Ayşe Nur Patıoğlu

Ayşe Nur Patıoğlu
@ayssaye2
Kitaplarla ilgili paylaşımlar haricinde kimseyle konuşmak istemeyen okur.
Yarının ne getireceğini, yarın olmadan kim bilebilir?
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Yakup Kadri Yaban'da, köy gerçeğine şöyle bir dokunacak olmuştu, kıyametler koptu, Türk köyüne iftira etti diye. Türk köyünü hâlâ: "Çoban kaval çalar, anın Hayati sairanedir. Fısıldaşır, sükût eder, Bu bir güzel teranedir." gibi dörtlüklerdeki havayla düşünenler, bu memleketi tanımıyorlar; onun gerçekleriyle hallü hamur olmadıkça köyü bildiğimizi iddiadan onun adina avukatlık etmekten vazgeçelim bari.
Onlar bir zamanlar içgüdüleri yaşadıkları ortama kalıp gibi oturan, her canlı kadar mutlu birer hayvandılar. Oysa șimdi insanlığın prangalarıyla tökezleniyorlar, hiç anlayamadıkları bir yasanın boyunduruğu altında, bitmek bilmeyen bir korku içinde yaşıyorlardı; büyük acılar çekerek vücut bulan șu insan müsveddesi varlıklar bitmek bilmeyen bir iç mücadele geçiriyor, bitmek bilmeyen bir Moreau korkusu taşıyordu - üstelik ne uğruna? Beni çileden çıkaran, bütün bunların boşunalığıydı.
Sayfa 114Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şehir ahalisi korkunç hakikati yavaş yavaş keşfeder: Sultan delidir! Bu dönemi anlamak için elimizdeki en iyi kaynak Halepli bir yazar-diplomat olan Kemaleddin'in bu olaylardan yüz yıl sonra o dönemde yaşamış olanların tanıklıklarıa dayanarak kaleme aldığı Vekayinamesidir: Bir gün Alp Arslan bazı emirlerle ileri gelenleri toplayap onlara kalenin içinde kazılmış bir tür yeraltı mahzenini gezdirdi. içeri girdiklerinde șu soruyu yönelti: Şuracıkta hepinizin kafasını vurdursam ne derdiniz? Bu tehdidi hoş bir latife sanmuş numarası yapan bahtsızlar, "Zat-ı şahanelerinin emri karşısında boynumuz kıldan incedir" dediler. Ve bu sayede ölümden kılpayı kurtuldular.
Frenkler meyve hülasasından yapılan bu soğuk içeceği Araplardan görüp alacak ve sıvı haline "sirop", dondurma haline de "sorbet" adını vereceklerdir.
Reklam
Reklam
79 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.