Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hasan

UFO’lar hakkında en sık sorulan soru şudur: Eğer uçan daireler uzaydan geliyorsa, pilotları metruk arazilerde anlamsızca dolanıp durmak yerine neden bizimle temas kurmuyorlar? Bana öyle geliyor ki, başka bir güneş sisteminden gelen yaratıklar için “dolanıp durmak”, sosyal açıdan kabul edilebilir bir ilişki biçimidir. Bir keresinde on sekiz yaşında bir aktrisin peşinde altı ay dolanıp durdum ve hayatımın en güzel günlerini yaşadım.
Reklam
Kinyas yıllar boyunca yarattığımız tarihi ilişkimizi bir saniyede bitirmişti, doğanın seksen yılda büyüttüğü bir insanı bir saniyede öldürmesi gibi.
Dinlemek ve inanmak en zorudur. Anlatmak ve uydurmaktan daha zor. Olağanüstü bir saflık ister. Kulak ile beyin arasında tertemiz bir yol ister. Var mı dünyada böyle bir insan?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biz İstanbul'un görülmeye değer yerlerini bilmeyiz. Biz dünyanın muhteşem, harika yerlerini bilmeyiz. Harika yerler yoktur çünkü. Harika insanlar vardır! Biz onları tanır ve hatırlarız. Kokularını alırız...
Modern sanat dediğimiz şey bu hoşnutsuzluklardan doğdu ve bu üç ressamın da bulduğu farklı çözüm, modern sanatın üç akımı için başlangıç noktası oldu. Cézanne'ın çözümü, Fransa'da Kübizm akımını ortaya çıkardı; Van Gogh'un çözümü, özellikle Almanya'da benimsenen Ekspresyonizme (İfadecilik-çev.), Gaugin'in çözümü ise, Primitivizmin (İlkelcilik-çev.) çeşitli biçimlerine öncülük etti.
Sayfa 555
Reklam
Sanatın, içi boş ve yapmacık olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna inanıyor, Avrupa'da birikmiş tüm zeka ve bilginin, insanı sahip olduğu en büyük yetenekten -güçlü ve yoğun duygulara sahip olmak ve bunları açıkça ifade edebilmekten- mahrum bıraktığını düşünüyordu. (Paul Gauguin)
Sayfa 550
Şimdiye kadar rakıyı suyla, viskiyi buzla karıştırır gibi hafifletmek için hayatı da içkiyle karıştırmıştım. Ama artık hayatı sek içmenin zamanı gelmişti.
Belki cennete, belki ipin gerildiği karşı tarafa varılır dengenin sonucunda, kabul ediyorum. Ama düşmemek için verilmiş mücadelelerin acısı ve tedirginliğiyle...
Denge, insanoğlunun icat ettiği en vahşi kavramdır! İp cambazının kendini en iyi hissettiği an, kendini ağa bıraktığı andır oysa.
İnsanların birbirlerine aşıkken gündelik hayatlarına devam etmelerini anlayamıyordum. Böylesi bir hareket bana ihanet gibi geliyordu. Kötü sahnelenmiş bir piyes gibi. Sanki bir insana değil de, bir koltuğa aşık olunuyormuş gibi!
Reklam
Gözlerimden yaşlar boşanıyordu. Yağmur gibi. Acıdan, ölüme daha da yaklaştığımdan, siyah saçlı kadını bir daha asla göremeyeceğimden, her şeyden. Ağladım
Bir de sigara
Bir kadının iyi içki içmesi kadar seyretmesi zevkli bir gösteri yoktur.
Hep böyleyim. Hep seni düşünüyor, seni arıyorum. Hislerimi bu kadar açık bir şekilde anlatmamın doğru olmadığını da biliyorum. Biliyorum ki ben sana bağlılığımı ne kadar teyit edersem sen beni o kadar az düşünürsün. Ama ne yapalım elimde değil. Söylemeden de duramıyorum.
Doğal olarak, Boğazlar bölgesinde cephe açılması kararının verilmesini kolay hale getiren bir durum da, İngiltere ve Fransa'ya göre, daha iki yıl önce küçük Balkan devletlerine yenilen Osmanlı devletinin zayıflığıydı. Karaya asker bile çıkarmadan, savaş gemileriyle Boğazlar açılabilir ve İstanbul ele geçirilerek, bu devletin hemen 1915 yılında teslimi sağlanabilirdi. Ancak unutulan nokta, Osmanlı devleti ne kadar zayıf olursa olsun, Çanakkale'deki insanların, Osmanlı hanedanlığının uzak topraklarında değil, kendi anayurdunda savunma yaptığıydı.
Sayfa 365Kitabı okudu
Böylece, nasıl Lale Devri'nin yenilikleri Patronalı Halil'in gerici ayaklanmasıyla durdurulmuşsa, Tanzimat döneminin yenilikleri de Abdülhamit'in baskıcı yönetimiyle boşa çıkarılmıştır. Eskimiş teknenin onarılması çabaları engellenince, devlet gemisi de I. Dünya Savaşı'nın fırtınalı sularında su alıp batacaktır.
Sayfa 339Kitabı okudu
211 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.