Gözlemlediğim kadarıyla pek çok kişi bu kitabı yarım bırakmış veyahut bir şey anlamadığını öne sürerek beğenmediğini dile getirmiş. Ben de bu karmaşıklığa bir nebze de olsa açıklık getirme amacı ile bir inceleme yazmak istedim.
Fyodor Dostoyevski külliyatı kronolojik okuma maratonumun 11. kitabı olan
1.GÜN
Siteye üye olur. Hemen okuduğu kitapları eklemeye başlar.Genellikle " Kürk Mantolu Madonna" ilk eklediği kitaptır.
Ardından rastgele kişileri takip etmeye başlar. Erkek ise takibe dönen sayı üçü beşi geçmez.Kadınsa bu sayının onu bulduğu görülmüştür.
Takip ettikleri: 55
Takipçileri: 5
2.GÜN
Artık kitap incelemeye hazır
Okuduğum üçüncü Aytmatov eseri... Ben daha Beyaz Gemi'nin boğazımda düğümlediği yumruyu oradan çıkartmaya uğraşırken, nereden bilebilirdim ki asıl öldürücü darbenin bu kitap ile geleceğini?.. Evet kabul ediyorum, baya bir hazırlıksız yakalandım, ağır nakavt oldum bu sefer. Hakemin saymasına da gerek yok, direkt havluyu atabilirsiniz ringe...
Her
Merhaba , Selam , Hello , prenses , aşkım vb gibi gibi …ardından neden cevap vermiyorsunuz gibi bi kaç tane daha mesaj sıralamanıza gerek yok!! Nasıl bi kafanız var gerçekten kuşa taksak ters uçar derler ya aynen öyle …yazmasam içimde kalırdı …Şuan daha okumadığım bi çok mesaj var ve hala yazmaya devam ediliyor!! Engel butonu iyi ki varmış gerçekten yoksa bu saçmalıklar son bulmazdı…Şuna açıklık getirmek istiyorum ki Tek cevap verdiğim mesajlar kitap önerileri olacaktır. Onlarında düzgün üslupta sorulanlarıdır. Mesajlarınızın kısa ve net olmasını diliyorum🙏Benim kimseyle muhabbet edecek vaktim yok çünkü . Teşekkürler .💫Keyifli okumalar dilerim 💫
Her ne kadar tavsiye üzerine kitap okumaktan hoşlanmayan bir okur olsam da bazen kitapla ilgili görüşlerine değer verdiğim birinin güzel bir yorumunu gördüğümde veya kitapta geçen ve beni düşünmeye sevk eden bir cümle gördüğümde o kitaba karşı kayıtsız kalamıyorum. Albert Camus'nun Yabancı isimli bu kitabını da
Ahh Didem Ahh!!
Yazma konusundaki özrümü görmüyorum , şiirlerini okudukça , bağlılık, bağımlılık gibi bir şey işte burada yazmaya zorluyor beni.
‘’Bir zamanlar kendimi
Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım.
Kaç metredir benim yokluğum?
Benden daha çok var sanmıştım.
Benim yokluğumdan dünyaya
Bir elbise çıkar sanmıştım.
Dünyanın çıplaklığına
YouTube kitap kanalımda Kafka'nın hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/VC6JxCLzwNI
İnsansız hayat aracı.
Yeter ki yatakta hiçbir şey yapmadan kalmamak. Her zaman bir şeyleri seçme zorunluluğuna itilmelerimiz. Ayağa kalkabilmek için ellere ve kollara ihtiyacı olmak. Sistemin bize
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CaC2x0xtJpA
Evet, maalesef 10 üzerinden 4 puan. Kitabın dilinden dolayı da değil üstelik. Peki, ben kimim de Cemil Meriç'i eleştiriyorum?
Ben sadece bir okurum. Bir kitabı ya da yazarı eleştirebilmek için illa
ÇÜNKÜ HERKES ÖLDÜRÜR SEVDİĞİNİ..
Dikkat bu bir kitap değildir!
Ve işte karşınızda insanlık tarihinin yazılmış en kederli en tutkulu ve en derin aşk mektubu.
(de profundis fransızca da derinlerden gelen demektir)
İşin ilginç yanı bu mektupların bir erkek tarafından başka bir erkeğe gönderilmesidir. Eğer bununla ilgili bir ön yargı
YouTube kitap kanalımda İnsan Neyle Yaşar? kitabını neden en çok Türkiye'nin okuduğundan bahsettim: ytbe.one/FLNbCSjFh2I
Tolstoy'un bu kitabından çok daha sağlam kitapları varken neden bu kitap bu kadar abartılıyor? Bu kitabı okurken kendimi patileri arasında kuru ekmek tutan köpek yani Ekmek Reis gibi hissettim.
İtiraflarım
‘’Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz. Maddi şartları iyileşen insanlık, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez.’’ (s.