Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kendi varlığımdan nefret ediyorum. Nefret eden kim, nefret edilen kim? Nefret eden narsistleşmiş benlik; nefret edilen ise senin hayatın, senin varlığın. Benlik kişinin varlığını bir hafiye gibi izleyerek ölçüp biçer, yorumlarda bulunur, anlamlandırmlar yapar. Narsist, yani kendi yaratılmışlık gerçeğini inkâr ederek büyüklenmeci bir tavra bürünen bir benlik, önündeki kendilik nesnesine, aşılması imkânsız mutlak standartlar, ölçüler ve idealler dayatır: Mükemmel olursan değerlisin. İnsanlar senin hakkında iyi şeyler düşünüyorsa değerlisin veya başarılıysan bir işe yararsın, yoksa bir hiçsindir. Hayat anlamsız ve saçma bir uğraştır; bu saçmalık içinde amacın Tanrısal bir güç kazanmak, kendi yaşamının anlamını yine kendin bulmaktır vs. gibi."
Sayfa 147Kitabı okudu
Süratle içi boşalıyordu insanların. İnsanlar can havliyle yiyeceklere saldırıyor, deli gibi alışveriş yapıyor, göz açıp kapayana kadar âşık oluyor, pat diye bağlanıyor ve daha ne olduğunu anlamadan da ayrılıyorlardı. Dünya telaşlı bir yer olup çıkmıştı
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
BEYAZ GÜL
seni arıyorum kalabalık caddelerde, tanımadığım insanlar geçiyor, sen yoksun.. perişan hayallerimin başladığı yerde, sana sesleniyorum, duyuyor musun? beyaz güller açtı bahçelerde , sevdiğin.. ya o karanfil , baygın kokulu çiçek. gel yalnızlık bahçeme beyazlar giyin, anladım ki bu ömür sensiz geçmeyecek. odamı süsleyen ellerini uzat, hazzından
“İnsanlar doğar, büyür ve ölüler. Yaşlanırlar ve yok olurlar ama Alfinler doğar ve savaşır. Dünyaya geldiğinde başlar mücadelesi. Siz doğmadınız, dünya sizin savaş meydanınızdı ve nefes aldığınız ilk an ilk kuşanmanız. Senin kapın daha erken açıldı ve ruhun bedenini buldu. Onunki bir yüz yıl sonunda yeniden üflenecek. Onu şimdi koruyacaksın, ileride seveceksin ve sonra savaşacaksın. Belki onu yok edecek olan da sensin. Bir gün yok etmek isteyeceksin. İkiniz aynısınız, bir aynanın yansımasısınız ama aynalar kırılır, yansımalar yanılsamalarla karışır. İkiz alev budur, birbirinizi sevebilir ya da öldürebilirsiniz. Şimdi gökyüzü bir doğum sancısı çekiyor, bu gece birçok şeyin sonu olacak ama geleceğinizi doğuracak.”
Sayfa 16
seni arıyorum kalabalık caddelerde tanımadığım insanlar geçiyor sen yoksun perişan hayallerimin başladığı yerde sana sesleniyorum duyuyor musun beyaz güller açtı bahçelerde sevdiğin ya o karanfil baygın kokulu çiçek gel yalnızlık bahçeme beyazlar giyin anladım ki bu ömür sensiz geçmeyecek odamı süsleyen ellerini uzat hazzından dile gelsin
Reklam
Bilirsiniz, bazı sakin insanlar aniden cinnet geçirip birini bıçaklarlar; belki de ben, buna benzer bir delilik nöbetine tutulmuştum.
“Bu lanetli kana susamışlar çetesi”
On sekizinci yüzyılın başlarında Jonathan Swift Gulliver'in Seyahatleri adlı eserinin son bölümünde sömürge maceralarını anlattı. Korsanlar soymak ve yağmalamak için demir alır; kendilerini iyi karşılayan savunmasız insanlar bulur; bu ülkeye yeni bir isim verir ve krallarının adına oraya el koyarlar; bu eylemin teyidini de oradaki çürümüş bir kalasa ya da bir taşa işaretlerler.
