Bediüzzaman Said-i Nursî;
HATIRA (SON ŞAHİTLER) Zübeyir Abiden Bir Hatıra; Bir gün tefani sırrından bahsetti. "Kardeşin kardeşte fāni olması"na temas ederek demişti ki: "İnsan Resulullah'ta fâni olur, Üstadda fâni olur, hatta ağabeyinde fâni olur. Ama kendi rakibinde, kendi emsalinde fâni olması zordur. Bütün ihtilaf ve münakaşalar, birbirine denk olan kardeşler arasında olur. O bakımdan buna önem vermeliyiz ve kendimizi kontrol etmeliyiz." Abdullah Çavuş'un Üstad'la Hatırası; "Çayları Üstad dağıttı" "Ben çay yaptım. Götürüp dağıtacaktım. Üstad tepsiyi elimden alarak kendisi dağıtmak istedi. Ben utanmış ve mahcup olmuştum. Israr ettim. Yine kabul etmedi. aynen bana şunları söyledi: "Yazdığınız, hizmetine koştuğunuz Kur'ân ind-i İlâhî'de makbul oldu. Melekler sizin fotoğrafınızı alıyor. Ben de Kur'ân'ın bir hizmetkârı olarak, size hizmet etmem lazım' "Tepsiyi elimden alarak çayları kendisi dağıttı. Harici Kaynak Not Nur talebeleri; birbirlerinin meziyetlerini, hizmetlerini, muvaffakiyetlerini anlatmakla, farkında olmadan tefaniye mazhar oluyorlar. (Dava Adamının Notları 2)
Cemal Safi ve Ganire Paşayeva
Aşk Başka
Aşk Başka
Ganire Paşayeva
Ganire Paşayeva
Cemal Safi
Cemal Safi
İlk kitabım için yayınevime telif anlaşmam için gitmiştim, Uzaktan da imzalamak mümkündü ama ben yüzyüze görüşmeyi tercih ettim. Yayınevi müdürü Fatih Bey bana bir kitap hediye etti: Paşayeva Hocam'ın kitabıydı bu: 'Aşk' B'aşk'a Paşayeva Hocam'ı kaybedeli bir kaç ay olmuştu, Kendiyle
Reklam
GÜZEL TÜRKÇENİN ZENGİNLİĞİ ve ŞİMDİKİ HÂLİMİZ...
İbrahim Sabri Bey, Erbilli Şeyh Esad Efendi'ni gazellerini çok beğenmiş, Efendi'nin Türkçesine hayran olmuş, şöyle konuşmuştu: - "Efendiler, farkındasınızdır. Lisânın zenginliğine bakın! Şu şiirlerdeki zenginliğe bakınız. Bir kere ilim, irfan, bilgi var; his var, heyecan var; hisleri heyecanları yükseltecek, kanatlandırıp arş-ı â'lâya yükseltecek îmân var... Zihinde, gönülde, ruhta, denizler gibi dalgalanan hislerin, düşünce ve tasavvurların, hayâllerin, imkân âlemine çıkıp diğer insanlara intikâlini temin eden, mükemmel bir vasıta, yâni fevkalâde bir lisân var... Şu kelimelere bakın. Şair en küçük bir kelime sıkıntısı çekmiyor. His ve heyecanlarını, neredeyse aynen, bize de hissettirip duyuruyor... Şu güzel Türkçeye bakın, bir de şimdi ne hâle sokulduğuna bakın; yürekler acısı...
Sayfa 139 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, Gerçek Türkçenin Zenginliği, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
ZİYA PAŞA'NIN, *TERKİB-İ BEND ve **TERCÎ-İ BEND'LERİ...
Malûmdur ki, Ziya Paşa'nın "terkib" ve Tercî" manzumeleri, on ikişer bendden meydana gelir. Bu bendlere "terkib-hane" ve "tercî-hane" denir. her bend onar beyittir. Her bendin sonunda bir de ilâve "bend beyti" bulunur. Tercîlerde bu bend aynen tekrarlanır, Terkib'lerde farklıdır... Ziya Paşa'nın bu şiirleri, birer şaheserdir. Bugün de millî ve dinî, fikir ve edebiyat sahasında, gençlerimizin muhakkak anlayarak okumaları gereken iki temel eserdir...
Sayfa 335 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Müderris Yozgatlı İhsan Efendi-, Ziya Paşa'nın "Terkib" ve "Tecri"i, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
"İnsan bu, su misali kıvrım kıvrım akar ya" demişti büyük Üstad Necip Fazıl.. Evet kıvrım kıvrım aynen su gibi, sabit değil değişken, statik değil dinamik, her gün farklılaşan, gelişen ya da gerileyen, büyüyen, ihtiyarlaşan; düşüncelerinin bir anı, başka bir anını tutmayan, aciz ama aciz olduğu kadar da büyüklenen bir varlık ...
Reklam
200 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.