"Geçen cuma birkaç genç molla çarşıda gösteri yapmak için adam toplamaya çalıştılar, anayasayı zındıklık diye niteliyor ve kalabalığı Parlamento'nun bulunduğu Baharistan'a doğru yürütmek istiyorlardı. Başarı sağlayamadılar. Hançerelerini yırtarcasına bağırsalar da kent ahalisi hiç kulak asmadı onlara. Zaman zaman bir adam duruyor, attıkları nutku biraz dinliyor, sonra omuzlarını silkerek uzaklaşıyordu. En sonunda kentin en saygı duyulan üç uleması geldi, vaizlere açık açık en kestirme yoldan evlerine dönmelerini, gözlerini de sakın ola yerden kaldırmamalarını söylediler. İnanamıyorum, İran'da yobazlık öldü."
Sayfa 238 - Prenses Şirin
Fener
Kör bir adam gece vakti elinde fener, omzunda testi ile yürürken boşboğaz biri yaklaştı ve, 'Ey şaşkın' dedi, 'Geceyle gündüzün farkı var mı senin nazatında? Elindeki fenerin sana ne yararı olabilir?'
Kör adam güldü, 'Bu feneri benim gibi körler için değil senin gibi sersemler için taşıyorum. Ta ki gelip bana çarpmayasın, testimi kırmayasın.' İlimde İbn Sina'dan daha üstün olsa da cahili cahilden daha çok kimse bilemez. Ey gözaydınlığıyla övünen sersem! Görmeyenleri ayıplama, çünkü onlar kendi işlerini görenlerden daha iyi yaparlar.
Sayfa 130 - TimaşKitabı okudu
Çirkin kılığımdan dolayı beni ayıplama; ey fazilet ve insaftan mahrum adam. Ten bir kın; can ise kılıçtır. İşi kın değil kılıç görür.(Cami,Baharistan)
Sayfa 26Kitabı okudu
Kara Taşın Üzerindeki Kara Karınca
Ebû Haşim-i Sûfi şöyle buyuruyor;
"Dağı iğne ucuyla kökünden kazımak, kalpten kibri çıkarmaktan çok daha kolaydır."
Sakın "Bende kibir yok" demeyesin. Çünkü kibir, karanlık gecede kara taşın üstünde yürüyen karıncanın ayak izinden bile daha gizlidir. İçte olan kibri fark etmek çok zordur. Sufiler buna "gizli şirk" derler.
(Molla Câmî)
Beden ve Ruh
Beden kılıf gibidir, ruh ise kılıçtır. İş gören kılıçtır, kılıf değil. Asıl fazilet insanın ruhundadır.
Sayfa 35