Dürr-i Yekta (İnci Tanesi) Sözler
Sovyet döneminin ünlü Gürcü şairi Mayakovski ile Nâzım Hikmet, Moskova’daki üniversite yıllarında zaman zaman biraraya gelerek şiir üzerine konuşur tartışırlarmış. İşte böyle bir karşılaşmalarının birinde, Mayakovski sormuş:
- Nâzım en ünlü şairiniz kimdir?
Nâzım Hikmet hiç duraksamadan:
-Şeyh
"Ettik o kadar ref-i taayyün ki Neşati
Ayine-i pür-tab-ı mücellada nihanız!"
( Neşati, o kadar görünürlüğü ortadan kaldırdık ki, parlak cilalı aynalarda görünmeziz)
İçimdeki denizden kaç dalga geçtiğini kim saydı? Bütün kalelerimin neden her defasında böyle savunmasız düştüğünün sebebini kim merak etti? Her çıkışımda kalelerimden, biraz daha nasıl olup da bu kadar küçülebildiğimin nedenini kim anladı? Mutlak olanda var olmak için yaptığım her şey, yazdığım her yazı, var olmak ve toplanmak için attığım her imza biraz daha dağılmama ve küçülmeme yol açtı. Sırtımda alev gömlek, hattat içim yanıyor. Oysa hattat dışarıda kar yağıyor.
Ettik o kadar ref ü taayyün ki neşati
Ayine-i pür tab-ı mücellada nihanız biz
(Görünürlüğü o denli reddettik ki Neşati
pırıl pırıl cilalı aynada aksimiz görünmemektedir)