Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
Susayım susayım dedim de olmuyor!!
Arkadaşım senin alıntını beğeniyor olmam, seni takip ediyor olmam seni beğendiğim anlamına gelmiyor... Sana kur yapmıyorum, seni baştan çıkarmak ve iletişim kurmak gibi bir amacım yok!! Paylaşmışsın hoşuma gitmiş beğenmişim. Ben seni takip ettim diye bana kıt türkçenle slm nbr yazma gibi bir hakka sahip değilsin!!! Kadın olsun erkek olsun kimsenin kimseyi rahatsız etmek gibi bir lüksü yok.! Beni dinden imandan çıkarmayın... Evli olduğunu bildiğim adamlar kadın avında, evli olduğunu bildiğim kadınlar erkek avında... Seviye yerlerde, ana sayfamda cinsel organını sergileyen herifler, dm at konuşalım paylaşımları sıkıldım bıktım topluca her şeyden, amacı dışında abuk sabuk bir yere dönüştü platform... Ha bunları görüyoruz yetmiyor bir de her şekilde ayrı ayrı tacize uğruyoruz... Bıktım yobazlığınızdan, örümcek ağı bağlamış beyninizden, sığ düşüncelerinizden sapıklığınızdan... Kimse sizinle konuşmak istemiyor, kimse sizden mesaj beklemiyor kimse size ölüp bitmiyor adam akıllı durun iki alıntı okuyup defolup gideceğiz olay bu yani.
Edmond iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geriye dönüp söyleyebilsem söylerdim. Edmond derdim, her ihanet sevgiyle başlar.
Herkese merhaba. Lütfen toplanın, çünkü hem ilginç bilgiler vereceğim sizlere yani bilgilendirici bir inceleme olacak, hem de oldukça eğlenceli...
İşin bilgilendirici kısmından başlayalım. Bu yaz İngiltere Edebiyatı'na bir hayli aşina olmaya başladım, özellikle Victoria Dönemi diye geçen 19.yy kitaplarına. Bu dönemde en göze çarpan özellik,
- Ben geldim annem.
- Hasretine dayanamadım ve sana geldim.
- Seni çok özledim biliyor musun?
- Senden ayrı olmak kor gibi yakıyor yüreğimi. Gözyaşlarım
serinletmiyor beni anne.
- Ne olur rüyalarıma gelsen olmaz mı?
- Bana bir sarılsan, öpüp koklasan, dertlerime derman olsan.
- Akşamları yatarken seni arıyor gözlerim. Seni göreceğim
umuduyla
Frida Kahlo, Diego'dan vazgeçme eşiğini şöyle açıklamıştır;
●Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
●Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
●Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
●Gözlerime baktığında kalbinle
Bugün babamın mezarına gidince gitmeye yakın ona söz verdim. Bir gün yüksek lisansımı tamamlayıp, doktoramı da yapıp seni gururlandıracağım. Evleneceğim adamla gelip mutluluğumu seninle paylaşacağım. Ve bir gün oğlum olursa senin adını vereceğime dair söz veriyorum. Tıpkı sen annenin adını bana verip de acını unuttuğun gibi. Bu söz için yaşayacağım. Ne zaman dibe çökersem bu sözü aklıma getirip yeniden ayağa kalkacağım.
Bir tarihte Kayseri'ye bir Yahudi gelmiş.
Adı da Moizmiş. Ticaret yapmak için Kapalıçarşı'da bir dükkan tutmuş. Mekan komşularına sormuş;
'Bu çarşıda en çok kimden çekinmeliyim ?'
Birkaç dükkan ötesini gösterip "Bak orada bir Ahmet Ağa var onun yanına desturla yanaş." demişler.
Moiz gitmiş Ahmet Ağa'nın