Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen türkü yak ben mermi
Bana günahtır, Nereye gidersem orası senin yurdun Çünkü aklımdan çıkmıyorsun ...
İki Keşiş Issız bir dağda, Tanrı’ya tapan ve birbirini seven iki keşiş yaşıyordu. Bu iki keşişin pişmiş topraktan bir kasesi vardı; sahip oldukları tek şey de bu kaseydi. Bir gün, daha yaşlı olan keşişin kalbini kötü bir ruh ele geçirdi ve daha genç olan keşişin yanına gidip şöyle dedi: “Uzun zamandır birlikte yaşıyoruz, ayrılmak zamanıdır. Neyimiz varsa bölüşelim.” Bunun üzerine, daha genç olan keşiş hüzünlendi ve arkadaşına dedi ki: “Kardeş, beni bırakmak zorunda kalman kahreder beni. Ama mutlaka gitmem gerekiyorsa, öyle olsun.” Sonra toprak kaseyi getirdi ve “Bunu bölüşemeyiz, Kardeş, senin olsun, dedi. O zaman, daha yaşlı olan keşiş şu karşılığı verdi: “Sadaka istemem, sadece bana ait olanı isterim. Kase bölüşülmeli.” Daha genç olan keşiş cevap verdi: “Kase kırılırsa ne işimize yarayacak? Hediyemi gerçekten kabul edemiyorsan kura çekelim.” Yaşlı keşiş yineledi: “İstediğim yalnızca adalet, bana ait olan şeye sahip olmak isterim ben, kurayı göze alamam. Kase bölüşülmeli.” Genç keşişin öne sürebileceği başka bir sav kalmamıştı artık. “Gerçekten de istediğin bu ise, kasenin bölüşülmesini istiyorsan, kıralım bitsin bu iş “ dedi. Bunun üzerine, yaşlı keşişin yüzü karardı ve bağırdı: “Ey korkak melun, kavgadan kaçıyorsun ha!”
Reklam
"Ama alıştım Muazzez, bundan sonra yokluğunla geçecek zaman. El pençe divanım huzurunda. Sana tahsis ettik yürek denilen o arsayı; koy in cin top oynasın; koy anılar cirit atsın. Anladım sensiz bu dünya bana dar. Kabulümdür; kalbimin senin gibi bir yatırı, birlikte geçen yılların kadim bir hatırı var..."
Sayfa 65
“Seni seviyorum. Gerçekten Lee. Başka birini seçmiş olsaydın bile... Hayatıma giren hiç kimse senin gibi olamazdı. İnan bana. Senden uzaklaşmam ya da başka yollara sapmam gibi şeylerden asla korkmana gerek olmayacak.” Hafifçe döndüm ve elimi göğsüne koydum. “Biliyorum. Senin de endişelenmene gerek yok. Ben kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim.
Sayfa 327
Ne zamanki Mem'i kendimize seçtik Bilcümle elemi kendimize seçtik Ben, gam ülkesinde zafer kazandım ya O gamlar gelip teslim oldular bana Mem benim olsun ve merhamet de senin Gam benim olsun ve saltanat da senin
Sayfa 262 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
İçime girdiğindeyse komik hiçbir şey kalmamıştı. Evimdeydim. Tamamlanmıştım. Bütündüm. Ona aittim. Liam yavaş yavaş gidip geliyordu ama ikimiz de fazla dayanamayacaktık. Elini aramıza soktu ve klitorisimi okşamaya başladı. Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti, giderek yükseliyordum. Aşk, arzu ve diğer tüm duygular birbirine karışmıştı. Aşmamız gereken kalkanlarımız yoktu. Aramızda duran gizlerimiz yoktu. Birbirimize bedenimizi ve ruhumuzu veriyorduk. Yarın o bana adını verecekti ve ben de ona kalbimi. Zirveye ulaşmıştım ve orgazmın şiddetiyle sarsılıyordum. Liam sessizce peşimden geldi ve ikimiz de soluk soluğa yatağa uzandık. “Kimin bekarlığa veda partisine ihtiyacı var ki? Senin bekarlığa veda törenini tercih ederim,” dedi gülerek ve göğ­ süne hafifçe vurdum. “Hazır mısın?” diye sordum cevabı çoktan bildiğim halde. Liam dirseğinin üzerinde doğruldu. Yüzü hemen yü­ zümün yanındaydı. “Hayatımda hiçbir şeye bu kadar hazır olmamıştım. Ne eğitimlere, ne görevlere ne de hayatımdaki başka bir şeye. Sen, sen hayatım boyunca beklediğim o şeysin. Hiç tahmin etmezdim. Ve bunu resmileştirsek de resmileştirmesek de her zaman benim olacaksın.” “Seni seviyorum.”
