayınları · 20171,634 okunma
Kişi yaşadığı toplumun, yani milletin kültüründen süt emmemişse tahsil ettiği bilgilerle, âlim olamıyor, mütefekkir olamıyor. Ancak, bilinci düşük bir nakilci, daha doğrusu kötü bir kopyacı oluyor...
Devletle uygarlık arasındaki ilgi kesilince, uygarlığın en belirgin görüntüsü olan edebiyat da felce uğrar. Çünkü her edebiyat, bir uygarlık birikiminin ve tecrübesinin ürünüdür. Uygarlığın sarsıntısıyla edebiyatın sarsıntısı birbirine yakın grafikler çizer. Nasıl ki uygarlığı tanımak, onun edebiyatını tanımak yahut bir edebiyatı tanımak o uygarlığı öğrenmek anlamına geliyorsa devlet de ulusunun uygarlığını edebiyatını tanımak, bunları kendisine temel yapmak mecburiyetindedir...
Reklam
Ciddi bir uygarlık birikimi olmayan toplum, herhangi bir uygarlıkla tanışınca onu benimseyip özümseyince yeni dinamizm kazanarak güçlenip büyüyebilir ama büyük bir uygarlık düzeyine ulaşmış toplum, kendi uygarlığını bırakarak başka uygarlığın dünyasında kendine yer aramaya yeltenirse bunun sonucu yıkım olur...
Anlaşmak için, önyargılardan silkelenmek baş şarttır. Üstünde sabit kalınması şart olan yalnızca Tanrı buyrukları olmalıdır. Yani kesin, yoruma gerek olmayacak kadar açık ilahi buyruklar. Onun dışında bulunan, insan üretimi bütün düşünceler, bütün eylemler, doğruyu araştıran insan için, en azından tartışma konusurdur. Tartışılmazsa “tabu” olur, put olur onlar. Tabularsa bir toplumun ilerlemesinin önündeki uçurumlardır...
Kargaşalığın, kutuplaşmaların, vuruşmaların temelinde, hep karşısındakini dinlememe ahlâkı yatar...
Günümüz, birazcık okuryazar olan herkese aydın gözüyle bakmaktadır. Hele hele o kimse bir de yükseköğrenim belgesine sahipse...
Reklam
Hayatı bir külfet hâline getirmişiz. Kolayı zora çevirmişiz, düzlüğü sarp kılmışız. Bu yüzden günlerimiz bir işkencedir. Açlığımızın dineceği yoktur. İhtiyaçlarımızın sınırını sildiğimiz için, ihtiyaç sınırsızlaştı. Onu doyurmak, dindirmek imkânsız oldu. Azgın iştahın doyması mümkün değildir. Doymaktan çatlasa bile, doymamıştır azgın iştaha...
Gerçek aydın, yurtseverdir, idealisttir. Bu yüzden de geri kalmış ülkelerde nasibi, daima çile doldurmaktır...
Gözü, gönlü tok birinin zenginliği nasıl hayırlı bir zenginlikse açgözlü birinin zenginliği, hatta fukaralığı da o derece zararlıdır...
453 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.