Bakara 30.ayet
Meleklerin “Kan Dökecek Birini Mi Yaratacaksın?” Sorusu Üzerine Bildiğimiz üzere, Bakara suresi 30.ayette Adem’in yaratılışı esnasında melekler Allah’a “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamde derek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz” demişlerdir. Bu ayet kafaları karıştırmakta ve iki soruyu akıllara
Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti. (Bakara Suresi 30. Ayet)
Reklam
Kur'an'daki hükümlerde 3 şey mükemmel şekilde berraktır; 1- İnsanı ALLAH seçmiştir. Taha; 122 2- Bütün hatalarına rağmen,insanın yeryüzünde ALLAH'ın temsilcisi olması istenmiştir. Bakara; 30 3- Kendini tehlikeye atarak, insan özgür şahsiyet emanetini kabul edip yüklenmiştir. Ahzab; 72
Sayfa 129 - TİMAŞ
Kur'ani Hitabet..
1-Kibarca Konuş! Bakara,83 2-Gerçeği Konuş! Al-i İmran,17 3-Zarifçe Konuş! İsra,25 4-Nazikçe Konuş! İsra,53 5- Yumuşak Dille Konuş! Taha,44 6-Yalansız Konuş! Hac,30 7-Düzgün Konuş! Ahzab,70
Hz. Âdem’in yaratıldığı “bahçe”nin bu dünyada olduğunun önemli bir delili Bakara Suresi’nin 30. ayetinde Hz. Âdem’in yeryüzüne “halife” (“sonradan gelen” anlamına sahiptir) atandığının ifade edilmesidir.Sad Suresi 26.ayette Hz. Davud’un yeryüzüne “halife”atandığı, tamamen aynı kelimelerle anlatılmaktadır ve Hz. Davud’u bu dünya dışında bir alanla irtibatlandırmak kimsenin aklına gelmemektedir. Mademki Hz. Âdem, bu dünyaya halife olarak atanmıştır, halifelikle ilgili sorumluluğun olduğu alan bu dünyadadır; o zaman Hz. Âdem’i başka bir boyuttan bu dünyaya ışınlatan ve bu dünyayı bir sürgün yeri gibi sunan izaha bu dünyada yaratıldığı izahının tercih edilmesi gerekir.Daha önce de görüldüğü gibi bütün insanlar “çamur” hammaddesinden oluşmuştur. Bu hammadde ise dünyayı oluşturan materyaldir. Oysa ahiretteki cennetin hammaddesinin neden teşekkül ettiğini bilmiyoruz. İlk insan dahil tüm insanların oluştuğu hammadde bu dünyayı oluşturan hammaddeyse, en makul açıklama insanların bu dünyada yaratıldığıdır. Bu dünyanın hammaddesinden yaratılan ve bu dünyaya halife olarak atanan insanın, dünyadan başka bir boyuta çekilip sonra dünyaya iade edildiği şeklinde bir ifade de Kuran’da yoktur. Eğer böyle bir olay olsaydı, bu çok önemli olaydan da Kuran’da bahsedilmesi beklenirdi.
Sayfa 100 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Sevgi makamının dört lakabı vardır: Birincisi muhabbettir. Muhabbet, sevginin kalbe yerleşmesi, arızi kirlerden arınmasıdır. Muhabbet sahibinin sevdiği karşısında ne bir amacı ne de iradesi vardır. İkinci adı vüd'dür. Bu kökten Allah'a ait ilahi bir isim vardır ki o da el-Vedud'dur. Vüd, Allah'ın niteliklerinden biridir ve O'nda sabittir. Sabit olduğu için de 'vüd' diye isimlendirilmiştir. Çünkü vüd, yeryüzünde sabit olmak demektir. Üçüncü lakabı Aşk tır. Aşk, muhabbetin aşırısıdır. Kur'an'da sevginin şiddetini anlatmak üzere kinaye yoluyla kullanılmıştır. Ayette, 'İman edenler ise en çok Allah'ı sever'(Bakara/165) buyurur. Aynı şey, 'Sevgisi onu kapladı'(yusuf/30) ayetinde de dile getirilir. Yani kadının Yusuf' a dönük sevgisi kalbinde örtü haline geldi. Bu , kalbin üzerini kaplayan ince deri demektir. Öyleyse o, kalbi kuşatan örtü gibidir. Hak, bir rivayette kendisini aşırı sevgiyle nitelemiştir. Bununla birlikte aşk sözü Allah için kullanılmaz. Aşık ve aşk, sevginin bütün parçalarını kuşatacak şekilde sevene yönelmesidir. Dördüncü lakabı ise heva'dır. Heva, iradenin sevilene yoğunlaşması ve kalpte ilk gerçekleştiğinde ona bağlanmasıdır. Allah'ın bu kelimeden gelen bir ismi yoktur. Onun gerçekleşmesinin ise bakmak veya haber veya ihsan gibi bir nedeni olmalıdır.
Sayfa 38 - Litera
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.