Sayfa 326
Reklam
Bir ışığı harladın Mem'in yüzünde Onunla yakıp dağladın kalbimi de Benden nasıl bir çıkarın var ki senin Öyle yiğit bir eri bana gösterdin? Neden önce bana gösterdin ki onu? Sonra neden benden gizledin ki onu? Yaktın beni ayrılık ateşi ile Öldürdün ah kavuşma kederi ile
Sayfa 234 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
"Birisini eleştirmeye kalktığında," dedi bana, "şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hiç aklından çıkarma."
" Sen 'hayır' demelisin, o sana hayır dediğinde. Biliyorsun, senin hayatını seviyorum, senin özgürlüğünü seviyorum, senin işini seviyorum. Ama bugün bana dersen, ben diğer tarafa gitmeliyim, elimde silahla hak konuşmalıyım ve ben biliyorsam ki sen mecbursun, o zaman derdim: <Git> Ama sen bir yalan uğruna, kendin bile inanmadığın, sadece zayıflığından ve korkundan dolayı, gidersen ve arada sıyrılmayı dilersen, o zaman sana acırım, evet, sana acıyorum! İnsanlık namına bir insan olmak için, inandığın bir şey için gitmek mi istiyorsun? O zaman seni engellemem. Ama canavarlar arasında bir canavar, köleler arasında bir köle olmak içinse karşı çıkarım. Kendi fikri için insan fedakârlık yapar, ama başkalarının çılgınlığı için değil...
Butünü görmeden parçadan yola çıkarak karar verme. Bazen senin şer gördüğun parça, bütün içinde bir sonraki parçayla birleştiğinde hayır olabilir...
Sayfa 390 - Bilge Oğuz Yayınları/Kehf Suresi
Reklam
" Yetmedi mi? Hiç istemiyorsun artık. Yine de kendine bunu istettiriyorsun, işte bu da senin suçun. Nefret ettiğin bir şeye bağlanıyorsun ve bunun için hayatını ortaya koyuyorsun. Neden kabul ettiğin bir şey için mücadele etmiyorsun? Kendi düşüncelerin için kan dök- Tamam! Fakat neden yabancı düşünce için? Ferdinand, özgür kalabilmek için neyi daha çok istediğini unutma, diğer taraftakiler ne? Kötü Aptallar! Kendin yeterince istemezsen seni bağlarlar ve o zaman kendin bir aptal olursun. Bunu sen bana hep söyledin... "
Sevgi tanımımı özetleyen cümleleri Rabindranath Tagore adında Hintli bir şair özetlemişti: "İstediğin zaman lambayı söndür. Senin karanlığını da tanır ve severim." Nerede denk geldiğimi hatırlamadığım bu dizeler aklımda asılı kalmış, kalbime işlemişti. Bir insanın karanlığını bilmekte, çekmekte ne değerli şey olmalıydı. Bu dizelerin anlamı bana göre okyanusun derinlikleriydi. İstediğin zaman kendin ol, karanlığını göster, seni tanırım ve yine yanında olurum diyordu, sadece Hintli olduğunu bildiğim bu şair. Benim karanlığımı tanıyan tek kişi, hayatımdayken en yakın arkadaşım olan, şimdi ise içimde çekilmiş bir diş boşluğu bırakan Esin'di.
Sayfa 9 - Armoni YayıncılıkKitabı okuyor
İçimdeki bir şey beni yakıp bitiriyor ve bütün bildiğim bu şeyin bana sürekli olarak seni düşündürdüğü. Bir kitap okurken bile sayfanın ortasında senin yüzünü görüyorum.
Sayfa 102 - Koridor YayıncılıkKitabı okuyor
Benim kalmamın senin üzerinde en küçük bir tesiri, bir faydası olacağını bilsem muhakkak kalırdım. Hiç inkâr etme ve benim yanlış düşündüğümü zannetme; bana olan bütün sevgin, senin üzerindeki bütün nüfuzum, bir parçacık bile seni değiştiremedi.
Sayfa 228Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.