Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Bir garda tıpkı sağır ve dilsizler gibi
Acıklı bir dil konuşarak gürültünün koyulaştığı yerde
Garip hareketler yapıyor ayrı düşmüş sevgililer
Kışın ve silahların beyaz sessizliğinde
Ve gecelerin bakarasında oluşmaya geldiği vakit yeniden
Düş onun ateş parmakları bulutlarda kesişirse
Ne yazık ki demir kuşların üzerine olur
Bu tarlakuşu değil Ey yabanıl Romeo'lar
Ve bülbül de değil cehenneme dönen gökte
Martin'i en derinden etkileyen şey bütün bilgilerin birbiriyle ilintili olmasıydı. Meraklıydı ve öğrendiği her şey, hafızasının ayrı bir bölümüne arşivleniyordu. Bu sayede denizcilik konusunda devasa bir arşive sahip olmuştu. Kadınlar konusunda yine oldukça büyük bir arşivi vardı. Ama bu iki konunun birbiriyle ilgisi yoktu. Hafızasının bu iki
İstanbul, ayrı düşen ana oğullar, karı kocalar, kardeşler, sevgililer demekti. Sönen ocaklar ,solan bahçeler demekti. Dönüşü olmayan gidişler, hasreti dinmeyen gurbetler demekti.Ne zaman birileri gitmeye kalksa Bosna topraklarından İstanbul'a doğru, acı ve özlem eşlik ederdi gidene, sonsuza kadar
Bosna ve İstanbul,aynı kaynaktan fışkıran ama değişik yataklarda çağıldayan iki nehir gibi, asırlardır birbirine kavuşamadan akıp duruyorlardı mecralarını doğru, İstanbul'a , Bursa'ya, İzmir'e, Adapazarı'na göç veren Bosna huzuru güveni mutluluğu yakalamak için beş parmağını açarak elini Trakya üzerinden Anadolu'ya uzatan güçsüz düşmüş bir dev gibiydi..
Ve bir kaçışti İstanbul. umudun yitirildigi noktaydı. Gözyaşları sel gibi akmaya başladığında, önüne karar İstanbul'a sürükledi umutsuzları.
Dinimizin koruyucusu Şeyhimizin (Yüce Tanrı ondan razı olsun) yazdığına göre, çok önceleri, serveti ve orduları dillere destan bir kral varmış. Bu kralın hem güzellikleri hem
hünerleri birbirinden üstün yedi de km varmış. Bu kızlar, aralarına hiç erkek çocuk karışmadan birbiri ardından doğmuşlar. O zamanların güçlü kralları, hükümdarları bu kızlar
Hüzünlü bir türkünün yavaşladığı yerde
Ve beni saran müzik
Çalar çalar çalar saatleri
Yelkovan döner ve gıcırdar zaman
Yelkovan döner gıcırdar zaman
/ Louis Aragon \