Önceleri ona özel bir ilgi göstermiyordum, ama zamanla, nedendir bilmem, bende merak uyandırmaya başladı. Goryançikov’da esrarlı bir şey vardı. Onu karşınıza alıp sohbet etmek mümkün değildi. Gerçi sorularıma her vakit, hatta bunu önemli bir ödev sayıyormuş gibi karşılık verirdi, ama ben aldığım cevapların ardından başka bir şey sormaya
"Okul bütün öğrenciler gibi bana da kar yağarken tatil olduğunda sevinilen bir yer gibi geldi. Okulun okumakla ilgisini bir türlü kuramadım. Okumanın anlamını daraltıp diplomaya indirgeyen bir yerdi orası. Okumayı onardım, okulu kırdım!"
Geçtiğimiz hafta annemle babam, artık alışkanlık haline getirdikleri kavgalarından birini daha yaptılar, birbirlerine hakaret ettiler. Onlar, benim bu durumdan ne kadar etkilendiğimin farkında bile değiller, fakat ben yine çok üzüldüm. Ertesi gün okula içim buruk, kaygılı bir şekilde geldim, kendimi yalnız hissediyordum.
Evde yaşadığım bu durumu
Empoze ve propagandaya dayalı ideoloji temelli bir eğitimden insan şahsiyetini inşa eden, kemalat eksenli bir eğitime geçmekten başka çaremiz yoktur. Bu hedefte dikkat edilmesi gereken husus, ''Kem âlat ile kemalat olmaz,'' hakikatini gözden kaçırmamaktır.
Bursa'daki bir fabrikada yöneticilere danışmanlık yapıyorum. Bir yöneticiye "Sizin üzerinizde kimlerin etkisi vardır, neden?" diye sordum. Hiç düşünmeden, "En çok ilkokul öğretmenimin," dedi. Neden diye sorduğumda anlattı. İlkokula başlamış, okula hep dolmuş ile gidermiş. Evine en yakın ulaşım dolmuşmuş. Bir gün ilkokul
Kitabın başlığı beni ilk başta yanılttı. Genel anlamda öğretmenleri anlatan bir kitap bekliyordum ama daha çok imam hatip liselerindeki öğretmen ve öğrencilere yönelik olmuş. İmam hatip liselerinde okuyan ve okutan herkes için farkındalık yaratabileceğine inanıyorum. Eğitim ve öğretimdeki eksiklikleri; öğretmenin, öğrencinin, velinin ve müdürün yerlerini güzel bir şekilde anlatmış. Kendi alanı üzerinden de kaleme aldığı konular var bazı kısımlar tam aklıma yatmış değil onu da kendi eksikliğime bırakıyorum.