(BENCE) BİLİNMESİ, UNUTULMAMASI GEREKEN KİŞİLERDEN..
KADINLARIN MUAYENE VE TEDAVİ OLMASINA KARŞI ÇIKAN MEBUSLARLA YUMRUKLAŞIP ONLARA DÜELLO TEKLİF EDEN DOKTOR MEBUS EMİN ERKUL BEY
yıl 1920 sonları...
mondros ateşkes antlaşması sonrasında izmir ve istanbulun işgali sonrası anadolu coğrafyası kelimenin tam anlamıyla yangın
Lozan'ın iç yüzü.
Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergisinin 6 Ekim 1950 tarihli 29. sayısında yer alan "Lozan'ın İç yüzü" başlıklı yazıda ifade edildiğine göre Lord Gürzon, "Türkiye Islāmi alakasını ve İslâmı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulūs birliği etmiş olur ve Hristiyan dünyasının hürmet ve minnetini kazanır; biz de
Sayfa 212 - Yazar YayınlarıKitabı okudu
Fevzeddin Erol'un Saygı Öztürk'e beyanı
Menzil "post" yüzünden ikiye bölünmüş durumda. Adıyaman'ın Kâhta ilçesine bağlı Menzil köyünde Semerkand cemaati, Eskişehir'in Sivrihisar ilçesine bağlı Buhara köyünde ise Şeyh Muhammed Raşit Erol'un oğlu "Seyda" Feyzeddin Erol var. Erol'un babasının yerine niçin geçmediğini soruyorum. Şöyle diyor:
Aynı cemaatte herkesin gözü bende. Ama her şeyin bir zamanı var. Herkesin bir manevi dersi var. Bitmeden gidip bir şeyhlik, ağalık postuna oturmak değildir babamın postuna oturmak. Ayrıca şeyhlik babadan oğula geçmesin. İstersem geçerdim de. Bütün halkın gözü bendeydi. Kimse amcamı tanımıyordu. Gittim amcamın yanına, ben de aynı bir nefer gibi tövbe ettim, teslim oldum. İki üç sene sonra baktım ki babamın yolunda değiller. Vizyonu değişti. Değiştirince dedim ki: "Burada kalmam bunlara destek olmam demektir. Artık benim Menzil'de yerim yok." Gittim, babamın halifesine amelimi orada devam ettirdim. O zaman Urfa'daydı, gene de oradadır.
Sayfa 42 - Doğan KitapKitabı okudu
Milli Mücadele'de Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan CemiyetiBekir Sıtkı Baykal · Atatürk Araştırma Merkezi · 19969 okunma
işgal kuvvetleri erine dahi selam vermek zorunda bırakılan türk subayı
Mütarekeyi müteakip Osmanlı halifesi tamamıyla düşmanların emrine boyun eğmişti. İşgal kuvvetleri istedikleri gibi hareket ediyorlar ve Türk milletini imha etmeye çalışıyorlardı. Yapmadıkları mezalim kalmadı. Bir Türk zabitinin işgal kuvvetleri erine bile selam vermesi küstahça emredilmişti. Konya'dan trenle Eskişehir'e giderken Afyon'dan sonra İhsaniye istasyonuna geldiğim sırada aynı şeye maruz kaldım. Bunu yapmadığım için beni trenden indirdiler, dört İtalyan askeri süngülü olarak beni İhsaniye istasyon şefine götürdü. Rum olan istasyon müdürü bana hakaret ederek; ''O devir geçti, şimdi işgal kuvvetlerinin emrindesiniz. 25 lira ceza vereceksin.'' dedi. ''Sebebi nedir?'' diye sordum. ''Tren yürürken trene bindiğin için.'' dedi. ''Ben böyle bir şey yapmadım.'' dedim, orada bulunan birkaç vatandaşın müdahalesi üzerine beni bırakmak zorunda kaldılar.
Sayfa 17Kitabı okudu
Selam dostlar,
Bugün size 
Murat Sümer beyefendinin kaleminden #insehirkaranlik kitabıyla geldim.
Fantastik bilimkurgu tarzında yazılan bu kitabı okurken gelecekde bu tür olaylarla karşılaşır mıyız diye düşünmeden kendimi alamadım. Gelişen teknolojiyi yapay zekayı ve robotları düşününce hiç de olmayacakmış gibi değildi hani.
Daha gerçekçi bilim kurgu kitaplarını okumayı seviyorum bu kitapda tam benlikti. Eminim sizde okuyunce benimle aynı düşünceleri paylasacaksiniz.
Kitabımızın konusuna gelirsek;
Kerim Eskişehir'e ablasını ve yeğenlerini görmeye gelir ama geçirdiği kaza sonrası büyük bir karanlık ve sesizlokle karşılaşır. Olağandışı bu olayların ne olduğunu tam olarak anlayamaz ve cep telefonuna sarılır ama ne telefonu ne arabası çalışır üstelik şiddetli bir şekilde yağan yağmurda cabasıdır. Kendisine sığınacak bir yer araken hiç kimseyle karşılaşmaması da çok garip gelir Kerim'e. Bulduğu yerleşim yerlerinde hiçbir canlıyla karşılaşmazken sığındığı bir evde daldığı uykudan uyandıran biriyle tanışır ve asıl hikayede bundan sonra başlar
Bu insanlar nerededir?
Bu şehirde nasıl bir olay olmuştur?
Tanıştığı kişiyle nasıl bir maceraya girer?
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_
_Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi…
_1889 devletin
MAVİ KAR TOPU
Kışın Eskişehir ayazında ellerim hep çatlar ve ben krem sürmeyi hep unuturdum. Düzensiz, kırmızı yarıklar oluşurdu ellerimde. Gözlerimle takip ederdim yarıkları, dokunsam kağıt kesiği gibi acıtırdı. Susuz kalmış toprak gibi kuruturdu rüzgar beni. Ona rağmen bugün yine sürmeyi unutmuştum kremimi. Soktum ellerimi cebime ve yürümek için en karlı yolu