Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_"Yani aşk sana zarar verecek doğru insanı bulmakla ilgili öyle mi?" _"Aynen öyle"
Yaşar Kemal diyor ki Ağacın Çürüğü'nde: İnsanlıktan, kendilerinden, umuttan umudu kesilmiş kişilerin dünyada yapmayacakları kötülük yoktur. Aynen öyle...
Reklam
Eğer vahiy bozulmuş, Kitab tahrif edilmişse, bu durumda çağrılanların davete uymama hakları doğar. Çünkü kimse, kaynağı karışık bir bilgiye iman etmemekle kınanamaz. Eğer günümüzde Müslümanlar tahrif edilmiş bir dine çağırıyorlarsa, çağrılanların elinde muharriflerin çağırdığı "muharref dini" reddet- me hakkı vardır. Ancak, hiç bir kimsenin Kur'an'daki islam'ı reddetmeye hakkı yoktur, çünkü tahrif edilmemiş, bozulmamış, aynen muhafaza edilmiş bir mesajdır. Onun için de Hz. Muhammed'den sonra "fetret" yoktur. Fetretler, kitabın tahrif, dinin tahrib edildiği durumlarda oluşurlar. Kur'an'da, İsrailoğullarının Yahudileşme süreci ele alınırken "tahrif" olgusuna özel bir yer ayrılır. Bunun nedeni, Yahudileşmenin temel sebebinin "tahrif" olarak görülmesidir. Öyle ya, bir din ki, kaynağı tahrif edilmişse, ondan sonrasının ne değeri kalır? Tahrif edilmiş bir dine inanan ne kadar samimi ve dürüst olursa olsun, nihayetinde aldanmıştır. Bu, tıpkı kişinin alın teriyle kazandığı paranın kalp çıkmasına benzer. Kafir dahi olsa bir kimse inancında samimi olabilir. Lakin küfründeki samimiyeti o kimsenin kurtuluşuna vesile olamaz. Olay sadece "inanmak" olayı değil, "hakka inanmak" olayıdır. "Neye olursa olsun, yeter ki inan meselesi değildir mesele. İnancınızın değeri inandığınız şeyin doğruluğuyla orantılıdır.
Az sayıda Müslüman düşünürün kullandığı İttihadı İslam ya da Rabıtatül İslam gibi deyimler, Pan'cı akımlarla (Panslav, Pangerman, Panhellen gibi) çalkalanan Avrupa'da, Panislam korkusunu doruğa ulaştırdı. Eski bölünmüşlük aynen devam ettiği ve ortada tek bir güçlü devlet kalmadığı halde sömürgelerinde Panislam yuvaları aramaya başladılar. Bulamayınca Yıldız Sarayı'nda bir gizli merkez bulunduğu tezi ileri sürüldü. Onları bu korkusunu iyi fark edip Panislam'ı sadece korkuluk olarak başarıyla kullanan II. Abdülhamid'i devirmek için yoğun kampanya sürdürüldü. Oysa bütün araştırmalar Sultanın iki düzine bile ajanı bulunmadığını ortaya çıkardı. Ayrıca, III. Selim'in Tipu Sultan olayında, Sultan Abdülmecid'in Hint ayaklanmasında Halifeliğin etkisini İngilizler lehinde kullanması gibi Abdülhamid de Amerikalılara, Filipinler'deki Müslümanları itaate davet için yardım vaadinden geri kalmamıştı. İslam toplumları dinamizmlerini öyle kaybetmişlerdi ki, kendi içlerinden yükselen Panislamcı sloganlara rağmen, bir Avrupa devletinin katkısı olmadan Panislamı bile yapacak durumda değillerdi. Yapmadığı halde adı Panislamcı diye çıkan II. Abdülhamid'in yerine geçen İttihatçılar başlangıçta Osmanlı Birliği'ni savundular. Gelgelelim bütün cemaatlerde uluscu eğilimler öyle gelişmişti ki Meşrutiyetin ilanıyla birlikte İstanbul'da Çerkezlikten Arnavutluğa, Lazlıktan Kürtlüğe, Rumluktan Ermeniliğe, Araplığa kadar her akımın ideolojisi piyasaya sürüldü. Osmanlılığı tek savunan Türk unsuru kalmıştı.
Sayfa 41 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
İnsanların en fazla yüz elli kişiyi tanıyacak şekilde programlandığını keşfettiğini ve bunun avcı toplayıcı toplumların nüfusu olduğunu anlatmıştı. -Bu teori hoşuma gitti. Instagram'da bu kadar fazla insanı bir saatte görebilirsin. -Aynen öyle. Hiç sağlıklı değil. Beyinlerimiz bu yükü taşıyamıyor. Yüz yüze iletişimin özlemini her zamankinden daha da çok duymamızın nedeni de bu.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
" Ne bilirsen bil, karşındakinin seni anladığı kadarsın, " der ya ünlü bir söz, işte aynen öyle. Ben ne yaparsam yapayım karşımdakinin anladığı kadarım.
Sayfa 15 - Epsilon Yayınevi
Aynen öyle :D
Bana dünya sunulsa istemem. Biz hayatın anlamı peşindeyiz. Hayatın değil... Anlamı kurban edemeyiz be abi. Hayatın kendisine Hadise çıktı, bitti, geçti.
Sayfa 204Kitabı okudu
Aynen öyle anne çok iyi insanlar....
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.