Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bahar

Bahar
@baharozt
"Edebiyatı ciddiye alışımız insanın yüreğini burkuyor."
"Bana çok iyi geldin, Fixie," dedi. Sanki bir meyve suyu detoksu ya da TED konuşmasıymışım gibi.
Sayfa 34
Reklam
... dünyaya uzun kirpiklerinin altından sanki onu vuracaklar mı diye şüpheleniyormuş gibi bakardı.
Sayfa 25
Başın meskeni yastık, geri kalanı ise safi felaket...
Sayfa 21

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yergoviç, Saraybosna Viyeçnitsa'sını ve bünyesindeki üniversite kütüphanesini yutan yangını anlattığı kapanış hikayesinde şunu söyler: "Kitaplar, parıldayan anlarda acıyla biriktirilmiş anılara dönüşecek olan gereksiz şeyleri biriktirme hevesinizin büyüleyici bir kanıtıdır."
Sayfa 17
Bu romanda sanırım biz dedektif romanı yazarları da çözüm konusunda gerek kendimizi aşacak gerekse diğerini şaşırtacak ve kafasını karıştıracak açıklamalar getirmekte başarılı olduk. Buna niye şaşırıyoruz ki, yoksa büyük bir dedektifin alaycı söylemine çok mu alıştık: "Bu olayların sadece tek bir açıklaması olabileceğini göremiyor musun sevgili Watson?" 'Whyn Nehri Cinayeti'ndeki deneyimden sonra büyük dedektiflerin kendilerini daha ölçülü ifade etmeyi öğrenmiş olmalarını umuyorum.
Sayfa 20
Reklam
Ey toprak, ört onun gözlerini Mühürle o güzel yorgun gözleri ey toprak Sar onu sıkıca, mutluluğa yer bırakma Sokulamasın ne neşe ne de iç çekişler yanına Onun soruları yok artık, cevapları da
Sayfa 106
Köklerimin ağırlığından edebiyat ile kurtuldum.
Sayfa 164
"Yazar dediğin belgeleri, ilgili ruhsal durumları ve sezgileri birbiriyle sentezler ve bunlardan bir anlam çıkarır."
Sayfa 143
zaman nedir?
Sormazsanız biliyorum, sorarsanız söyleyemem. -Aziz Augustine
Sayfa 26
"Do it the other way round. Make it more like a murder mystery. What murdered the boy I was? See? Write it backwards." So here it is, my second attempt at the story of Stuart Shorter, thief, hostage taker, psycho and sociopathic street raconteur, my spy on how the British chaotic underclass spend their troubled days at the beginning of the twenty-first century: a man with an important life. I wish I could have done it more quickly. I wish I could have presented it to Stuart before he stepped in front of the 11.15 London to King's Lynn train.
Sayfa 6
Reklam
Psycho
Sapık'ın karakterleri tek karakterdir ve bu karakter bizizdir, filmin yarattığı bu özdeşleşmeye teşekkürler.
Sayfa 183
Psycho
(...) Bates'in bürosunun arka tarafındaki, içleri doldurulmuş kuşlar ve tecavüzü konu alan klasik resimlerle dolu olan odada "tuzaklar" hakkında konuşurlar. Marion, içinde bulunduğu durumun mantıksal uzantısıyla yüz yüze getirilir. Norman ona, "hepimiz özel tuzaklarımızda yakalanmış durumdayız. Pençe atar, tırmalarız ama yalnızca havayı, yalnızca birbirimizi ve bu nedenle asla bir adım bile kımıldayamayız" der; psikotik durumu, gelişmenin olanaksız olduğu sürekli endişe halini, psikolojik bir cehennemi tanımlar. İkisi arasındaki paralellik, Norman ona "Hepimiz bazen biraz deliririz. Size de olmadı mı?" dediğinde, sağlamlaştırılır.
Sayfa 181
Görünüşe bakılırsa insan doğası gereği bizler işler gerçekten kötü bir hal alana ve artık eskisi gibi devam edemeyeceğimizi fark ettiğimiz noktaya gelene dek değişime direniriz. Bu, bir birey için olduğu kadar toplum için de geçerlidir. Kim olduğumuza, ne yaptığımıza, nasıl yaşadığımıza, neler hissettiğimize ve nelere inandığımıza veya ne bildiğimize bakmadan önce kriz, travma, ölüm, hastalık ve trajedi bekleriz. Genelde ancak “en kötü senaryoyu” yaşadığımız zaman sağlığımızı, ilişkilerimizi, kariyerimizi, ailemizi ve geleceğimizi destekleyen değişimler yapmaya başlarız.
(...) Söylemeye çalıştığım şu: Eğer düşünce ve duygularınızın içsel dünyasını değiştirmek için gayret sarf ederseniz, dış dünyanız size, zihninizin “dış” dünya üzerinde bir etki bıraktığını göstermek için geribildirim sunmaya başlar. Bunu başka neden yapasınız ki?
- Peki bunları niçin yazıyorsun? Onun yerine yeni bir roman yazsana? İyi olduğun konu roman değil mi? - Roman mı? Hayır. Artık o kadar takatim yok. Roman yazmak için koca dünyayı omuzlarında taşıyan ve olayların birbirini izlediği aylar, yıllar boyunca onu orada tutması gereken Atlas gibi olmak gerek. Şu halimle o kadarını kaldıramam.
Sayfa 57
2.816 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.