#okudumbitti #kitapyorum
#bensizayna 230 Sayfa
.
“Aynalar hep yalan söyler” dedi.
Ayna yalancı değildi aslında.
Görüntüyü sahibinin istediği gibi veriyordu sadece.
“Sırf bu yüzden tek başına görebilmeyi öğrenmesi lazım kızımın” diye ekledi Ayla.
.
.
.
"Sen benim kim olduğumu düşünüyorsan ben oyum. Eğer bana anlamsız anlamsız bakarsan ben anlamsız olurum. Bana rengarenk bakarsan cıvıl cıvıl bir kuş olurum. Eğer bana önyargı ile bakarsan öyle olurum. Bana iyilikle bakarsan bir melek, bana nefretle bakarsan bir katil olurum. Neden mi? Çünkü ben bir aynayım. Aynaya yansıyan senin
Kafka iyi bir yazar olmasının yanında, aynı zamanda iyi bir gözlemcidir. Dönüşüm kitabı ütobik bir kitap olmakla beraber, bu kitapta da anlatmak istediği alt metinde eleştirel bir kavram ve özgürlük temasına vurguda bulunmuştur.
Kitapla ilgili önemli bir anektot ise: Kafka bu kitabında bir böcek resminin kullanılmamasını rica etmiştir. ( Neden
Edip Cansever’ i daha önce hiç okumamıştım ben Ruhi Bey şiiri aracılığı ile Edip ile tanışmış ve memnun olmuştum. Ruhi Bey şiir boyunca yer yer kendisini kendi gözünden, yer yer kendisini tanıyan insanların gözünden anlatan belli içsel sıkıntıları olan ve çocukluk döneminde gerek babasının uyguladığı şiddet gerekse üvey annesi ile yaşamış olduğu sorunlar ve cinsellikten doğmuş olan travmaları olan bir karakterdir. Kendini ve benliğini tam bulamamış birazda karamsar olan Ruhi Bey bazı günler kendini aynanın karşısında seyredip tarif eder ve dış görünüşü ile övünürken bir Yandan da ölümden korkmadığını ince ve naif satırlarla dile getirir.
-Ben Ruhi Bey nasılım
-Sahi siz nasılsınız Ruhi Bey
-iyiyim iyiyim.
Satırları ile şiir hakkında fikirlerimi sonlandırırken herkese okutmalarını tavsiye ederim.
Her ne kadar Turgenyev'in, alışveriş listesi yazsa okurum diyecek kıvamda hayranı olsam da yazıya ilk olarak Hasan Ali Yücel klasikleri dizisini överek başlamak istiyorum. Güzelliği sadelikten ve titizlikten geliyor bu dizinin. Ergin Altay'ın çevirisi yine su gibi akıyor ve tertemiz.
Kitapta Turgenyev'in üç eserini bir araya getirmişler.
Bir pazar sabahi okumaya başladığım Beyaz Kale kitabı, Orhan Pamuk'un okumayi basarabildigim üçüncü kitabiydi. Pamuk okuyuculari bilir ki, onun kitaplarını okumak; sabir, azim ve kararlılık gerektiren bir iştir. Kitapların uzunluğu, yer yer yavana kaçan anlatımı, adeta kitabin sonunu getirmeniz için vermeniz gereken bir savaşa dönüşüyor. Tüm
#Romanın Yazılışı:
Romantik ekolün bütün özelliklerini taşıyan bu roman otobiyografik özellikler taşır. 1749-1832 yılları arasında yaşayan Goethe, henüz yirmi iki yaşındayken on dokuz yaşındaki Carlotte (bu isme dikkat edin) adlı nişanlı bir kızla tanışmış ve onu çok sevmiştir. Fakat kız dört yıldır nişanlıydı ve Goethe'ye herhangi bir ümit
Ülkemizde spekülatif kurgu çatısı altında ilk öykü seçkileri yapılması bence edebiyatımıza kısmen olsa da etkileri olacaktır. Çeviri öykü seçkilerine hegomanya gösterdiği 1990'lı yılları ve 2000-2010 yılları arasındaki dönemde spekülatif kurgu, bilimkurgu, fantastik ve korku-gerilim öykü seçkilerinin hazırlanmadı gelecekte ibre yerli
#okudumbitti️ #kitapyorum
#çokkişiliyalnızlık ️ 96 Sayfa
️️️️️️️
.
"Sayende ağlamanın bir manzarası olduğunu keşfettim. Kimi yorgan altında bulur manzaranın huzurunu kimi deniz kenarında yakalar ferahlığın içler açan rahatlığını...Kimi kapalı kapılar ardında...Kimi anne kucağında...Kimi sevgili omuzunda...Kimi
