Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
BEYAZ GÜL
seni arıyorum kalabalık caddelerde, tanımadığım insanlar geçiyor, sen yoksun.. perişan hayallerimin başladığı yerde, sana sesleniyorum, duyuyor musun? beyaz güller açtı bahçelerde , sevdiğin.. ya o karanfil , baygın kokulu çiçek. gel yalnızlık bahçeme beyazlar giyin, anladım ki bu ömür sensiz geçmeyecek. odamı süsleyen ellerini uzat, hazzından
Reklam
ÖYLE MADEM Kİ
Buruk aynalar, Yalan insanlar, Soğuk havalar. Eller günahkar olmuş, Zır deli hatıralar. Geceye kalacak gibi her şey, Sıkıntı şimdi.
Büyük Rüyalar Cesur Yürekler İster... Anlamın damarlarına iniyorsak. Pişmiş kıssa yememeye alışacağız. Hepimiz kendi esmamızdan bir tutam katarak kıssa aşına. Yeniden yoğuracağız. Kendi âhengimizle kaynatacağız. Her âyet, ben yorumlayınca biraz daha tamamlanacak. Din kemâle erdi. Lakin nimet, ben ona kendiliğimden katınca tamam olacak. Âleme
BEYAZ GÜL
Seni arıyorum kalabalık caddelerde, Tanımadığım insanlar geçiyor, sen yoksun.. Perişan hayallerimin başladığı yerde, Sana sesleniyorum, duyuyor musun? Beyaz güller açtı bahçelerde, sevdiğin.. Ya o karanfil , baygın kokulu çiçek. Gel yalnızlık bahçeme beyazlar giyin, Anladım ki bu ömür sensiz geçmeyecek. Odamı süsleyen ellerini uzat, Hazzından
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Reklam
Herkesin başkasını konuştuğu bu aynalar pazarında seni kimselere söylemeden öleceğim
Üşüyor sesim, üşüyor nefesim ağustos ortasında. Cümleler yüreğime kesik, sızlıyor yarınlarımda. Kumdan kaleler yapmışım çorak toprakların ortasında. Ve umutlarım urgan, aldığım her nefes bir pranga. Kurtuluş belki de bir beyaz elbisenin arkasında... İşte ben, karşınızdayım parça parça. Ölü bir ruhun ayak izleri var bastığım topraklarda. Ve
Kırk
yürüyorum arkamda kırk yitik yıl yürüyorum küfemde kırk ağır taş oysa annemin genç kızlığı hala hatırımda öfke nöbetleri kırık tabaklar haciz memurları ilk televizyonumuz ev oturmaları seksen altı dünya kupası ilk okul ilk aşk ilk ağrı ilk kan ve babam yürüyorum hepsini bırakarak ardımda büyüyemeden yaşlandım saçlarımda kırağı gözlerimin
... Aynalar hiçbir zaman yalan söylemez, sadece insanlar yalan söyler ve aldatır bizi... .
Reklam
Bir Kimya Meselesi
Bir Kimya Meselesi
"Bir kimyager olarak bu uğursuzluk saplantısının hiç de bilimsel olmadığının farkındaydı, batıl bir inatçı bu.Yine de fark etmezdi.Hayat insanın olumsuz sonuçlar olmadan tekrar tekrar deneyip yanılabileceği bir şey değildi,eninde sonunda mutlaka bir şeyler kırılıp dökülürdü." Elizabeth Zott,1960 yıllarda tamamı erkeklerden oluşan bir enstütide bir kimyagerdir.Ama hayatı biranda alt üst olur ve çok sevdiği işinden ayrılmak zorunda kalır. Peki bu Elizabeth'i işini yapmaktan alıkoyar mı?Asla... Kadınların evde oturup, çocuk doğurmak ve ev işleri ile tüm gününü geçirmesini düşünen erkekler, Kadınlar asla sevdikleri işi, hayallerini yarım bırakmazlar. Aradan yıllar geçer Elizabeth artık bir anne ve tek başına herkesle mücadele ediyor.Bir kanalda yemek programı sunuyor. Peki çok istediği sevdiği mesleğine ne oldu? Günümüzde de hala kadın erkek eşitsizliği devam ederken 50 li ve 60 lı yıllarda çok daha fazla olan bir dönem ve bununla mücadele etmeye çalışan kadınlar.Elizabeth'i çok sevdim keyifle okudum tavsiye ederim 👍🤗 🧨İnsanlar hamile bir kadının başarabileceklerini çoğu zaman, kederli bir hamile bir kadının başarabilecekleriniyse daima hafife alıyordu." 🧨Aptallar, aptallıklarını aptallıklarından ötürü fark etmiyor olabilirdi belki ama tipsizler tipsizliklerinin farkında olmalıydı çünkü aynalar vardı.
Dinginliği ararken insanlar ve aynalar arasında Bazen gördüğün kuşlar bile seni yormak istercesine... Olduğun yere telaş içinde ellerin ayaklarınla birden çivilen sende Yoncanın dağılan mozaik taşlarıyla ruhunun parçalarını çabuk toparlıyorsun Artık güvendesin uzak mesafelere inat Mavi gölü doldurmak üzere sevi bir yürek Seni hiç görmedende ufkun öte çizgisinde Keskin hükmü duasını hissederek göğe okurken Unutma insan tembelliğinden sürgüncesine İndirilmedi nuhun küresiyle mavi yer yüzüne Kaderiyle birlikte yürümeyi öğrenemediği sürece.. Hiç kimse kaderinin efendisi olamadı yer yüzünde Ve ne mutlu sana her gün doğumuna Aldığı her soluğun çatısına şükreden... Ve yaşamın her rengine kendini adayan Okuyup çalışan üretenken bir annesin!.. Söyle bu köhne dünyada senden başka Mucize aramak ahmaklık değilde nedir?..
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.