Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Daima yağmur yağmaz, hava her zaman açık olmaz. Havalar bazen gayet güzel olduğu gibi bazen soğuk, fırtınalı, tipili esintili olabilir. Hayatta aynen böyledir.
14. Kabul edilip karşılık görecek olan gerçek duâ, ancak Allah’a yapılan duâ ve yakarışlardır ve huzurunda el açıp kendisine yalvarılmaya lâyık olan kudret, yalnızca O’dur. İnkârcıların, Allah’ın yanı sıra kendilerine yakardıkları sözde tanrılar ve yüceltip ilâhlaştırdıkları varlıklar ise, onların duâ ve yakarışlarına hiçbir şekilde karşılık veremezler; Allah’tan başkasına yalvaranların durumu, tıpkı sular gelip ağzına dökülsün diye avuçlarını açıp suya doğru uzatan susamış bir kimsenin hâline benzer ki, zavallı adam bu durumda ne kadar beklerse beklesin, suyu avuçlayıp ağzına götürmedikçe, su kendiliğinden gelip onun ağzına asla girmeyecektir. İşte kâfirlerin duâsı da, aynen böyle hedef ve amacını şaşırarak boşa gitmeye mahkûmdur. Hâlbuki:
Reklam
D.D
Telefonlardan gelen zil sesinin aynı olması tanıdığınız kişiden geldiğini kanıtlamaz ve her sakallıda dedeniz değil aynen öylede her Müslümanda bir değil.
Aynen onun gibi insanın kalp cüzdanındaki letaif ve akıl defterindeki havas ve istidadındaki cihazat, tamamen ve müttefikan saadet-i ebediyeye müteveccih ve ona göre verilmiş ve ona göre teçhiz edilmiş olduğuna ehl-i tahkik ve keşif müttefiktirler Risale-i Nur-Sözler/95
Rupi Kaur - Bu Beden Benim Evim
Bir önceki önerimde bahsettiğim şairin üçüncü devam kitabı. Bu kitapta; kendini bulması gibi… Demiştim ya, günlüğü gibi… Onun adına sevinip, mutlu oluyor insan Dimdik ayağa kalkışına, hayata bakışına, kendi özüne dönüşmesine, iyileşmesine, üretmesine, zihnini bulutlardan arındırıp, görüşünün berraklaşmasına… Aynen şöyle tanımlıyor başlarken; Bunca
Zaten, bir yerlerde hata yaptığımı daha yeni yeni anlıyorum! Bir şeyler ters gitmişti. Oysa her şey çok açık, planım gökyüzü gibi pırıl pırıldı: "Sert, gururlu davranmak ve kimsenin tesellisine ihtiyaç duymadan, sessizce acı çekmek." Durum aynen böyleydi, yalan söylemiyordum, yalan söylemiyordum! "Yapılanın bir yüce gönüllülük olduğunu şimdi fark edemese de sonra kendisi görür, bir gün kafasına dank ettiğinde de on kat daha fazla değer biçer, ellerini yalvarır gibi kavuşturup diz çöküp dualarla önümde eğilir." İşte plan buydu. Ne var ki bir şeyleri unutmuş ya da gözden kaçırmıştım. Bir şeyleri yapmayı becerememiştim. Ama yeter, yeter. Peki şimdi kimden af dileyeceğim? Her şey bitti. Cesur ol dostum ve gurur duy! Suçlu olan sen değilsin!.. Doğruyu söylüyorum, gerçekle yüzleşmekten korkmuyorum, suçlu olan o, suçlu olan o!..
Reklam
Hastalığımız da sefaletimiz de hep merhametli Tanrı'ya dua etmediğimiz için. Aynen öyle!
Bakın o zamanlar sevgisinden emindim. Zaten sevmese üzerime atılıp boynuma sarılmazdı. Bu beni sevdiğini gösteriyordu, daha doğrusu sevmek istediğini. Evet, durum aynen şöyleydi: Sevmek istiyor, sevgiyi arıyordu. Asıl önemlisi de bunların gerisinde mazur göstermek zorunda olduğu hiçbir kötülük olmamasıydı. Siz "rehinci" diyorsunuz, bunu herkes söylüyor. E, rehinciysem ne olmuş? İnsanların en yüce gönüllüsü kalkıp rehinci oluyorsa bunun elbette bir nedeni vardır.
“Yaşlı Kızıldereli reisi kulübenin önünde torunuyla birlikte oturmuş, az ötede buluşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve 12 yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesinin önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla sordu dedesine. Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı: -Onlar, dedi. Benim için iki simgedir evlat. -Neyin simgesi? Diye sordu çocuk. -İyilik ve kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyretdikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları. Çocuk, sözün burasında, ‘Mücadele varsa, kazananı da olmalı ‘ diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara yeni bir soru ekledi: -Peki, sence hangisi kazanır mücadeleyi? -Peki, sence hangisi kazanır mücadeleyi? Bilge reis derin bir gülümsemeyle baktı torununa: -Hangisini evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem!”
İnsan bazı anlarda eskiden yaşadığı şeyleri tekrar yaşıyormuş gibi olur. İçinde bulunduğu an bir rüya ya da yaşanılıp da unutulmuş bir hal gibidir, ama aynı insanlar sanki yine çevresine oturmuşlardır, onları tanır ve evvelce duymuş olduğu sözlerini tekrar duyar. Hayal gücü, eski sahneyi aynen canlandıramaz, hafıza geçmişi bulup çıkaramaz ve insan şaşırıp kalır.
Sayfa 602Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.