Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
"İnsan bu, su misali kıvrım kıvrım akar ya" demişti büyük Üstad Necip Fazıl.. Evet kıvrım kıvrım aynen su gibi, sabit değil değişken, statik değil dinamik, her gün farklılaşan, gelişen ya da gerileyen, büyüyen, ihtiyarlaşan; düşüncelerinin bir anı, başka bir anını tutmayan, aciz ama aciz olduğu kadar da büyüklenen bir varlık ...
Reklam
“Evlâdına güvenen kimse; oğlum var büyüyecek, adam olacak, bana bakacak, yaşatacak, gam yemem, kaygı çekmem; oğullarım var, bana kâfidir, diye, Allah'tan fazla evlâd ü ahfâdına güvenen kimse; aynen kum üzerine ev bina etmiş kimseye benzer... Kumla beraber bina da kayar, yıkılır gider..." (Şıh Ahmed Fârisî)
Falih Rıfkı'nın bir yazısında o zamanlar Ankara'da yeni yapılan Çankaya'da bir mabed olmadığı burasının tarihte mabedsiz kurulan ilk şehir olmasıyla iftihar ettiğinden Ali Ulvi Kurucu'nun babası: "Yahu, mabedsiz memleket ne olur! Mabed bir memleketi ruh birliğine çağırır. Dinimiz tevhid dinidir, birlik dinidir. Müslümanların Allah'ı bir, peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir... Bu birlik aradan kalkarsa aynen ipliği kopan, şirazesi kopan, tesbihe döner.
Kendilerini ilk gördüğüm o anda, Resul-i Zîşan Efendimiz'in, "Evliya nasıl olur? Veli kimdir?” sualine verdikleri cevap gönlüme doğdu. Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyururlar: "Evliya, yani Allah dostu olanlar, veliler; kendisini gördüğünüzde, size Allah'ı hatırlatan kimselerdir." Evet velilik alâmeti, ne taçtır, ne hırkadır, ne kisvedir, ne alkıştır, ne de şan ve şöhrettir. Veli, kendisini gördüğümüzde kalbimizdeki aksi, uyandırdığı intiba, duygu nedir, ona bakılacak... Sami Efendi'yi ilk gördüğümde bu hadis-i şerifin meali, aynen gönlüme doğdu. "Veli, Allah dostu, kendisini gördüğünüzde, size Cenab-ı Hakk'ı hatırlatan kimsedir." Fakir, bunu merhum Şıh Sami Efendi'de (Ramazanoğlu) gördüm.
Sayfa 314Kitabı okudu
Üstad, temel İslâmî ilimleri okutmanın yasaklandığı, dini kitapların yakılarak ya da satılarak imha edildiği tek parti döneminde, İslâm adına ümitsizliğe kapılan mazlum millete tesellide bulunurken -ni'meti tahdis kâbilinden- şöyle demiştir: "Ne zannediyorsunuz! Bu dinden bir nokta bile eksiltemezler. Muhal farz, dört mezhebin bütün kitaplarını ortadan kaldırsalar, Allah'ın izniyle onların tamamını en küçük ayrıntısına varıncaya kadar yeniden ve aynen yazmaya mâlikim."
Reklam
Müftü Efendi'nin dünya ahvalinde, siyasi hayatta da çok bilgisi vardı ve basireti açıktı. Siyasi kimseleri de çok iyi tanırdı. Erzurum Kongresi'nin yapıldığı günlerde, kuva-yı milliye başlayacak heyecanı içinde bulunan pek çok kimselere, "Herkese kapılmayın. Bu kimselerden sakının. Sizin umduğunuz şahıslar değildir. Mehdi diye sarıldığınız kimselerde Mehdi sureti yoktur. Mehdi gözü böyle olmaz. Mehdi'nin yüzünde nur vardır, dikkat edin. Ben nur değil, ateş görüyorum. Ateş aydınlatmaz, yakar, kül eder." diye ikâzlarda bulunmuştur. Sonra söyledikleri aynen çıkmıştır.
Sayfa 164Kitabı okudu
"Kalanlar kendilerine acısın. Bakalım bizlerin sonu ne olacak? Bizi de aynen böyle rahmetle ananlar olacak mı? Yavrum, bu zamanda, gidenlere değil, kalanlara ağlamalı... Gidenler gitti. Allah dostları tarafından teşyi ve tevdi edildi. Bugünün fitne devrinde kalanlar kendilerine ağlamalı. Ahiretimiz ne olacak diye..."
Sayfa 239
308 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.