Sayfa 166Kitabı okudu
Aynalar koridorunda aşk, sevgililerin ideal imgesini yansıtan ama yansıttığı görüntüyü görüntü olarak değil, gerçekmiş gibi sunabilen bir eş, bir sevgili arayışıydı. İnsan benliğine sığınıp Yaratıcıdan kaçıyor; benliğinin mutlak çaresizliğiyle yüz yüze kalınca da ölümlü bir bedene demir atarak, aynen kendisi gibi zamanın etkisine maruz, aynen
Sayfa 276
Ormandan çıkıp kalabalık sahile inmesiyle huzurlu dünyası bir tehdit ile gölgelenmişti: Ötekiler. Öteki insanlar, bakışlarıyla yaşamına sızıyorlardı sanki. Ormanda yaşadığı rahatlık, sadece ormanın gürültüsüz ve sakin olmasından kaynaklanmıyordu. Kırmızı, sessiz bir müzede de aynı tedirginliği duyardı. Çünkü orada da insanlar vardı; yargılarıyla, bakışlarıyla oradaydılar. Üzerimizde hissettiğimiz bakışlar dünyanın üzerimizdeki yorgunluklarından biri sanırım, dedi kendi kendine, banktan kalkıp yeniden yürümeye koyulduğunda.
Sayfa 248
Reklam
Ben akli dengesi yerinde bir insan olduğumu sanıyo­rum; insanlar da sağ olsunlar beni aklı başında birisi olarak tanıyorlar. Ama tam anlamıyla aklım başımda mı değil mi doğrusu emin değilim. Belki de deliyimdir. Ya da delilik dü­zeyinde olmasa da bir tür nevroza yakalanmış olabilirim.
Sayfa 117 - İthaki yayınları Japon klasikleriKitabı okudu
…” Ben kendimi beğenmiyorum, cümlesinin nesnesi ve öznesi nedir?” …” Ben özne, kendim de nesnedir.” …” Kendi varlığımdan nefret ediyorum. “ Nefret eden kim, nefret edilen kim? Nefret eden narsistleşmiş benlik; nefret edilen ise senin hayatın, senin varlığın. … Narsist, yani kendi yaratılmışlık gerçeğini inkar ederek büyüklenmeci bir tavra bürünen bir benlik, önündeki kendilik nesnesine aşılması imkansız mutlak standartlar, ölçüler ve idealler dayatır: Mükemmel olursan değerlisin. İnsanlar senin hakkında iyi şeyler düşünüyorsa değerlisin veya başarılıysan bir işe yararsın, yoksa bir hiçsindir…
Sayfa 145 - Kapı yayınları 2021Kitabı okudu
"Ve küçük şeylere dikkat ederim çünkü o küçük şeyler, bir insanın gerçekte nasıl biri olduğunu ele veren en büyük ipuçlarıdır, insanlar kendilerini başkalarının gördüğü gibi göremezler; hepimiz kırık aynalar taşırız."
Sayfa 134Kitabı okudu
20.yy Japon edebiyatında doğalcılık akımı
Doğalcı edebiyatta eğer bir karakter hırsızsa, sosyolojik ve psikolojik nedenlerle çalar. Belki yoksuldur, eğitimsizdir. Suçun normalleştiği bir çevrede şiddet görerek yetişmiştir. Onu bu faktörler hırsız yapar. Biyolojik unsurlar da rol oy­nar: Bazı insanlar doğuştan ürkektir, bazısı doğuştan fevri. O halde suç, tüberküloz gibi, insanı tesadüfen yakalayan arazlardandır. Kanun çiğneyenler ahlaksız değildir, alt tarafı talihsizdir.
Sayfa 13 - İthaki Japon klasikleri (çevirmenin önsözü)Kitabı okudu
ÖYLE MADEM Kİ
Buruk aynalar, Yalan insanlar, Soğuk havalar. Eller günahkar olmuş, Zır deli hatıralar. Geceye kalacak gibi her şey, Sıkıntı şimdi.
802 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.